"Emin misin Tony?"
Tony başını masasından kaldırmadan eliyle işaret etti.
"Evet getir onu"
Steve emin olunca odadan çıktı. Tony önündeki işine geri döndü. Yeni zırhının kolunu yapıyordu.
Son tornavidayı sıktığında Steve yanında onunla kapıda göründü. Tony saatine baktı. 15 dakika geçmişti. Herhalde gelmeden önce biraz konuşmuşlardı.
Steve ve Bucky adım adım yürürken kulakları sağır eden bir sessizlik oldu.
Bütün olaylar yaşandıktan sonra bir şekilde arayı düzeltmişlerdi. Hiç değilse aynı ortamda bulunacak kadar. Ama o zaman bile Bucky'le Tony hiç konuşmamıştı.
Tony hala onlara bakmamışken sordu. "Kolunu kim yaptı ?"
"Wakanda'dayken T'Challa yapmaları için birini bulmuştu" dedi Steve.
Tony kendi kendine başını salladı. Sona onlara döndü. Bucky boşta olan sandalyeye oturmuştu. Tony metal masayı onun yanına kaydırıp Bucky'nin yeni yapılmış çelik kolunu masaya koymasını sağladı.
"Sorunu ne peki ?" dedi. Bu sefer Steve'in cevap vermemesi için doğruca Bucky'e baktı. Bucky bir kaç saniye duraksayıp Tony'nin gözlerine aradığı birşeyi bulmuş gibi baktı.
"Onu...onu kontrol edemiyorum" dedi Bucky neredeyse fısıldar gibi.
Tony saniyeler için onun çelikten kolunu incelerken kusurları gördü. Nelerin yanlış gittiğini anlayabiliyordu. Tüm hatalar sanki onun görmesi istenmiş gibi ortadaydı. Yada....Tony bu konuda fazla iyiydi.
"Sorun ne biliyorum ama siz ikiniz sakın bunu bedavaya yapacağımı sanmayın."
Steve ve Bucky bunu hiç düşünmemiş olacak birbirlerine gergince baktılar. Bucky daha çok 'paramız var mı' der gibiydi. Steve'se 'tabiki yok, belki sen annesini öldürmemiş olsaydın işler bu kadar zor olmazdı seni sersem' gibiydi.
"Siz ikiniz gerçekten espiri nedir bilmiyorsunuz, biraz kasıntılığı bırakır da gülersiniz diye düşünmüştüm" dedi Tony. Steve şaşırmıştı. Tony sadece onlarla dalga geçmiyordu. Paraya ihtiyacı yoktu.
Tony yakınında olduğu için rahatlıkla Bucky'nin derin bir nefes verdiğini duydu.
İkisi de geldiklerinden beri aralarında geçmiş tuhaf -kötü- durumdan dolayı Tony'e karşı hassas davranıyorlardı. Oldukça gerginlerdi. Ve Tony bu gerginliği bozmak istemişti. Çünkü kendisine heran patlayabilecek bir bomba gibi davranılmasından hoşlanmamıştı.
İkisinde daha rahatlamış gördüğne karar verince tekrar Bucky'nin kolunu kurcalamaya döndü.
"Gerçekten kolunu su geçirmez yapmadıklarına inanamayorum, ne sanıyorlar kolun dışarıda duş alacağını mı ? Paslanıyorsun" dedi Tony. Şaşırmıştı.
Tony konuştuğunda Bucky belli belirsiz güler gibi oldu ve tepkisini görmek Steve'e baktı. Yüzbaşı omuz silkti.
"Onun tanıdığım en iyi tamirci olduğunu söylemiştim" dedi Steve Bucky'e.
Tony başını kaldırıp Steve'e baktı. "Bana bir daha sakin tamirci deme"
Steve güldü. "Üzgünüm benim hatam"
Bucky'de güldü.
Tony onun gülüşünü ilk defa duymuştu.
Muhtemelen Steve'de öyle, hatta Bucky en son ne zaman güldüğünü hatırlamıyordu bile.
Tony, Bucky'nin koluyla uğraşmaya devam ederken ikisi de onu izledi.
Aralarındaki rahatsız edici tuhaflık son bulmuş gibiydi.