1. Bölüm

134 17 144
                                    

Elim tetikte , bahsettikleri adamı beklerken kulaklıktan David "Henüz adamı göremedim. Sizde durumlar nedir ?" dediğinde alnımdaki teri sildim ve dürbün ile etrafı kolaçan ettim.

Teo "Aynı." Diye konuştuğunda diğerleride onu onayladı. İrina "Kate sende ki durum ne ?" Dediğinde dürbünüme kel bir adam denk gelince konuştum.

"Adamın kel olduğuna eminiz değil mi?"
David "Kral öyle dedi Kate." dürbünü kenara koyup silah ile adamın sol göğüsünü hedef aldım. "Sanırım bu o adam." Dedikten sonra ateş ettim. Yüzümde zafer gülümsemesi oluştu. Zor dedikleri görev bu muydu ?

Adam yere yığılınca korumaları yanına toplandı ve bende ayağa kalktım. David "Lanet olsun Kate. Yanlış adam! Kaç kaç." Dediğinde yüzümdeki gülümseme soldu ve telaşla etrafa baktım. Teo'nun koştuğunu gördüğümde silahı belime koyup bende kapıya koştum. Oyun oynuyorlar bizimle !

Kapıyı açarken kulaklıktan gelen sesleri umursamayıp merdiven tarafına baktım. Adamları ortalıkta görmeyince yavaşça aşağıya indim. Her basamaktan inerken kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor ve hızlanıyordu.

Kulaklıktan ismimin tekrarlandığını duyunca konuşan kişiyi dinledim. Teo "Kate biz depodayız. Adamları atlattık. Sen neredesin ?" Dediğinde karşıdan gelen takım elbiseli adam ile gözlerimiz birleştiğinde olduğum yerde kaldım. "Ben binadayım hala ve şuan da beni gördüler. Allah kahretsin. Ne yapacağım?! " Dedikten sonra silah aklıma gelince belimden çıkarıp adamlara doğrulttum.

Adamlardan birisi elimdeki silahı görüp bana ateş edince yanımdaki direğe çarpıp lambaya isabet etti. Bende onlara ateş ederek karşıdaki kapıya koştum.

David "Kate neredesin oraya geliyorum. Lanet olsun şuna cevap ver artık !" Dediğinde direğe yaslanıp ateş ettim ve şuan ki durumumu onlara bildirdim.
"Binadan çıktım. Şuan buraya en yakın binaya gireceğim ve oradan otoparka gideceğim. Cephanem az ve ne yapacağımı inan bilmi-" diyecekken elimdeki silah yere düştü. Derin bir nefes alıp yere eğildim ve silahı kaptığım gibi binaya koştum. Kulaklıktan sesleri gelince onları dinleyerek koştum.

İrina "Görevi başaramadık dostum. Hala neyin peşindeyiz?!" Diye bağırdığında Samet'e hak verdim. Gerçekten de bu bir daha konuşmasın. Kulaklarımız için pek sağlıklı bir durum olmayabilir.

Teo "Kes sesini! Kate. Kate beni duyuyor musun ?"
"Dinliyorum sizi." Diyerek göz devirdim ve adımlarımı otoparka yönlendirdim.

David "Kate bize bir kaç dakika ver. Seni kurtaracağız. Endişelenme. " dediğinde yüzümde gülümseme oluştu. "Biliyorum... " diye konuştuğumda olduğum yerde kaldım ve "yani biliyorum beni kurtaracağınızı!" Dedikten sonra arkamı dönüp adamın birinin sol göğsünü hedef alıp ateş ettim. Adam yere yığılınca biraz yavaşladım.

Gerginlik tüm vücuduma yayılırken , otoparka girdim. Önüme bir adam daha çıkınca vuruyordum ki silah ateş etmeyince içimden küfür edip arabanın arkasına geçtim. Silahın mermisini doldurdum ve önüme gelen ilk adama ateş ettim.

Ilk atışta adam yere serilince onun üstünden atlayıp arkama baktım. Adamların gelmediğini görünce önüme kapı geldi ve dışarı çıktım.

Kulaklıkta "İzimi kaybettirdim sanırım çünkü adamlar yok." Diye konuştuğum da önüme telden duvar çıktı. Derin bir nefes alıp gözlerim ile kapı gibi bir şey aradım ama bulamayınca şansıma tükürdüm.
Duvarın karşısına baktığımda bahsettiğim otoparkı görünce gülümsedim ve duvara tırmandım.

Ölüm Oyunları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin