"Yiyecek bir şey getirdin mi?" Bütün günü yalnızca bitiremediğim bir dondurmayla geçirmenin verdiği açlıkla sordum.
"Hayır" dedi ama benimki de soru muydu şimdi, çocuk benim gibi bavulla gitmiyordu ki her yere.
"Ooo Bay Her Şeyi Düşünen temel ihtiyaçlarımızı düşünmemiş mi yoksa?"
"Sanki çok yemek yiyorsun da" Kendimi kumların üzerine atıp anırmamak için ciddi bir mücadele vermem gerekti. Ben? Doğru düzgün yemek yemiyormuşum ha?
Tabii çocuğun önünde aşırı kibar halimi takındığımdan, nasıl bir mideye sahip olduğumu henüz keşfedememişti.
"Haha sen öyle san canım" Küçümseyici bakışlarını bilmişçe gözlerimi kısıp sahte bir havayla gamzelerimi göstererek karşıladım.
O da gamzelerini çıkararak güldü. Gamzelere karşı özel bir zaafım yoktu -belki bende dört tane olduğundan- ama Mete'de gamzeler bile farklı duruyordu...
"Yoruldum" diye mırıldanarak kıyıya ilerledim. Çantamdan havlumu çıkarıp güneşten ısınmış tarafı tenime değecek şekilde üzerime sardım.
"Gelmiyo musun?" diye bağırdım Mete'nin su yüzeyinde beklediği tarafa doğru.
"Hayır!" diye bağırdı suyun içinde kollarını kavuştururken.
Aha. Benim gibi blöf yapıyordu. İkna etmek için yanına gitmemi istiyordu ama yemezler... O hareketin kitabını yazdım ben.
Soğukkanlı bir şekilde başımı salladım ve havluyu üzerimden çekip ağaçların gölgesinde kalan kumluk alana serdim. Karşıdan gelen güneş ışığına karşın gözlüklerimi taktım ve telefonumu elime alıp gözlerimi kapattım.
Bir iki dakika sonra yanımdan ayak sesleri geliyordu. Gözlüğümün altından belli olmadığı bildiğimden gözlerimi açtım. MeteOR, ıslak saçları ve blöfünü yutmadığım için sinirli olan yüz ifadesiyle tshirtünü -yanında havlu getirmediğini fark etmiştim zaten- 30 cm sağıma, kuma yerleştirdi ve üzerine uzandı.
"Ee tek başına sıkıldın galiba" Sesimde zafer kazanmış bir ton vardı.
"Hıı" dedi yüzünü buruşturarak. Ani bir hareketle yan döndüm ve güneş gözlüğümü yüzümden ayırıp başımın üzerine yerleştirerek MeteOR'la göz göze geldim.
"Seni daha önce hiç Bodrum'da görmedim." dedim öylesine.
"Ben de seni daha önce hiç görmedim. Bu ülkede 70 milyon insan yaşıyo zaten, gayet normal." dedi.
"Yanımızdaki eve ne zaman taşındınız?"
"Bu yıl"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMSALDAKİ METEOR (raflarda)
HumorLisedeki ilk yılımdan sonra her zamanki Bodrum tatilinin düşüncesi, benim için fazlasıyla sıradandı. Ama sıradan olmayan bir şey vardı ki o da yan evdeki çocuktu. (Tüm hakları yastığımın altında saklıdır)