7

88 3 0
                                    

Siparişler gelene kadar ortamda bir sessizlik vardı.Aslında çok konuşkan biri değildim.Özellikle de erkeklerin yanında.Tabi durum boyle olunca normal olsa gerek susuyordum.Ben sustukça Oğuzhan da sustu. Sohbeti onun başlatması için bekledim ve dikkatimi salatama verdim.
"Abi sen de mi burdaydın?"sesiyle başımı çevirdim.Oğuzhan'ın kardeşi olduğunu tahmin ettiğim kızın yüzünde ayni Oğuzhan'ınkinde olduğu gibi bi güven vardı.Gülüşü,bakışı o kadar doğaldı ki bir an kıskanmış bile olabilirdim.Ben kendi kendime düşünürken kız yanımıza gelmişti bile."Merhaba abi bizi tanıştırmayacak mısın arkadaşınla?"demesiyle Oğuzhan ayağa kalktı kıza sarıldı."Melis arkadaşım Irmak,Irmak kardeşim Melis" uzattığı eli sıkmamla sarılması bir oldu.Az önce adının Melis olduğunu öğrendiğim kız sanki yıllardır tanıdığım arkadaşımmış gibi sıkı sıkı sarılmıştı.Anlaşılan iyi anlaşacağız bu kızla,kendi kendime konuşmayı kesip Melis'e döndüm.Çoktan sarılmayı bırakmıştı."Tanıştığıma çok memnun oldum Melis"dedim.Gülümseyerek"Bende memnun oldum Irmak görüşürüz afiyet olsun"demesiyle arkasını döndü ve arkadaşlarının olduğu masaya yöneldi. Gerçekten güzel ve tatlı bir kızdı.
"Kardeşimi nasıl buldun?" sorusuyla kendime geldim.Gerçekten cevabını merak eden bir çift göz bana bakıyordu."Bence çok tatlı ve sıcakkanlı,sana da çok benziyor."diyerek gülümsedim.Tabi benzeyecek abi kardeş onlar bazen çok çabuk saçmalayabiliyordum.Bu iç sesim gerçekten beni deli edebiliyordu."O hayatımda ki en değerli şeylerden biri,ne o bensiz ne ben onsuz yapabilirim."demesiyle gözleri doldu.Anlaşılan bir şeyler olmuştu ama ben buna burnumu sokmayacaktım çünkü beni ilgilendirmezdi."Ne güzel benim de bir tane kız kardeşim var ama daha küçük ilkokul da okuyor."dedim.Gülümsedi.Daha fazla uzatmanın yersiz olacağını düşündüm ve sustum.Yemeklerimizi yedik ve kalktık.
Öğleden sonra dersler çok çabuk geçmişti.Son dersten sonra çantamı toplayıp arkadaşlarımı aramayı düşünmüştüm ama öyle olmadı.Çantamı topladıktan sonra sınıftan çıktım telefonumdan Onur'un adını buldum ve aradım.Tam o sırada merdivenlerden inerken ayağım burkuldu ve tam düşmek üzereyken birisi sıkıca iki kolumdan tutmuş düşmemi engellemişti.O sırada Onur da telefonu yanıtlamış konuşuyordu. Tabi bu kazadan haberi yoktu.Burda olsa gülmekten katılabilirdi eminim çünkü çevremde biri komik bi şekilde düşerse benim de gülesim gelirdi hak verirdim ona.Düşüncelerden kendimi ayırdım ve kendime geldim.Beni tutan kişi merdivene oturtmuştu."İyi misiniz?"sesiyle kendime geldim.Geçen gün okulun kapısında benim düşmemi engelleyen çocuktu bu."İyiyim teşekkür ederim size ikinci kez borçlandım"deyip gülümsedim."Önemli bir şey değildi ki arabanın altında kalmaktan kurtarsam ayrı ama bir merdivenden düşsen en fazla kolun bacağın kırılabilirdi."deyince birden kafamı çevirdim garip garip bakmaya başladım hem beni kurtarıyor hem de küstah davranıyor."Şaka şaka önemli değil bana borçlu falan değilsin sadece bir kere daha düşmeye kalkma  yeter"dedi o gamzeleriyle.Gerçekten hoş bir çocuğa benziyordu ayrıca da kendince espri anlayışı vardı."Peki madem tekrar teşekkür ederim"dedim ve tekrar düşmemek için merdiven demirlerini tutarak aşağıya inebildim.Onur telefonu kapatmıştı bile.Tekrar aradım.Telefonun başındaymış gibi hemen açtı."Irmak nerdesin öldüm meraktan çığlık attın gerisi yok iyi misin noldu anlat hadi"dedi heyecanlı heyecanlı."Sakin ol Onur bir şeyim yok ayağım burkuldu tam düşüyordum ki birisi tuttu.Tutan kişi de geçen gün yine beni okulun önünde düşmekten kurtaran kişiydi."Sahi adını bile söylemedi şu an farkettim.Demek ki amacı sadece yardım etmekti.Takdir ettim çocuğu.Neyse"İşte Onur böyle ayağım şu an biraz ağrıyor hastaneye gidip film çektiricem çıktıktan sonra ararım seni tamam mı?"soruma "Sakın unutma"cevabıyla yanıt vermişti.
  Hastane arabasına binip gittim.Kaydımı falan yaptırdıktan sonra ayağımın filmini çektirip sonucunu çıkmasını bekledim.Yaklaşık yarim saat sonra sonuçlarla birlikte doktorun odasındaydım."Ayağın ciddi halde burkulmuş saralım ve bir hafta sonra kontrole gel ve bu süre zarfında bu ayağının üzerine basma."dedi sağ ayağımı göstererek."Tamam teşekkür ederim doktor bey" diyerek odadan çıktım ve yine dolmuşa binip evime gittim.Kapımı açar açmaz Onur koşarak yanıma geldi.Son konuşmamızdan sonra merak edip ilk uçakla buraya gelmiş evimin adresini de annemden almış belli ki.Yine o sıkı sıkı sarılmalarımızdan birini yaptık."Irmak ayağını sarmışlar o kadar kötü mü?"dedi merakı gözlerinden okunuyordu."İyiyim bir şeyim yok Onur Allah korusun da kaza geçirmedim yani alt tarafı bir burkulma merak etme."deyip kapıyı kapattım.
  Onur çay demleyene kadar biraz dinlendim.Beraber çayımızı içtik,film izledik geç olduğunu farkedince yatmaya karar verdik.ona salondaki koltuğu hazırladım iyi geceler dileklerini de birbirimize sunduktan sonra artık yeni bir güne başlamak için uyuduk.



Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.

BEN ZATEN ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin