Yuki:
Tanrım ne biçim sorular soruyorlardı.Düşünce sevip sevmedfiklerimi sorsalardı ya.Ne diye saçımla ilgili soru soruyorlardı.Üstelik bakir misin diye sormuşlardı utanmadan.yalan söylemiştim gerçi.Diğer okullarda böyle olmuştu.İnsanların önem verdiği tek şey görünüştü.Ya da sadece korkutucu gözüktüğüm için saçımla ilgili olan soruların en tehlikesiz sorular olduğunu düşünüyorlardı.Her iki şekilde de insanları görünüşe göre yargılıyorlardı.Ve o gıcık öğretmen.Neydi adı?Sakamoto.Sinir etmişti beni.Ne biçim kurallarda ona neydi insanların saçlarından.Saç fetişi mi vardı?(Gerçekten öğretmenin saç fetişi var.)Bir de tam üç derdimize giriyordu.Dayanmak zorundaydım yapabileceğim bir şey yoktu.Saçlarımdaki boyayı yıkamak içinde beni şu çocukla göndermişti.Sabah çarptığım çocuk adı Hikariydi her halde.Tüm ders boyunca bana bakmış bir şeyler düşûnüyordu.Sorulara verdiğim cevapları da dinliyordu?Yaptığı şey beni kızdırmıştı.Saçından tokamı çekip almıştı.Üstelik öğretmen beni onunla göndermişti?Şimdi soyunma odasındaki duşa onunla gitmemi söylüyordu.Peşinden gelirken ona baktım sırıtıyordu.
Hikari:
Soyunma odasına geldiğimizde hala sırıtıyordum.Nedense heyecan lanmıştır.Henüz zil çalmamıştı.Burada ikimiz başbaşaydık.Kalbim çok hızlı atıyordu.
Tam ona birşey söyleyecekken o:
"Daha her kadar gelmeyi düşünüyorsun?Kabine de mi benimle gireceksin."dedi.
Farkettimki nerdeyse öyle yapıyordum.Hemen cevap verdim:
"Saçmalama sadece dalmışım.Yoksa adet mi ediyorsun?"dedim.
Yüzü kızardı:
"Asıl sen saçmalama."dedi.
Duşa kabine girdi.Bende kahinlerin karşısındaki lavaboya dayanıp bir sigara yaktım ve onu izlemeye başladım.Kabinler yarı saydamdı.Onu biraz görebiliyordum.Yavaşça üstündekileri çıkardı.Nereye koyacağını bilemeyip sağa sola bakınıyordu.Gülümsedim.Aklıma bir fikir gelmişti.
"Bana ver.Kenara koyayım."diye seslendim.
Arkasına dönmeden,tersten uzattı.Görülmek istemiyordu.Gülümsemem iyice genişledi.
"T-teşekkür e-ederim."dedi.
Sesi yine ince çıkmıştı ve kekelemişti.Bu sefer kıkırdamamak için kendimi zor tuttum.Beklemeye başladım.Bu arada zil çalmıştı.Ona çabuk olmasını söylemiştim.Duşu bittiğinde saçları artık buradan koyu gözükmüyordu ama ne renk olduğu da belli olmuyordu.Biraz öyle durdu.Bir şey söylemek istiyor ama çekiniyor gibiydi.Hemen ne isteyeceğini anladım.Spor kıyafetlerini isteyecekti.Bunu tahmin etmiştim.En sonunda sordu:
"Beden kıyafetlerimi uzatır mısın?"
"Hayır."
"Ne!Ne demek hayır?"
paniklemişti.Ne yapacağını bilmiyordu.Bu hoşuma gitmişti.
"Kendin çıkta al,ben senin uşağın değilim."dedim.
"A-ama ben çı-çıp...."dedi.Gerisini söyleyememişti.Zalimdim onu çıplakken görmek istiyordum.Ama eğer onu tamamen çıplak görürsem kendimi tutamayabilirdim.Bu yüzden küçük bir havlu attım.
"Al, beline sar."dedim.
Havluyu sardı.Kapıyı yavaşça araladı.Pür dikkat onu izliyordum.Sonunda kapıyı tamamen açtı.Kalakaldım.
Güzeldi.Tek kelimeyle güzeldi.Daha önce bir çok kişiyi becermiştim kız ve erkek.Ama hiç onunki kadar güzel bir vücut görmemiştim.Bembeyaz bir teni vardı.Bacakları incecikti.Tek bir tüy yoktu.İnce bir beli vardı.Karnında kas yoktu.Göğsüne gelince kaldım.İki küçük pembe nokta.Çok tatlı gözüküyorlardı.Üstelik vücudu hala ıslaktı.Sonra dikkatimi başına verdim.Eminim şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştır.Ipıslak gümüş rengi saçlarının birazı omuzlarından aşağı doğru dökülüyordu.Kalan saçları beline iniyordu.Saçları kastlıydı anlaşılan.Yüzüne baktım.Kızarmıştı.Dudakları ve yanakları sıcaktan kıpkırmızı olmuştu.Masmavi gözleri hafif parlıyordu.Gözünü çevreleyen kirpikleri ise uzundu ve ıslak olduğu için daha belirgindi.Bir insan ne kadar çekici olabilirdi.Melek gibiydi.Bir tek beyaz kanatları eksikti.Ona bakarken sigaramı düşürmüştüm ama fark etmemiştim.Yüzüme bakıp yine o ince sesle:
"Kıyafetlerin nerede?"diye sordu.
Ona doğru yürümeye başladım.Geri çekilmeye başladım.Ona:
"İşimiz bitene kadar kıyafete ihtiyacın yok."dedim.
Şimdi endişeli bir şekilde geri gidiyordu. Elimi uzatıp onu soğuk duvara yapıştırdım.Hafifçe önledi.Şaşırmamıştım şu an sıcaktan yanıyordu ve onu buz gibi duvara yapıştırmıştım.İnlemesi hoşuma gitmişti.Bu sefer bacağımı onun bacağının arasına doğru bastırdım.Bu sefer inlememişti kendini tutmuştu ama onun inlemesini duyacaktım.Göğsümü göğsüne yapıştırdım.Suratımı suratına yaklaştırdım.Burnumu burnuna değdirdim ve gözlerinin içine baktım.Bacağımı biraz daha ittirince dayanamadı.Ve oldukça sesli bir şekilde inledi.Kendimden geçmiştim sesiyle.Dudağımı dudaklarına yaklaştırdım ve...