-2-

70 4 2
                                    

Hazırlıklar devam ediyordu. Ediyordu etmesine de Ali'nin canını sıkan bir şeyler vardı, nedense içinden bir ses ailesini bırakmaması gerektiğini düşünüyordu. Bu durumu arkadaşlarına da açıklayamıyordu. Artık pısırık sanılmasından bıkmıştı çünkü. Aniden söylenmeye başladı. Banane canım ne halleri varsa görsünler, bu zamana kadar yanında durduğuma şükretsinler dedi. Bu arada Ali üvey annesi, babası ve kardeşiyle yaşıyor. Öz annesine ne olduğunu ise bize Ali anlatacak. Sonra dolabın üzerinden tozdan neredeyse gözükmeyen bir valiz indirdi ve eşyalarını yerleştirmeye başladı.

Bu sırada kapı çaldı, gelenler Can ve Kerem'di annesi içeri aldı ve hemen odaya geldiler.

ALİ: Hoşgeldiniz

CAN: Naber kanka

ALİ: İyidir kanka senden--------

KEREM: Selamlaşma faslınız bittiyse konumuza dönebilir miyiz? Tatilin bitmesine kısa bir zaman kaldı. Bizi yeni bir hayat bekliyor. Hazır mısınız?

ALİ: Açıkçası hazır olmayı planlamıyorum, akışına bırakıcam bu durumu zaten ne zaman bir plan yapsam başıma kalıyor. Siz yanımdasınız o yüzden içim rahat.

CAN: Bu ne duygusallık yahu, ağlayacağım valla.

ALİ: Bu aralar böyle işte...

Ali'nin annesinin "yemek hazır" anonsundan sonra hepsi aşağı indi ve "soruşturma" başladı.

ANNE: Benim çocuğumun kim aklına girdi? Anlatın bakayım!

ALİ: Benim aklıma falan giren yok. Hem annem değil misin sen; okumaya gidiyorum işte, sevinsene biraz. Size de yaranılmıyor. Hadi gençler çabuk yiyin de dışarı çıkalım.

   Ali son cümlesinde bu konu hakkında daha fazla konuşmayalım dedi. Bakmayın siz onun dışarı çıkalım demesine. Evet Ali dışarı çıktı ama Can ve Kerem'i uğurlamak için... Onları gönderir göndermez koştu odasına ve yeni hayatının bavulunu hazırlamaya devam etti. 

Ali fazla dalgındı, gereğinden fazla. Sebebi neydi acaba? Ailesiyle arası limoni belli. İyi de ne olacak ki? Herkesin ailesiyle bir sürü sorunu var. Üniversite yaşına gelmiş çocuk bunu mu dert edecek? Bence sorun kız arkadaşında, pardon eski kız arkadaşında. Çünkü yeni ayrıldılar ve maalesef iyi ayrılmadılar.

Kızın adı Yasemin. Yasemin sarı saçlı, mavi gözlü güzel bir kız. Ali de fena değil yani, yakışıyorlardı açıkçası.. Ali aşık mıydı bunu bilemem de, sevdiği belliydi. Çünkü o donuk bakışları onu gördüğü zaman bambaşka bir hal alıyordu, yuvalarından fırlıyordu demek pek yanlış olmaz. Her neyse şöyle bir gerçek var ki aşk da sevgi de karın doyurmuyor.(Yasemin için) Biraz paragöz biri kendisi. Hayatta her şey para diyor sürekli. Haklılık payı vermek lazım tabii ki. Para konusunda bir şeye karşı ama. Neye mi? Alman usülüne! Hesabı erkek ödermiş. Valla Ali ödemedi. Bir gün  bunlar kafeye gitti, yediler içtiler sonra hesap geldi ve işte böyle oldu:

YASEMİN: Aşkım sen ödeyiver ben kapıda bekliyorum. 

( Bu arada Ali parasını sakınan bir çocuk değil sadece sanırım artık sevildiğini değil, kullanıldığını hissediyor. Şu da bir gerçek ki ailesinin durumu da öyle süper değil. Baba devlet memuru, evde tek çalışan. Vaziyet böyle işte...)

ALİ: Bu sefer ödeyemeceğim, biraz sıkışığımda. Alman usülü halledebilsek en azından?

YASEMİN: Nasıl ödeyemeyeceğim? Karşında kankan yok senin alman usülü ödeyecekmişsin. Gidiyorum ben hallet işte.

ALİ: Dur gitme, bir şey söyleyeceğim. AYRILIYORUZ! Al bak ödüyorum, cebimde kalan son paramı bırakıyorum  buraya ama bir daha asla ve asla arama beni. Yoruldum artık... Sana sevgili değil banka lazım.

Yasemin cevap veremeden ağlayarak oradan ayrıldı. Açıkçası haketmiş gibi gözüküyor fakat şöyle bir gerçek var ki: Yasemin Alman usülü ödemedi ama çok ağır bir bedel ödedi. O da mı seviyormuş anlamadım ki. Kızın psikolojisi alt üst olmuş çünkü. Bence Ali burada kendini suçlu hissediyor ama görücez bakalım yakında nasıl olsa çıkar kokusu.

Eve gittiğinde Can onu kapıda bekliyordu. Ali, Kerem nerede diye tam soracaktı o da orada bitiverdi. Başladı koyu bir sohbet. Gürültüden bir şey duyamadım ama üçünün de yüzünde güller açtı birden. Konuştukları konu belli aslında. Okul işidir muhtemelen.  10 gün sonra üçü de birer İzmir yolcusu ya onun mutluluğudur. Şu 10 gün içinde neler olacak da bu çocuklar İzmir'e gidecek. Hayırlısı bakalım...




Sevgili okuyanlar,

Böylece 2. bölümümünde sonuna geldik. Siz bunu okurken ben muhtemelen diğer bölümü yazıyor olurum. Bölümleri özellikle uzun tutmadığımı belirtmek isterim. Hem siz sıkılmayın hem de birazda meraktan zarar gelmez. :) Umarım gidişat iyidir, yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okuamalar dilerim... 





SADECE YAZI KALIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin