Edanın telefonu ile arayan Ümit'in ta kendisiydi.Eda bu yaşananları kabullenememiş,Ümitin evinden çaldığı uyuşturucuları da içmiş.Kendi aklınca ona acı çektirmek istiyordu.Hem de fazlasıyla.Ümit Edanın evine gitmiş zilini defalarca çalmasına rağmen hayatından endişe etmiş ve kapıyı kırmış.Onu o halde görmesiyle hemen telefonuna sarılmış.Aksilik o ya telefonun tam ararken şarjı bitmiş.Ümit o zaman tüm telefon modellerine markalarına (hatta Steve Jobs'a bile)bir güzel sövmüş.O an Edanın telefonu gelmiş aklına.Hemen Edanın telefonunu bulup aramış beni.Ve ben şu an gözü yaşlı bir şekilde hastaneye ulaşmaya çalışıyordum annemle beraber.
Hastaneye geldiğim an Ümit dışarıdaydı. Elinde sigara bekliyordu.Annemden müsaade isteyip Ümit'in yanına gittim. Uzun saçı dağılmış.Yüzü darmadağın.Beni gördüğü an koşarak sarıldı bana.O koca cüsseli dev şu an bana sarılmış bir halde ağlıyordu.İlk defa bu kadar yıkılmış bir şekilde gördüm onu.Ona destek olarak hastaneye girdik.
Sandalyeye güç bela oturdu.Yüzünü bana doğru doğrulttu.O yüzden ben her şeyi anlayabiliyordum.Pişmanlıklar,keder..Belki ki yüksek ihtimal onun aklından da geçiyordu intihat olayı.Yalnız bırakmak istemiyordu öteki tarafta sevdiği kadını.O derece severdi Ümit Edayı.O kadar ayrılığa rağmen ikisinin de aşkı dünkü gibiydi.O kadar ki Eda ailesine rest bile çekmiş Ümit ile ayrı ev tutmuştu.Birden hastanenin kapısı açıldı.İçeriye Edanın ailesi girdi. Eda'nın babası Ümit'i görür görmez boğazına sarıldı.
''Senin yüzünden!!Senin o boktan hayatın yüzünden ölüyor lan kızım!!!Allahın cezası!!!Geber lan Allahın cezası!!!!''
''Ozan Amca lütfen...Lütfen sakin olun!!''
''Nasıl sakin olmamı istiyorsun Burak?Nasıl?!Ben biliyordum...Biliyordum bu herifin kızımın hayatını o gittiği boktan hayata sürükleyeceğini. Her şeyi biliyordum!!Ama...Ama Eda'nın bu kadar ileri gideceğini ben nerden bilebilirdim ki??''
Ozan Amca Ümit'in yakasını bıraktığı gibi bir an yere çöktü.
''Bilemezdim oğlum!!''diyerek ağlamaya başladı.Bende omzuna elimi koyarak onu avutmaya çalıştım. Hala kin ile Ümit'e bakmaktaydı.
''Sen bu çocuğa dua et lan.Bu çocuğa dua et.''diyerek devam etti.Ümit daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladı.
''Ozan Amca bende sevdim onu.Sizin kadar olmasa da sevdim işte.Ama yapamadım...Engel olamadım kendime..."
"Bana aşktan bahsetme sakın!!Bana sakın aşktan,onu ne çok sevdiğinden bahsetme!!Seven insan bu hale mi sokar sevdiğini lan!!!Bu hale mi sokar sevdiğini!!!"
"Ozan Amca...."
"Çık lan hastaneden!! Çık yoksa elimden bir kaza çıkacak!! Çık!!!!"
Ümit sandalyeden kalktığı anda doktor içerden çıktı.
"Doktor bey nasıl kızımın durumu?"diye sordu Ozan Bey.
"Hasta komadan uyanmış durumda..."
"Girebilir miyiz içeri?"
"Ümit bey ve Burak bey kim?"
"Biziz"diye cevap verdim Ümiti de yanıma çekerek.
"İlk önce sizinle görüşmek istiyor."Doktor Ozan Bey'e dönerek:
"Siz kimsiniz?"diye sordu.
"Ben.. babasıyım.Yanimdaki de annesi."
"Kusura bakmayın ama sizinle görüşmek istemiyor."
Ozan Bey şaşkınlık içindeyken biz odadan içeri girdik.Eda gülümseyerek bizi karşıladı.
"Nasılsın?"diye sordum.
"Biraz yorgunum Burak. Uyuşukluk var üstümde..." Ümit Eda'ya bakmamaya çalışıyor,olanlardan kendini sorumlu tutuyordu.
"Burak...senden birşey rica edeceğim."
"Söyle.."
"Ümit ile yalnız konuşmak istemiyorum.Bizi yalnız bırakır mısın?"
"Tabii.."diyerek odadan dışarı çıktım.2 saat sonra Ümitin çığlıkları yükseldi odadan.Doktorlar içeri doluştu.Bizi içeri almadılar.Doktor bey bir kaç dakika sonra yanımıza geldi..
"Hastayı kaybettik"
Ozan Bey ayakta dururken birden yere yıkıldı.Eşi ve ben ona destek olarak ayağa kaldırdık.Hala kendinde değildi.
Ümit dışarı perişan bir halde çıktı.
"Öldü..."diyebildi sadece.
"Senin yüzünden!!!"diye ayağa kalktı Ozan bey.Yine boğazına sarıldı Ümitin.
"Senin yüzünden öldü kızım!Senin yüzünden!!! Ölümün benim elimden olacak!!!!Benim!!!!!"
"Yeter artık!!"diye aralarına girdim.
"Sen....sen nasıl onun tarafını tutarsın?"
"Sen değil misin be adam kızını evladım değilsin deyip de evden kovan?Şimdi sen hangi hakla bu adamı suçlu yerine koyarsın?Sen de en az onun kadar suçlusun.O yüzden bırak şu çocuğun boğazını!!!"
Ozan bey yatışarak bana doğru döndü.
"Çıkar oğlum şunu hastaneden.Yoksa elimden bir kaza çıkacak."
Ümit ile beraber dışarı çıktık.Ümit yürümekte zorlanıyordu.
"Ben ne yapayım şimdi Burak?Ben bu yükle nasıl yaşarım?"
Destek olmak için elimi omzuna koydum.
"Dostum onu ne kadar çok sevdiğini bende biliyorum.Ama güçlü olman lazım.Eda da bunu isterdi senden.."
O anda aklıma takıldı.Ama ona nasıl soracağım bilemedim.
"Ya Ümit sana birşey soracağım ama..."
"Sor dostum.."
"Eda senle içerde ne konuştu.."
Ümit güç bela hastanedeki banklardan birine oturdu:
"Yanına oturmamı istedi.Yanına oturduğum sırada elimden tutup yanımda olmak istediğini,beni affettiğini söyledi.Bir iki saat uyuduktan sonra gözünü araladı.Nefes alıp vermesi hızlandı."Seni seviyorum..Ha birde şunu bil ki...İz bırakanlar unutulmaz.."dedi ve son nefesini verdi..."
Onun yüzüne baktığım anda çektiği acıyı hissettim sanki kalbimde..
"Burak ben burada daha fazla kalamam..."dedi.
"Nereye gideceksin ki"diye sordum.
"Antalya'ya...Ailemin yanına...Okulu da bırakmayı düşünüyorum zaten.."
"Kaçacak mısın yani?"
"Burak başka çarem yok...Burada kalırsam kafayı yerim ben...Sevdim onu çok sevdim ben... Burada bu şehirde her baktığım yerde onun hatıraları saklı... Yapamam Burak...Kalamam ..."
Biraz düşününce hak verdim ona..
"Hoşçakal dostum...Her ne kadar aramızda mesafe olsa da dostluğumuz daimdir bunu unutma."
O kadar acıya rağmen gülümsedi ...