SORUNLAR

344 21 2
                                    


Günlük hayatta hepimiz bir takım sorunlar yaşarız. Bu sorunların bazıları kısa bir süreliğine bize uğrayıp gider bazıları ise bizi biraz meşgul eder. Her insanın bazı dönemleri sıkıntılı geçer ve bu dönemlerde bazı psikolojikler bozukluklar meydana gelebilir. Ancak bu sorunlarını kabullenmek ve gelip geçici olduğunu bilirseniz bu sorunları çözmede büyük aşama kat etmiş olursunuz.

Toplumumuzda sık görülen bir sıkıntıyla başlamak istiyorum;

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU;

Yaygın anksiyete bozukluğuna sahip olan kişilerde sürekli bir kaygı mevcuttur. Bu kişiler olağanüstü karamsardır. Bir işe başlamadan hemen kafalarında en kötü senaryoyu yazar ve bu senaryonun gerçekleşeceğine aşırı derecede inanırlar. Belki de sırf bu inançları, sırf bu karamsarlıkları nedeniyle bile başlarına kötü şeyler gelebilir. Bu kaygı onların hayatını her zaman olumsuz yönde etkiler ancak kişi buna bazen kendisini o kadar kaptırmıştır ki kendisini denetleyemez, bu durumdan nasıl kurtulacağını bilemez hatta bazı kişilere sorunu anlatıldığı vakit terapiye bile yanaşmaz.

Genelde yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerin başlıca kaygı sebepleri aile, iş, ekonomik nedenler, eğitim hayatı, sosyal çevre gibi sebepleri vardır. Yani yaşadığım çevre, içimde bulunduğumuz; şehir, ülkede bizim anksiyete bozukluğumu ve hatta diğer psikolojik durumumuzu da doğrudan doğruya etkileyebilir. Yaygın anksiyete bozukluğu saydığımız sebeplerle başlasa bile ileriki aşamada kişi bir futbol maçında bir arkadaşıyla konuşacakken bile oldukça kaygılı olabilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu zamanla kişinin hayatta bakışıyla ilgili olarak kendiliğinden ortadan kalkabilir ancak ne var ki insanların yaşı ilerledikçe hem bu hastalığın seviyesinde hem de hastalığa sahip olan kişi sayısında bir artış meydana geliyor. Özellikle yaşlı insanlarda yaygın anksiyete bozukluğuna sıkça rastlayabilirsiniz.

Yaygın anksiyete bozukluğu kişilerin ergenliğinde üstlerine bir takım sorumlulukların binmesiyle birlikte başlayabilir hatta yavaş yavaş kişiye kendini fark ettirmeksizin yaşı ilerledikçe artışta olabilir. Yaygın anksiyete bozukluğunun temelinde nörolojik sebeplerde yatabilir ancak ben nörolojik sebepler üzerinde durmayacağım. Psikolojik sebepleri arasında aşırı stres ve kişinin bu stresle başa çıkamaması, stres verici olayları sık sık yaşaması gibi nedenler bulunur. Yani bir nevi stres yapa yapa bunu kendinde bir alışkanlık haline getirebilir. Kimi zaman yaygın anksiyete bozukluğu fiziksel rahatsızlara da sebep olabilir ve kişi bunun farkına varamayabilir. Çünkü yaygın anksiyete bozukluğu oldukça sinsi bir hastalıktır.

yaygın anksiyete bozukluğu her ne kadar kötü bile olsa amansız bir hastalık yada tedavisi oldukça zor bir hastalık değildir. Yaygın anksiyete bozukluğunda bir psikiyatriye gitmeden önce bir aylığına deneyebileceğiniz bazı metotlar vardır. Her gün sabah kalkıtığınızda kendinize hayatın her anında keyif aldığınızı söyleyin kendinizi hayatın güzel olduğuna ve güzel bir hayat yaşayacağınıza ikna edin o içinizdeki karamsar sesi susturun hatta susturmayın onu da ikna edin o içinizdeki karamsar seste sizinle beraber güzel bir hayat yaşayacağınıza inansın.

Her gün otuz defa kendinize mutluluğu içinizde hissettiğinizi söyleyin bununla da kalmayın mutlu geçireceğiniz günlerin hayalini hissederek kurun. Bu hayallerden önce diyaframdan yirmi kere nefes alın nefesinizi biraz içinizde tutun ve verin.

SOSYAL FOBİ (SOSYAL ANKSİYETE BOZUKLUĞU)

Sosyal fobi adında anlaşılacağı gibi kişilerin sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır. Sosyal kişilerin sosyal ortamlarda diğer insanlarla olan ilişkilerinde kaygılı olmasına sebep olur bu kaygı bazen bir sunum yaparken bazen tanımadığı bir insana bir şey sorarken bazen arkadaşlarıyla konuşurken kaygıları daha artabilir. Sosyal fobik kişiler çevresindeki insanların onların yargılayacağını düşünürler ve kaygılanırlar. Sırf bu kaygılarından ötürü sosyal ortamlardan kaçan ve sosyal sorumluluk projelerine katılmak isteseler bile katılmayabilir. Sosyal fobi özgüvenle de alakalı bir problemdir o yüzden kişiler bu problemi özgüvenini artırarak da çözebilir. Kimi zaman kişinin sosyal ortamlarda yemek bile yemesine engel olan bu rahatsızlığa en çok kadınlarda rastlanıyor.

Sosyal fobi birçok sebebi vardır ancak temelde yatan en büyük sebeplerden birsi kişinin özgüven eksikliğidir. Kişi özgüvenini artırırsa bu hastalıkla başa çıkması çok daha kolay olur. sosyal fobiye sahip olan kişiler çocukluğunda psikolojik açıdan hırpalanmıştır. Örneğin bir çocuğa "sen sus çocuksun" veya "sen ne bilirsin!" gibi cümlelerle sarf ediliyorsa evde bir karar alınırken ona sorulmuyorsa, onun fikirlerine değer verilmiyorsa onunla dalga geçilip ona kendisini değersiz hissediliyorsa büyük ihtimalle o çocuk ileride sosyal fobiye sahip olacak bir birey olacaktır.

Sosyal fobide tedavi edilmesi zor bir hastalık değildir. Kişi ilk önce kendisine karşı olan özgüvenini artıracak. Özgüveninizi nasıl artıracağınız konusunda önceki bölümlerde yazmıştım. Kişi özgüveninin artığına inandıktan sonra sosyal ortamlarda ve tanımadığı insanlarla konuşacak. Elbette hatta yapabilir ancak bu hatalarını başkalarının bağışlamasını değil kendi bağışlamasını bekleyecek. Kendisini kaygılanacak bir şeyin olmadığına ikna edecek. Bu öyle kısa sürede olacak bir şey olmayabilir dediğimiz gibi bilinçaltınızda fazla süre duran bir takım olumsuz kalıpları olumlamakda biraz zamanımızı alabilir ancak kişi bunu bıkmadan kendisi adına yapacak. Kişi kendisiyle muhabbet edecek ve bu muhabbetti esnasında kendisine sürekli olumlu sözler sarf edecek. İlk başta kişi inanmasa bile zamanla bunlar bilinçaltında inanç halini alacak. Ve eninde sonunda bu sorunu çözdüğünü görecek ve özgüveni tavana ulaşacak.

DEPRESYON;

Depresyon her insan mutlaka belirli bir dönemde yaşamışlığı vardır. Depresyon olaylar karşısında insanın içinden veya dışında karamsar, kaygılı depresif tepki vermesidir hatta bazen insandan yaşamdan o kadar çok bıkmıştır ki tepki bile vermeyip olaylara karşı pasif kalır.

Depresyon kişinin belirli olaylar karşısında karamsarlaşmasıdır. Kişiye en ufacık bir merhaba kelimesi bile acı verebilir hatta kişiler bir komedi filminde bile üzülebilirler hatta ağlayabilir. Depresyonun bir çok türü vardır ancak depresyon kişinin bir ruhsal bunalımda olmasıdır.

Eğer sizde depresyondaysanız ve ruhsal bir bunalım yaşıyorsanız ilk yapmanız gereken şey bunun sebebini bulmak ve bununla yüzleşmektir. Sıkıntının geçici olduğuna inanmalısınız.

Depresyonla başa çıkmada hayal kurmanın da size oldukça faydası vardır. Hayal kurarken içinizi açacak hayalleri depresyondan çıkasıya kadar her gün yirmi dakika kurmanızın faydası olacaktır. Aynı zamanda Freud derki "insan konuştukça hafifler" bir arkadaşınızla bir yakınınızla konuşmanın dertleşmenin de oldukça faydasını göreceksinizdir.

BİLİNÇALTI VE YAŞAMI DEĞİŞTİRMEK  (FEMREY İÇİMİZDEKİ GÜÇ ADIYLA RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin