-3-

32 2 0
                                    

Günler geçiyordu, İzmir'e gitme günü geliyordu fakat beraberinde sorunlar hiç bitmiyordu... Bu sefer problem Kerem'de. Kerem'in ailesi onu destekledi biliyorsunuz, bir problem yoktu fakat bu sefer Kerem'in hırsı onun gözünü kararttı... Yani sanırım onun "İzmir hayali" bir pişmanlığa dönüşmüştü. Şöyle biraz sınav zamanına dönelim.

Siz de ailesinin ona güvenmesinden anlamışsınızdır ki Kerem gerçektende güvenilir bir çocuk. Aynı zamanda başarılı da ve tabii ki hırslı da... Üniversite başarısı hiç fena değildi. Yani İstanbul'da gayet güzel üniversitelere gidebiliyordu fakat o tercihini İzmir'den yana kullandı. Sürekli düşündü, İstanbul'da okuyup çok daha iyi yerlere gelebilirdim. Evet arkadaşlarımı çok seviyorum fakat onlar bana bir fayda sağlamayacaklar. Aileme bir borcum var ve bu borcu ödemem gerekiyor deyip durdu. Peki ne oldu da birden aklı bu kadar karıştı bu çocuğun, hani her şey güllük gülistanlıktı?  Sorunun cevabı belli aslında. Bu çocuğun aklını biri kurcaladı. Kim olmuş olabilir? Ailesi de desteklediğine göre geriye "hani şu doktor olacak benim oğlum" diyen tatlı ninelerimiz varya işte büyük ihtimalle Kerem'in babaannesi Ayşe hanım karıştırdı ortalığı. Kaç yaşında kadın aklı nasıl eriyor böyle şeylere diye düşünmeyin, Kerem'in ailesi erken evlendiği için haliyle babaanne de biraz genç. Geçende bir konuşmalarına şahit oldum:
AYŞE HANIM: Oğlum geçende annenlerle konuştum, duydum ki İzmir'e gidiyormuşsun ki okumak için.
KEREM: Evet babaanne şimdilik öyle gözüküyor.
AYŞE HANIM: Bak oğlum açık konuşacağım. Biz bugüne kadar hep senin iyiliğini istedik, çok iyi yerlere geleceğini düşündük. Çok şükür sen de bizim yüzümüzü kara çıkarmadın, çok iyi bir puanla çıktın karşımıza. Aferin sana tekrar tekrar. Biz senin her şeyinle gurur duyuyoruz. Ama bence sen kendine yazık ediyorsun be oğlum,  İzmir'e gidince ne olacak okumuş için okuyacaksın sadece, belki onu bile yapamayacaksın. Yanlış anlama arkadaşlarını tanımam etmem belki iyi çocuklardır ama güvenemem oğlum. Biz seni çok seviyoruz ve senin için her şeyin en güzelini olsun istiyoruz. Ailen de bakma izin veriyorlar ama sana güvendikleri için sadece. Hep bir yanları Ne gerek var diyor. Bunu iyice düşünmeni istiyorum.
KEREM: Düşünücem.

Evet ettiği tek kelime bu oldu, "düşünücem" deyip kapattı telefonu. Düşünmek için çok fazla vakti yoktu ama fazla dağılmıştı, bu yüzden biraz sosyal medyada kafa dağıtmak istedi. Dağıtmak mümkün mü şimdi tercih zamanı ya heryerde üniversite reklamları... Sitelerde biraz dolaştıktan Sonra bir uzmanın yazısı dikkatini çekti açtı ve okumaya başladı.
Okudu, okudu bir yerinde durdu ve gözleri fal taşı gibi açıldı. Diyordu ki:
"Sizi başarılı yapan okuduğunuz üniversite değil, kendinizdir. Siz istedikten sonra her şeyi heryer de yapabilirsiniz.Bunun için de çok çalışmak gerektiğini unutmayın."  Kerem hırslı bir çocuk olduğunun farkındaydı ve çok iyi biliyordu ki ne isterse onu yapar. Bu yüzden bir anda babaannesinin dediklerini unutuverdi ve dedi ki: Ben de Keremsem bunu başarıcam, İzmir'de de okuyup en kral mesleği elime alıcam ayrıca bunu dostlarımla beraber yapacağım dedi ve hemen bir kağıt kalem çıkardı. Gitmeye karar verdiğini ailesine gidene kadar açıklamayacaktı. Yazacağı mektuptan öğreneceklerdi. Başladı yazmaya.

Sevgili ailem,
Biliyorum bugüne kadar benim için elinizden geleni yaptınız. Bunun için size minnettarım. Bunların her birini bir borç bilirim ve bu borçlarımı ödemek için elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz.
Evet  bir kademe daha atladım. Ben bir üniversite öğrencisiyim artık. Kararımı verdim. Dostlarımla birlikte İzmir'e gidiyorum, bir süre orada hayatıma devam edeceğim. Hem tatillerde geleceğim tabii ki, siz de gelirsiniz istediğiniz zaman. Benim bir hedefim var ve bu hedefime nerede istersem ulaşabilirim. Buna sizinde inanmanızı diliyorum ve sizi çok seviyorum. Bunu ben gitmeden bir gün önce okuyacaksınız ve sıkı sıkı sarılacağız merak etmeyin, sizi seviyorum.
                Oğlunuz, Kerem.

Tüyler diken diken...Ne güzel yazdın be Kerem.
Kerem'in yüzünde güller açıyordu evet gerçekten de böyle daha mutlu olacaktı. Ailesi de onun her şeyden önce mutlu olmasını istemez mi. O zaman bu duruma karşı çıkmamaları en güzel karar olur. Aile dediğim öncelikle saygı değer babaannemiz.
Kerem bir hayal kuruyor ve bu hayalini gerçekleştirmek için çabalıyor bu da bir başarı değil midir zaten...

SADECE YAZI KALIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin