Yirmi Beş

5.7K 474 38
                                    

Leon hazırlık yaparken ben de dükkanın içinde amaçsızca dolaşıyordum. Duvarlarda dövme tasarımları asılıydı. Açıkçası bir şeyler yaptırmayı düşünebilirdim ama kafam şu an pek berrak değildi, bu yüzden hatalı bir tercih yapabilirdim. Bu fikri zihnimden kovup duvara yaslanmış bana bakan Jimin'e döndüm.

"Dövme yaptırmayı düşündün mü hiç?"

Bir süre sessizce yüzüme baktı, düşünür gibiydi ama sonunda cevap vermedi. Omuz silkmekle yetinmişti. Ellerimi arkamda birleştirmiş tasarımları inceleyerek yürürken onunla konuşmayı sürdürdüm. Sabah ağzımı bile açmak istemiyordum ama şimdi çenem düşmüştü.

"Sana yakışırdı," dedim onun gibi omuz silkerek. "Birkaç yıl önce Da Eun'un bana bir şey izlettiğini hatırlıyorum." Yeniden göz göze geldik. Beni ilgiyle dinliyordu. Bunalımda oluşum bir işe yaramıştı belli ki, Jimin tamamen bana odaklanmış gibiydi. Bakışlarımı güzel yüzüne dikip izlediğim şeyi hatırlamaya çalıştım. Kaşlarım hafifçe çatılmıştı. "Üzerinde beyaz bir kürk vardı galiba." Neden bahsettiğimi anlamıştı. Hafifçe yüzünü buruşturdu. Hali beni böyleyken bile eğlendiriyordu. Hafifçe sırıtıp onla uğraşmaya devam ettim. "Sadece." O zaman da ne kadar iyi göründüğünü düşündüğümü hatırlıyordum ancak bir gün sadece bir bakışının bile beni darmadağın edebileceğini düşünmemiştim.

"Pekala bu hem hoşuma gidiyor hem de beni utandırıyor." Tatlı ellerinden birini yüzüne götürüp gözlerini kapattı. Beni büyülüyordu, her şeyiyle. O gözlerini kapatmış utangaçça öylece dikilirken ben gözlerimi hiç ayırmadan onu inceliyordum. Erkeksi güzelliği canımı yakıyordu. Şu an canım yanmaya o kadar müsaitti ki nefes alması bile içimi kavuruyordu. Gözündeki ellerini alnına kaydırıp saçlarına attığında kalbim hızlandı. Bakışlarını sessizce duran bana çevirdi. Ona bakarken beni yakalamasını artık umursamıyordum ama garip sessizliği savuşturmak için konuşmaya devam ettim.

"Orada vücuduna dövmeler yapmışlardı, iyi görünüyordun Park Jimin." Yine beni cevapsız bırakmış, süzmekle yetinmişti. Yüzümü yeniden duvara döndüm. Neyi incelediğim konusunda bir fikrim yoktu, baktığım şeyi gördüğümü söyleyemezdim, aklım ondaydı çünkü.

"Sen düşündün mü? Dövme yaptırmayı yani." Gözlerim hala duvardayken hafifçe gülümsedim.

"Daha önce düşünmemiştim aslında, buraya gelince aklıma geldi. Yaptırmak isterim sanırım." Muzip bakışlarla ona dönüp başımı hafifçe yana eğdim. "Ama sanırım bu ruh haliyle yaptırmam pek mantıklı bir karar olmayacaktır."

"Kendini iyi hissettiğinde gelir ve birlikte bir şeyler yaptırırız belki. Ne dersin?" Başını eğerek bana aşağıdan havalı bir bakış attı. Teklifi beni heyecanlandırmış elbette ama hoşuma gitmemişti. Tutamayacağı sözler verip duruyordu, devamlı gelecekle ilgili planlar yapıyordu ancak yarın uyandığımda benimle olup olmayacağı bile belli değildi. Avucumun içinde duran bir kuş gibiydi. Her an uçup gidecekti sanki ve benim onu tutmaya gücüm yoktu.

"Boş," dedim sessizce. Başımı iki yana sallayıp ona sırtımı dönmüştüm. Beni duyup duymadığını bilmiyordum ama duygularımla oynanıyor gibi hissediyordum. Ona verebileceğim hiçbir şeyim yoktu, neden hala yanımdaydı?

"Bana inanacaksın Leylak. Ne yaşanırsa yaşansın seni bırakmayacağım. Ne yaşanırsa yaşansın gitmene izin vermeyeceğim." Histerik bir gülüş attım ama ona dönmedim. Bulunduğumuz oda havadardı ama nefes alırken zorlandığımı hissettim. Parlak aydınlatmalar soluklaşmış gibiydi. Dünyamın yavaş yavaş çöküşünü hissediyordum. Beni oradan kurtarmazdı, sadece daha fazla itebilirdi beni o çukura.

Lilac | JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin