Bölüm 15

191 7 0
                                    

**elif tekrar ediyorum amına çakim senin.
koştum üstümü değiştirdim
nizamiyeden dışarı çıkıp
ilk telefondan ebruyu aradım
kadıköydeyim dedi
bindim otobüse gittim yanına
elinde hiç bişey yoktu
bana verecek
-ne vereceksin dedim
-acelesi yok dedi
yanında çantası vardı
ne verecekse o çantadan çıkaracaktı ama çantada pek büyük değildi
-iyi tamam bekliyorum o zaman dedim
-teşekkür ederim yazdığın için dedi
-okudun mu dedim
-evet dedi
-istediğin gibi olmuş mu dedim
-hayır dedi
bu cevaptan sonra çantadan söz yüzüğünü çıkarıp bana teslim etmesi ihtimali çoğaldı
onu biraz daha göreyim
biraz daha sesini duyayım diye
hiç konuşmak istemedim
biraz daha bana baksın
her gece düşündüğüm her an aklımda olan birisini en azından birazcık daha yakından hissedeyim diye sessizce ama herşeye hazırlıklı gözlerine baktım
bir kaç desimetre uzaklıkta olan ellerine bir daha dokunamayacağım korkusunu kendi ellerimi tutarak
bir daha dudaklarından öpememe ihtimalimi sıcaktan kurumuş dudaklarımı ıslatarak bastırmaya çalıştım
-hazır mısın dedi
neye bile diyemedim
elini çantasına attı iki yüzüğü çıkarıp masanın ortasına koydu
ilk defa ağlamaya dudaklarımdan başladım büzüştüler gittiler
nefes alma fonksiyonlarımı off çekerek normale döndürmeye çalışsamda fayda etmedi
yüzümü kaldıramadığım için damlalar yüzüme degmeden yerlere döküldü
-kelebek dedi
-efendim dedi o halde ona bakamadan
-bana bak dedi
sonra damlalar yüzümde yol bulmaya başladı
parmağını uzattı
-tak bir kez daha çıkarttırma dedi
filmlerde sacma sapan aşıklar yolda gördüğü herkesi öper herkese sarılır ya mutluluktan
onlara saçma sapan diyeni ekşın reyiz siksin
haklılarmış beyler herkese sarılıp herkesi öpmek istermiş insan
bu arada saol amına çakim ekşın duaların kabul oldu affetti beni.

**babanız alkolikse onun alkolü bırakabileceğini sadece umut edersiniz
alkolü bıraktım bir daha içmeyeceğim derse de
her gece eve gelişinde ilk dikkat edeceğiniz şey
içmiş olup olmadığı olur
alkolle babanız sizin için aynı anılmaya başlar
en yakın arkadaşınıza en büyük sıkıntınızı sırlarınızı vererek anlatırsınız
ondan beklediğiniz tepkiyi alamayınca hem pişmanlık duyar
hemde ona bir daha birşey anlatmazsınız
güvenini kaybederek yaşanmaya devam edilecek şey değildir aşk
kazıklandığınızı hissettiğiniz bir markete bir daha gitmezsiniz
aşıkken durup düşünebilme olayları gözden geçirebilme yeteneğiniz varsa
çekeceğiniz acılar daha da azalır
sevdiğiniz kişi orospu olmayabilir ama orospu çoçukluğu yapmayacağı anlamına gelmez
siz birine deli gibi bağlanmışken
geceniz gündüzünüz onu nasıl mutlu ederimi düşünmekle geçerken
aynı tepkiyi size vermemesini bile orospuluk olarak algılarsınız
yıllarca beraber olduğunuz birisinin üzerinde hak sahibi oldugunuzu düşünürsünüz
götünü sallayarak yürümesinden
götüne geçirdiklerine
kiminle konuştuğundan
kimin yanında olduğuna
sürekli boğarsınız nerdesin ne yapıyon kim var yanında diye
hepsini bende düşündüm
ebru nerde ne yapıyor kiminle
o ceyhun piçiyle görüşüyor mu
erkek arkadaşlarının evine gidiyor mu
onlarda kaldıgı oluyor mu?
evet hepsini düşündüm ama sadece düşünmekle kaldım
hiçbirisini ona yansıtmadım
sadece gözümle gördüklerimin hesabını sordum
ceyhunla sarılırken görmem
o arkadaşı ile el ele diskoda dolaşması
sizce hayat bu adar tesadüfi mi?

**ebru'nun yaptıkları sadece benim gördüklerimden ibaret miydi
hiç mi sarılmadı başka bir erkeğe
hiç mi gidip dans etmedi?
şimdi size bunları sordum
bende sizin bildiğiniz kadar biliyorum
sonuç ne peki?
sadece şüphelendiğimizle kaldık
gözüyle görmediği bir şey için en kötü anımda askerdeyken hayatımı zehretti bana
onun için birşey yapmamı istedi
sabahlara kadar uğraştım yazdım
onun için ekşından bir trilyon dayak yedim
bu muydu yani
hadi affetim tekrar tak barışalım
aynı mı olacaktı herşey
sevinmedim mi barışacak olmamıza tabi ki sevindim çünkü seviyorum
ama parmağı düzelt yüzüğü tekrar tak sonra hadi öpüşelim
el ele gezelim sevgili olalım yine
o kadar basit değil beyler
benim hayatımda bu olayın yüzüğü tekrar taktım
sonra sarıldık barıştıktan ibaret olmasını istemedim
böyle bir anı istemiyordum
-niye geri geldin dedim
-sevinmedin mi dedi
göz yaşlarımı da yavaşca kuruladım
-sevindim geldiğine dedim
parmağı hala havadaydı
sadece yüzüklere baktım
-takmayacak mısın dedi
-önce biraz konuşalım dedim
bana trip attı vay efendim istemiyormuş beyefendi boşuna gelmişim o kadar yolu falan diye
önceden ağlamış olmam
yaşadığım onsuz günlerin sıkıntısına birde onun bu tribi eklenince sinirlendim

anlatsam mı anlatmasam mıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin