Merhaba Ankalar. Bu bölümü bana karşı desteği ve samimiyeti için -DalyaObrien- e ithaf ediyorum.
Desteğin, nazik ve sevecen tavırların için teşekkür ederim Ankam. 😍❤Bu arada bölümlere gelen Oy ve Yorumlarda ciddi azalma oldu. İnsanın yazmaya morali kalmıyor. Lütfen yıldız tuşuna basmayı esirgemeyin, olmazsa abanın 😄 Umarım bölümü beğenirsiniz.
Keyifli okumalar. 💕
Multi: Olafur Arnalds- So Far
~~~~
Şimdi yağmur delicesine yağıyordu. Kapana su dolmaması için şekilden şekilde giriyordum.
"Pekala, elinizi kolunuzu çekin. Ayağımı hızlıca kaldıracağım." dedim. Konuşurken ağzıma yağmur suyu doluyordu.
İkisi birden "Hayır!" diye bağırınca onlara baktım.
"Ee? Burada böylece dikilecek miyiz?" diye sordum. Biz ona bakarken Uğur olmayan sakallarını sıvazladı.
"Tamam, ilk önce dipteki çarkları kıralım." dedi. Rüzgar beklemeden sağ botumdaki bıçağı çıkarıp ona verdi.
Adam çamuru iyice kazıp tuzağa eğildi. Resmen çamura uzanmıştı.
"Ah, işte bundan korkuyordum." deyip kafasını sıvazladı.
"Ne?"
"Ne oldu?"
Uğur tekrar dizlerinin üzerinde dikilip,
"Çarklar demir." dedi. Tek kaşımı havaya kaldırıp,
"Yani?" diye sordum. Yağmurdan dolayıp yukarı bakarken gözlerini kıstı.
"Yani bu demiri belki sen kırabilirsin ama ben yapamam. Seninde bunu oradan yapman imkansız. " Elindeki bıçakla oyuğu tekrar eşeleyip,
"Üstelik sudan dolayı tekrar çamur doluyor." dedi. Rüzgar adama bakarak,
"Peki ne yapacağız?" diye sorunca Uğur ayağa kalktı. Tuzağı incelemek için etrafımda dolaştı. Tekrar önümde durup bana baktı ve,
"Gömülüyor." dedi. Rüzgar ayağa kalktı ve kollarını göğsünde toplayıp,
"Şahane. Hiç iyi haberin var mı?" diye sorduğunda, Uğur tekrar ayağıma baktı.
"Belki. Ayağın kapandan biraz daha önde duruyor." dedi.
"Yaşasın, geri kalan kısımda karıncalar piknik yapabilir." dedim sahte bir sevinçle. Adam dediğimi duymamazlıktan gelip,
"Bu demek oluyor ki zemin kısmı, kapan bıçaklarına oranla daha kısa mesafeye sahip." diye devam etti.
"Yani tek seçeneğin Esin'in ayağını kendinin çekmesi olduğunu söylüyorsun?" Rüzgar'ın sorusuna karşılık adam kafasını salladı.
"Eğer ayağını yukarı değilde öne doğru sürüklersen kurtulma şansın daha yüksek." dedi. Kaşlarımı kaldırıp,
"Bir 'ama' mı geliyor?" diye sordum. Adam kafasını kaşıyıp ayağımı işaret etti ve,
"Ayağın neredeyse çamura gömüldü Esin. Seni yavaşlatacaktır." dedi. Biraz bekleyip,
"Başka seçeneğimiz yok." dedim. Rüzgar ani bir hareketle elini öne doğru uzatıp,
"Bekle, başka bir yolu olmalı." dedi. Daha sonra elleriyle yüzünü sıvazlayıp düşünmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTANT: Küllerinden Doğan
Science FictionTüm dünyam gözümün önünde yok olurken, tek başımaydım. Cızırtılı sokak lambalarının altında yürürken orada, karanlıkta ses çıkarmadan beni izlediklerini biliyordum. Daha doğrusu, hissediyordum. Ara sıra bana zarar vermeye niyetleniyorlardı, fakat bu...