ARKADAŞLAR HEPİNİZDEN ÇOK ÖZÜR DİLİYORUM. OKUL VE SINAVLAR YÜZÜNDEN BİR TÜRLÜ GİRİP PAYLAŞAMADIM. ZAMAN AYIRAMADIM. BANA DEĞER VERİP HİKAYEMİ DESTEKLEMENİZ BENİ ÇOK MUTLU EDİYOR. BUNDAN SONRA SON SINAVLAR OLDUĞU İÇİN BİRAZ FAZLA İLGİ GÖSTERECEĞİM, SÖZ VERİYORUM. DESTEKLERİNİZİ ESİRGEMEYİN. BU ARADA MULTİMEDYADA ELÇİN'İN ANNESİ AARON'I ÖPERKEN.. :D İYİ OKUMALAR :))
Doktor ile konuşmamız yarım saat bile sürmemişti. Ben tam derdimi anlatacakken kadın lafımı kesip kesip sorular soruyordu. Cevaplarımdan sonra notlar felan alıyordu. Mesela bir ara;
''Annenle baban ne zaman ayrıldı?'' diye sordu. Lan napacan sen annemle babamı? Ben burda sana gıcık üvey gavatlar'dan tut da Türkiye'yi özlememe kadar derdimi anlatacam. Salak karı. Sen bana odaklan önce.
Ne zaman ayrıldıklarını söyledim. Bu salak doktorun cevabı kendisi gibi basit olmuştu.
''Yaşadıklarından dolayı depresyon'a girmişsin.''
Hadiiii! Şaka yapıyorsun be! Hakkaten ben o kadar malım ki zaten hiç aklıma gelmedi bu olaylardan dolayı sinirlendiğim hayata küstüğüm felan... Bravo doktor. Daha fazla para harcamamak için onun cümlesinin üzerine birşeyler diyip kalktım çıktım odadan. Neresi sırdaş lan bu kadının?
***
"Sen nasıl bir manyaksın???"
abi çakması kapımı bile tiklatmadan odama dalmış kahkaha atıyordu. Kulaklık taktiğim halde duymuştum sesini. Asıl sensin manyak. Hastaya bak lan..odama dalışını fark etmedi herhalde.
"Ne oldu be?" dedim uzandığım yatağımdan fırlayarak.
"Doktor ne dediysen artık 'bir daha o kızı buraya getirmeyin lütfen' demiş annene ve babama. Hahahhaha!"
"Kendini bir bok biliyormuşcasına yükseltirse...götünün üstüne düşer böyle."
"Senden korkulur."
Dur bi dakka lan. Gülümsemem hemen kaybolmuştu. Ben bu salağa küs değil miyim? Küsüm.. Iki gün önceki o halini unutmuyorum.. Şarap denemeler, yer bakınmalar, takım elbise seçmeler..yanıma gelip "ne oldu" diye bile sormadı. Biraz trip atayım da ayarına dönüş yapsın pezevenk.
"Çık odamdan." diyiverdim birden.
"Ne?"
"Sağır mısın çıksana kardeşiim!!"
"Ne güzel gülüyoduk ne oldu iki dakikada kızım??"
"Simdi gülmüyorum işte! Gitsene lan!"
"Gerçekten hastasın sen.." diye tıslayıp çıktı odadan çakma abi.
Sensin lan o! Bana hasta diyip sinirlerimi bozuyor. Belki defolup gitsen babanla hayatımdan, kendime gelebilirim. Salak..
O değil de, ben dün hastanede bir kız ile tanışmıştım. O da sağlıklı birine benziyordu ya.. adı neydi? Heh, Baverly.
Kızıl kıvırcık saçlı -ama benim kıvırcıklarım daha güzel- bal rengi gözlü, ince bir kızdı. Yarım saat felan konuşmuştuk. Aslında şuan benim Meriç,Deniz ve Asya'yı aramam lazımdı -istanbuldaki ve hayattaki tek en yakın arkadaşlarım- çünkü onlara bir söz vermiştim. Bu gavur ellere geldiğimde yakın arkadaş edinmeyecektim ama dün bir istisna oldu hatta randevulaştık bile o Baverly denen kızla.. Ben ona yaşını bile sormadım ya bravo bana.. Saat kaçta nerde olacaktık ki arkadaş? Not da tutmadım. Kahrolma sen yine Elçin..
Sıkıntıdan stresten kendi kendime söverken annem seslendi;
''Elçin! Eşek sıpası!''
''Haa?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYİN GÖÇÜ
Fiksi PenggemarBen Elçin Atamer. İstanbulda yaşıyordum... Annem ile babam ayrılalı yalnızca iki hafta felan olmuştu. Ben ilk birkaç gün acımı içimde yaşarken, boğazın o temiz deniz kokusunu içime çekip, babamın resmine baka baka ağlarken, annem gamsızlığın dibine...