6

139 3 1
                                    

Saat 7.35 okulun ikinci günü bakalım hayat neler çıkaracak bana.
Kahvaltımı hazırladım çayımı demledikten
sonra masaya oturdum.15 dakika içerisinde kahvaltımı yapmayı düşünüyordum.O sırada Onur aradı."Güzellik hani arayacaktın merak ettim seni napıyosun?"sorusu beni mutlu etmişti."Çok özür dilerim Onur yorgun geliyorum eve aramaya fırsatım olmadı.Telafi ederim ama söz."dememle kahkaha attı.Onun gülüşünü çok seviyordum o kadar saf o kadar doğaldı ki Miss Turkey'e katılsa doğallıkta birinci olurdu kesinlikle."Tamam tamam önemli değil sakin ol nasıl gidiyor anlat hadi?"derken bi yandan kahvaltıyı topluyordum.Anlaşılan bugün de kahvaltı yoktu bana."Yani işte aslında pek gitmiyor hiçbir kimse benimle iletişim kurmadı senin yokluğunu öyle çok aradım ki lütfen iyi çalış ve gel buraya bir sene sensiz nasıl geçicek bilmiyorum."Onu özlediğimi hissettiğimde o yerinde duramayan göz yaşı çoktan yanağımdan süzülmüştü bile."Sen söylemesen bile gözünden yaş akmıştır biliyorum.Ama yapma pozitif ol zaten zaman geçtikçe tanırsın insanları.Bir tane arkadaşın olsun yeter.İlk günden hiç mi kimse konuşmadı seninle?"demesiyle düşünmeden edemedim.Acaba Oğuzhan'ı hissetmiş miydi?Aklımda deli sorular beynimi meşgul ediyordu."Aslında bir erkekle tanıştım sanırım yani emin değilim şu an."dedim. "Ne demek sanırım, tanıştın mı tanışmadın mı?" işte beklediğim soru.Aslında çok garip bir şey oldu.Hızlıca anlatırken bir yandan da ayakkabımı giyip çıktım evden."Oo güzellik seninde başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmez.Bu nasıl bir şans,o nasıl bir karşılaşma??"dedi.Biliyorum şanssız olduğum doğru ama ne yapabilirim ki?"Ah Onur keşke burda olsaydın."Nazımın geçtiği tek insandı Onur.Anneme bile bu kadar yapmıyordum."Irmak Kan kendine gel ilk günden salıverme kendini sabret hemen olacak bir şey değil ki bunlar,zaman her şeyin ilacıdır derler unutma tamam mı?"Motive etmede bir numaraydı.Haklıydı da Irmak Kandım ben.Böyle yapmamalıydım.Onur'un pozitif enerjisinden sonra okula gelmiştim."Onur ben şimdi okula geldim ararım seni ayrıca sıkı çalış tamam mı görüşürüz."dememle girişteki demir kapıya takılmam bir oldu.Kolumdaki desteği düşmememden anladım.Arkamı döndüm çünkü beni kimin tuttuğunu merak etmiştim.Mavi gözlü,sarışın,orta kilolu ve bir çift gamzesi olan biri karşıladı.Ve o hafif tebessümüyle gamzeleri daha da belli oluyordu.Çocuğu iki dakika içinde inceledikten sonra kolumu kurtardım."Çok teşekkür ederim düşmeme izin vermediğiniz için."Tam konuşmaya başlayacaktı ki telefonu çaldı ve hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp uzaklaştı.Sanırım konuşurken beni unutmuş olmalıydı. Çok da kafa yormadan sınıfıma doğru yol aldım.
Dersler su gibi akıp giderken öğleyin ne ara oldu anlamamıştım.Öğle yemeğini okulun hemen karşısındaki Vişne Reçeli adlı kafede yemeye karar verdim."Irmak"sesiyle arkama döndüm.Seslenen Oğuzhan'dı.Koşarak bana doğru geliyordu."Bir ara bir şeyler içecektik hatırlıyor musun bence onu yemek yemekle değiştirebiliriz.Ne dersin?"Benimle gerçekten ilgileniyordu şimdi kesinlikle emindim.Aslında iyi birisine benziyordu.Bu yemek benim için bir fırsat olabilirdi.Onunla ilgili şeyleri sorarak onun hakkında bilgi edinip bir daha konuşup konuşmayacağıma karar verebilirdim."Olur bana uyar"diyerek teklifini kabul ettim. Kafe çok yakındı.Hemen varmıştık.Sadece bir masa boştu. Hem de deniz manzaralı tarafta sanki özel olarak ayırtılmış gibi.Arkama geçti sandalyemi çekerek oturmama yardımcı oldu.Kibar olması benim için artı bi puandı.Canım salata çekince az yağlı salata sipariş ettim,Oğuzhan da pilav ve etli fasulye sipariş etti...

Nasıl gidiyor bakalım,önerilerinizi lütfen yorum yaparak paylaşır mısınız?Şimdiden teşekkürler,gözlerinize sağlık:)

BEN ZATEN ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin