5. Bölüm

17 4 0
                                    

Çayımı dudaklarıma götürünce soğuk rüzgarı tenimde hissettim. Bardağı masaya bırakınca bana döndü.

Mark "Neyi bilmek istiyorsun Kate ?" Dediğinde "Önce şu mesaj işinden başlasan iyi olur."

Mark "Kate. Onu bilmiyorum. Başkan bir kaç bilgi toplamış olacaktır. Size haber vereceğim. Neden bu kadar dert ediyor-" diyecekken sözünü kestim.

"Nasıl dert etmeyeyim ?!" Diye yüksek sesle konuşunca bir kaç insan bize döndü. Kafamı iki yana sallayıp önüme döndüm.

Sesimi Mark'ın duyabileceği şekilde "Bizim nasıl işlere karıştığımızı biliyor Mark. Başkan bulunca o adamı öldürmemizi isteyebilir hatta isteyecektir."

Mark "İstedi zaten." Dediğinde kaşlarımı çattım. "Ne dedin sen ?"

Mark gözlerini devirdi ve "Başkan o kişiyi bulunca öldürmenizi isteyecek. Bunu biliyor olmalıydın. David... yoksa demedi mi ?" Dediğinde bakışlarımı camdan dışarıya çevirdim.

"Demedi. Benden bir şeyler saklıyor. Elbet çıkar kokusu." Dedim ve önümdeki kurabiyeden ağzıma attım.

Mark "David ile başkan arasında sanırım..." diye mırıldanırken kaşlarımı çattım. "Sanırım ne ? Ney Mark söyle şunu ?!"

Mark "Seni kullanıyorlar Kate. Onları geçen kulübede konuşurken duydum." Diyerek ellerini saçlarına götürüp karıştırdı.
"Sana söylemeyeceklerini ve dikkatli olmaları hakkında bir kaç şey söylüyordu David'e."

Mark'ın dediğine karşı sırıttım. "Bunu biliyorum."

Mark "Nasıl ?" Ellerimi göğsümde bağlayıp arkama yaslandım. O da çayını içmek için dudaklarına götürdü.

"David'in davranışlarından ve başkanın bana olan yakınlaşmasından. " dediğimde dudaklarından içmekte olan çayını yüzüme doğru püskürttü.

"Mark sen ne yaptın ?!" Deyip masanın üzerinden peçete alıp yüzümü sildim. Mark "Ah özür dilerim gerçekten." Dedi ve oda peçetelere uzandı.

Elinden alıp peçeteyi ve yüzümü tekrar sildim. Mark "Şimdi başkan sana... inanamıyorum !" Dedi ve eliyle ağzını kapattı. "Gülme komik değil."

Hemen ellerini ağzından çekip "Tamam , peki haklısın ama bir düşünsene... Başkan sana yakınlaşmış. Vay anasını !" Diyerek tekrar sırıttı.

"Her neyse sen bana şu adamı anlat." Dediğimde Mark "Kimi ?"

"Bir ara karşılaşmıştık. Kim olduğunu bir ara bana anlatacaktın." Dedim ve tek kaşımı kaldırdım.

Mark "Başkan ile tartışmışlardı bir ara. Adı Daniel." Dediğinde "Ne hakkında tartışmışlardı? "

Mark "Başkan koltuğu için yani bizim başkan William'ın hile yaparak geçtiğini söyledi. Başkan da bunu yalanladı. Düşmanlar işte birbirlerine anlayacağın." Dedi ve kurabiye attı ağzına.

Daniel... Daniel...

"Bu kurallar kitabında yazıyor mu? Yani Daniel ?" Dediğimde kafasını salladı "Evet. Neden sordun ?"

"Bilmem merakımdan sordum yani orada önemli şeyler yazar. Onun önemli birisi olduğunu düşünme-" diyecekken sözümü kesti. Mark "Onu mu araştıracaksın ?"

Ruhsuzca ona baktım "O kadar da belli etmiyordum."

Mark "O kitabi alamazsın. Denemeye kalkma sakın Kate." Dedi ve durakladı gözlerini kapattı. O lanet olası cümleyi söyledi bir süre sonra "Denemeye kalkan herkes ölüm ile cezalandırılır. " dedi ve gözlerini açtı.

"Biliyorum... biliyorum. Öyle bir şey yapmayacağımı bilmen gerekiyor zaten değil  mi Mark ?"

"Evet yapmazsın. Ne bileyim Kate ? Öyle konuşunca bende öy-" diyecekken sözünü kestim "Sanma."

Mark'ın telefonuna mesaj sesi gelince dikkatini oraya verdi ve eliyle telefonuna uzandı. Mark "Kate benim acil işim çıktı. Gitmek gerekiyor. " dediğinde "önemli değil bende kalkacaktım zaten." Deyip gülümsedim.

《》《》《》《》《》

Evin dış kapısından girdim ve merdivenlere yöneldim.

Teo "Kate ? Sen misin ?!" Deyip merdivenin başından gözüktü. "Benim." Dedikten sonra odama girdim.

Önce tuvalete girmem gerekiyordu sonra da şu çantayı ihtiyacım olacak malzemeleri koyup kurallar kitabını almam gerek.

Evet Mark'ı kandırmış olabilirim ama o buna inanmamışta olabilirdi. Tanıyordu beni sonuçta. O adami araştırmam gerekti ve başkan ile olan tartışmalarını daha ince detaylı öğrenmem.

Tuvaletten çıkıp dolaba ilerledim. Siyah atlet ve dar siyah pantolon alıp , giydim.

Dolabın köşesinde duran çantaya gerekli malzemeleri koydum.

Dolaptan bir de ceket alıp kapıyı açtım ve merdivenlere ilerledim. Bir yandan ilerlerken bir yandan üzerime ceketi giyiyordum. Tam merdivenden inecekken Teo "Nereye Kate ?" Dediğinde "Ah ! Söylemeyi unuttum. " dedim ve bakışlarımı ona çevirdim.

"Mark ile başkanın yanına gideceğiz. Şu telefonuma mesaj atan kişi hakkında bilgi gelmiş." Dedim ve merdivenlerden indim. O da arkamdan gelip "Bizi neden çağırmıyor ?"

"Bilmiyorum Teo." Dedim ve anlamaması için içimden dua ettim. "Diğerleri nerede ?"

Teo "Onlar gezmek için dışarı çıktılar." Dediğinde ona döndüm. "Görev gelecek ve onlar ortada yok öyle mi ?" Deyip güldüm. Teo "Irina ısrarcıdır. Bilirsin..." Dediğinde adımlarımı kapıya yönelttim.

Kapıya yaklaşınca Teo "Hemen dön. Göreve geç kalmak istemezsin." Deyip göz kırptığında sırıttım. "Peki Teo bey. Hemen gelirim." Dedim ve ona yaklaşıp,  yanağından öptüm. Geri çekilince Teo "Bunun dudaktan olmasını daha çok isterdim." Deyince çantamı koluna geçirdim.

O ise gülüp, ellerini havaya kaldırdı. "Tamam tamam sadece şakaydı. " dediğinde kapıyı açıp dışarı çıktım.

《》《》《》《》《》

Etrafta gözlerimi gezdirdim ve adamların dikkatlice etrafa baktığını görünce içeri girmek için bir şeyler düşündüm.

Duvardan atlamak...

Başkanın beni çağırdığını söyleyip girmek...

Mark'ı çağırıp içeri girmek...

Sanırım hiç biri. En iyisi öğrendiğim taktiklerle içeri girmem lazımdı. Etrafa baktığımda ileride telden duvar görünce gülümsedim ve sessizce ilerledim.

Oraya yaklaşınca adamları kontrol ettim. Doğru zamanın şimdi olduğunu anlayınca tırmandım. Çantam önüme gelince elimle arkama attım.

Yukarı çıkınca atlamak için bir yer aradım. Bulunca önce çantamı attım yere ve sonra bende atladım.

Atladığımdan dolayı ses çıkınca adamlar birbirlerine baktılar ve belinden silahlarını çıkardıklarında bende çıkardım. Çantamı yerden alıp ağacın arkasına saklandım.

Lanet olsun ben böyle planlamamıştım. Belki birine görünürsem bir şeyler yapardım ama bu olmamıştı.

Ilerden sesler gelince onları dinledim.
"Abi belki kedidir bir şeydir. Geçer burdan hayvan." Dedi kalın bir ses.

"Onu bizde düşündük. Biz yine de etrafa bakalım. " dedi birisi.

Ben ağacın arkasından onlara baktım ve doğru zamanı bekledikten sonra koştum. Arkamdan o adamlardan birisi "Abi orada kaçıyor! " dediğinde olduğum yerde durdum. Çünkü önümde başkan duruyordu.

---

Bölüm sonu...

Biraz gecikti biliyorum ama düşünmem gerekiyordu. 😊

Nasıl bölüm? 😂😘

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 12, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölüm Oyunları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin