1.BÖLÜM

146 12 6
                                    

-Komutanım üsteğmenim sizi bekliyor.

-Tamam sen çıkabilirsin ben geliyorum.

-Emredersiniz komutanım!

Üsteğmen Alinin odasına gittiğimde Timimle beraber oturuyordu. Bende bir sandalye çekip oturdum. Komutanım bize bir terörist başı ve adamlarından bahsetti. Timi toparlayıp  acilen yola çıkmamızı emretti.

Hemen timi toparlayıp 10 dakika içinde yola çıktık. Şırnağın bu yolları baya tehlikeliydi.

O yüzden askeri helikoptere bindik ve yola çıktık. İndiğimizde pekte hoş karşılanmamıştık.

Teröristler askeri helikopterin pervanesine ateş açtılar. Hemen kendimize toprak ve taştan olan bir sığınak bulduk ve ateş etmeye başladık. Tam yedi terörist öldürmüştük. Helikopterin arızasına bakmak için harekete geçtmiştik Askerlerimden Hasan motorun tarafına gittiğinde üç el ateş sesi duyuldu ve Hasan motorun üstünden düştü. Hemen yanına gittik çoktan şehit olmuştu askerim. Helikopter ateş almaya başlayınca hemen ordan Hasanın cesedini alıp uzaklaştk. Baya uzaklaştıktan sonra arkamı dönüp helikopterin olduğu yere baktım.


Dört tane terörist helikopterin üstüne çıkmaya çalışıyordu. Sinirlerme hakim olamayıp el bombasını helikoptere doğru fırlattım. Helikopter parçaları ve ceset parçaları havada uçuşmaya başlamıştı. 'Biz bir şehidimiz için bin kişi öldürürüz lan siz kimsiniz şerefsizler' diye bağırdım.


Telsizden askeri üssü arayıp iki tane araç göndermelerini söyledim. Araç geldiğinde timle beraber bindik. Askeriyeye ulaştığımızda timi yatakhanelerine gönderdim ve Üsteğmen Alinin yanına gittim ve Hasan'ın şehit olduğunu söyledim. Üzüntüyle kafasını sallayıp:

'Allah mekanını cennet eylesin iyi çocuktu anne babası'da vefat etmişti.'

'Nasıl yani komutanım hiç kimsesi yok mu Hasan'ın?'

'Bildiğim kadarıyla Sadece kız kardeşi var Atakan'

'Anladım komutanım. Kız küçük mü?'

'22 yaşında Burada öğretmenlik yapıyormuş.'

'Anladım Efendim.'

'Atakan senden bir şey isteyeceğim koçum.'

'Emredin Komutanım.'

'Hasan'ın kardeşi Nisan Öğretmen. Hasan'ın şehit olduğunu sen söyle.'

'Peki komutanım.'

'Yanına doktor almayı unutma koçum.'

'Tabi komutanım izninizle gideyim ben. yarın malum erken kalkacağım.'

'İzin senin Atakan iyi geceler sana.'

'İyi geceler komutanım.'


SABAH:

Timden iki kişi ve sağlık ekiplerini alıp Şırnak ilkokuluna doğru yol aldık. Okul tenefüsteydi ve öğrenciler muhtemelen ilk defa okulda asker gördükleri için şaşkınlıkla onlara bakıyordu. Okulun içine girdiklerinde bir öğretmeni durdurup

'Merhaba hocam Nisan Öztürk'ü tanıyor musunuz?' Kadın şaşkınlık ve korkuyla onlara bakarken zorla cevap verdi.

'Buyurun benim. Abim'e bir şey mi oldu?' gözleri dolunca boğazım düğümlendi cevap veremedim kafamı eğip dediğini onayladım. Ağlamaya başladığında kafamı kaldırdım ve onu sakinleştirmeye çalıştım. Birden bayıldığında kucağıma alıp Revire taşıdım. Arkamdan da sağlık ekipleri ve timden çağırdıklarım geldi. Askerlere dönüp:

'Siz kapıda bekleyin!'

'Emredersiniz komutanım!'

Odaya girip kadını hasta yatağına yatırıp doktorların serum takmalarını izledim.

işlerini bitirdikten sonra doktor bana dönüp:

'Komutanım bir şey olunca bizi çağırabilirsiniz. Bir müddet daha buradayız.'

'Saolun Doktor Bey.'

'Rica ederim. İyi günler.'

'İyi günler.'

1 SAAT SONRA:

Kadın sayıklamaya başladığında yanına gittim. Uyanmıştı. Tekrar ağlamaya başladı.

'Abim öldü mü?'

'Malesef. Allah Rahmet Eylesin.' dediğimde daha çok ağlamaya başladı.

'Hanımefendi ağlamayın Lütfen biraz dinlenmeniz için müdür beyden 3 günlük rapor..'

cümlemi bitiremeden büyük bir bomba sesi geldi. Neyse ki çıkış saatinden sonra olmuştu da öğrencilere bir şey olmamıştı. Kapının önündeki askerler geldiğinde Kadını hemen kaldırıp

'Ne oldu burada ? nerede bomba patladı?' Kadın ürkek sesiyle araya girdi

'Bomba mı? Ne bombası?' Askerler içeri girip

'Komutanım Bir sınıftan canlı bomba patladı okulda sadece hademeler kalmıştı. Hademelerden biri olmalı.'

'Kahretsin. ' Kadına dönüp Siz hemen bahçeye çıkın biz geliyoruz Başka bir yere gitmeyin sakın'

dediğimde kafasını sallayıp koşmaya başladı. Askerlerle tek tek sınıflara girip gezdik sonunda daha çok parçalanan bir yer bulduğumuz da canlı bombanın burada patladığını anlamıştık. Sınıfa girdiğimde önümde bir ceset parçası ve mavi bir önlük gördüm.

'Canlı bomba Hademeymiş komutanım' Askere dönüp

'Askeriyeyi arayıp yardım ekiplerini çağırın arama yapsınlar on gün boyunca buraya ne öğretmen ne öğrenci hademe müdür kimse girmeyecek. Geniş kitleli arama çalışması yapılsın.'

'Emredersiniz Komutanım.'

Bahçeye çıktığımda bankta oturup ağlayan kadını gördüm yanına gidip oturduğumda kafasını kaldırdı. Gözleri kan çanağına dönmüştü.

'Bir günde bu kadarı çok fazla. Bir tek abim vardı benim. O öldü ve neredeyse ben de ölecektim.'

diyip hıçkırdığında kolundan tutup kaldırdım.

'Kantine gidelim bir su alalım.' dediğimde kafasını salladı.

kantine gittiğimde kimse yoktu bir su alıp kadına verdim. Masanın üstüne bir beşlik bırakıp tekrar Hasan'ın kardeşinin yanına gittim.

'Okulunuzda daha önce hiç böyle bir şey olmuş muydu?'

'Hayır hiç olmamıştı. Hiç.'

'Anlıyorum.'

'Bir daha olma ihtimali var mı peki ?'

'Bilmiyorum. hiç bir şey kesin değil. olabilir de olmayabilir de.'

dediğimde tekrar kafasını salladı. Kantinden bir kağıt kalem bulup

Atakan Baysan 05** *** ** **

adımı ve numaramı yazıp kadına uzattım.

' Artık bizim himayemiz altındasınız. Bu benim numaram lütfen arayın'

diyip kantinden çıktım.





Lütfen Oy verip Yorum Yapmayı Unutmayın 😊

Büyük SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin