hissiz (4)

26 8 0
                                    

Yarın son gün yetişmesi gerekiyordu affedin kısa oldu .
Ama bundan sonrakiler asla böyle kısa olmaz emin olun.

Takipte kalın.

"Lütfen allahım lütfen lütfen ona bir şey olmasın."Adam duyduğu fısıltıyla kendine geliyordu yavaş yavaş .

"Bunun ağırlığıyla yaşıyamam lütfen allahım iyileş'sin." Diyordu fısıltılı ses.
Gözlerini açtığında gördü kızı.
Turuncu saçları açık şekilde önüne dökülmüştü.
Ellerini dua eder gibi kaldırmıştı
Gözleri kapatmıştı ,yüzündeki gözyaşları yüzünden beyaz suratında çilleri dahada belirgin olmuştu.
Dudakları hala fısıltıyla birşeyler söylüyordu.

Kız sonunda amin diyerek ellerini yüzüne sürdü.
Ancak o zaman fark edebildi adamın gözleri açık bir şekilde onu izlediğini.

Kız sonunda dualarının kabul olduğunu düşündü .
Sevinçten hızla yatakta uzanarak yatan adamın boynuna sarıldı.
Bir yandanda sevincini haykırıyordu.

"Kabul oldu dualarım! Biliyordum! Biliyordum!"

Adam kızın bu hareketine anlam veremeden yavaşça sinirlenmeye başlıyordu.
Beyaz kollarını ona dolamış,turuncu saçları adamın suratına dökülüyordu
Kızın.
her ne kadar boynundan çözüp yere fırlatmak istesede, kızın kollarını boynundan çözecek gücü yoktu.

Adam kollarını kaldırmaya çalışıyordu fakat denemeleri başarısız oluyordu.
Kızın sarılırken sayıkladiğı sözlerden kafasını karıştırırken ona hiç yardımcı olmuyordu.

Sonunda adamın sabrı tükenirken ."yeteer lan! Kalk üzerimden hemen!"Diye bağırdı. kızın sarılırşına daha fazla dayanamayıp.

KıZ hızla ondan uzaklaşmıştı ama onun keyfini hiçbir şey bozamazdı. Adam iyileşmiş 'ti o kimseyi öldürmemişti bundan daha güzel bir şey olabilir'miydi.

Kız gülümseyen suratıyla adama baktı.
"Sen... sen iyi'misin abi hı? Kendini nasıl hissediyorsun?"
Adam kollarını oynatamama'nın şokunu üzerinden atıp kızgınca kıza baktı.

"Gerizekalı mısın lan sen!"kız üzülmüştü adamın bu lafı na neden öyle demişti ki sevincini kursağında bırakmıştı.

"Abi niye öyle dedin ki sevinçten sarılmış tim ben "dedi kırgın sesi ile.
Ama kızın üzgün sesi adamın umurunda bile değildi.
Kızın ona yaptığı şeyden dolayı hareket edemiyordu.
Gözlerini kıza dikmiş bakıyordu sinirlice.
Kız Yattığı küçük yatağın üzerinde, belinin hizasında, ellerini kucağında birleştirerek oturmuştu.
Kızın suratındaki üzgün ifadeyi görünce daha fazla sinirlendi adam.

"Lan! Bana ne yaptıysan hemen çöz beni!.yoksa yemin ederim bedelini ödersin!"dedi.
Adam bağırmamıştı fakat bağırsaydı belki bu kadar etki bırakamazdı kızın üzerinde.
Kız ilk defa yapılan tehditlerden korkmuştu.

Kız yataktan kalkıp, dolaba doğru yöneldi.

Dolabın kapaklarını açıp, içerisinde yeşil bulamacı andıran karışımın bulunduğu cam şişeyi alarak, tekrar adamın yattığı yatağın kenarına oturdu.

Cam şişeyi adama uzatarak.
"Abi, şimdi bunu alıyorsun sabah, akşam karnına sürüyorsun.
Böylelikle karnında ne morluk nede acı kalır..."Kızın sözünü bitirmesine müsaade etmeden adam bağırdı.

"APTAL! Vücudumun hiçbir yerini kullanamıyorum lan! Ne yaptıysan hemen çöz beni HEMEN!"adamın bağırmasıyla kız irkilmişti.
Bağırtısını, gözlerini kırpıştırarak izledi.
Aptal kelimesi çok canını yakmıştı.
Hayatı boyunca Annesi haricinde herkes bu kelimeyi kullanmıştı ona.
Bir yandan'da adamın ne dediğini anlamadığı için sordu.

"Abi ben anlayamıyorum nasıl kımıldamıyorsun?" Her ne kadar merak içerisinde sorsa da.
Yüz ifadesinde meraktan çok saflık vardı.
Bu yüzden adam kızın bu tavrına dahada sinirlendi.

"Bak APTAL! Beni iyi dinle, hareket edemiyorum. Bunun ne demek olduğu o boş kafan algılayabiliyor mu? Bana yaptığın şey yüzünden Hareket edemiyorum" başıyla kendini göstererek devam etti.
" Bak ellerimi kullanmaya çalışıyorum olmuyo. Anlıyor musun?" Adam sözünü bitirip kıza baktı.
Kız ellerini kızıl saçlarının içerisine daldırmış, ağzı açık bir şekilde öylece adamın göğsüne dikmişti gözlerini.
Adam ümitsiz vaka diye düşündü kız hakkında.
Muhtemelen nasıl çözeceğini bilmiyordu adamı.
Ama Celladın gitmesi gerekiyordu.
Kız her nedendir bilinmez, adamın gömleğini çıkarıp karnını sarmasına rağmen yüzündeki peçeyi açmamıştı.
Fakat adam biliyordu, eğer ev sahipleri gelirse, peçesini indirip kimliğini deşifre edeceklerdi.
Kesinlikle bu aptalın işe yarar bir şeyler yapması gerekiyor "diye düşündü Cellat.

Kız adama ne yaptığını biliyordu.
Daha öncede yanlışlıkla Canı olan Annesine yapmıştı bunu.
O zaman annesinin de komutlarıyla çözmüştü Annesini.
Biraz acı verici oluyordu ama yapabilirdim diye düşündü kız .
Onu bu hale getirmişken bırakamazdı böyle.

Başını hızla adama çevirdi.
"Bir yolu var ama biraz canın yanacak."dedi telâşın karıştığı billur sesi ile.

"Acısı umurumda değil hemen çöz beni!"dedi adam kız sözünü bitirir bitirmez.

"'Imm şey peki tamam hazır ol."Kız derin nefesler almaya başladı.
Yapacağı şeyin ters tepmesinden ölesiye korkuyordu.
Adama çevirdi bakışlarını.
Sabırsız gözlerle onu izliyordu.
Adamın dudaklarına kaydı gözleri.
Peçesinin kaymış kenarından görünen Dudakları o kadar güzeldi ki ,kız aklına gelen şeyden utandı.
Ama sadece merak ediyordu.
Ve adam bunu tedavinin parçası zannedecekti .
Kız yapmaya karar vererek,utana sıkıla asıl gerekli olan şeyi yaptı,adamın ellerinden tutarak gözlerini dudaklarına dikerek yaklaşmaya başladı.

Adam kızın tedirginliğinden sıkılmaya başlamıştı ne olacaksa olsun artık diye düşündü.
Kızın küçük ellerini uzatıp onun büyük ellerini tutmasını izledi.
Ardından kızın bakışlarının dudaklarına kaydığını fark etti.
Kızıl saçlı kızın dudaklarını büzerek komik bir şekilde ona yaklaşmasını izledi.
Buna anlam veremeden kızı izliyordu sadece.
Kızın dudaklarının dudaklarına değdiğini hissetti ilk başta.
O yumuşak his, o tat, o zevk, hepsini bu minik masum temas mı sağlamıştı.

Kızın elleri ellerinde dudakları dudaklarında'ydi. İlk defa bir kadından bu hissi tatmak afallattı adamı, fakat bunu düşünmesine fazla zaman bırakmamıştı kız.
Küçük elleriyle adamın kocaman ellerini sıkarken,asıl olması gereken oldu ve adam sırtında kemiklerinin kırıldığı hissetti.
Sanki ellerinden başlayıp,sırtındaki,kollarındaki, bacaklarındaki, göğsünde ki,en son ise kafatasındaki kemikleri elektrik ile titretiyorlar'dı sanki.
Her kemiğine birden elektrik veriliyor muş gibi hissediyordu.
Bir an onun kadar güçlü olmayan bir adama verilse kesinlikle ölebileceğine bile inandı.
Fakat bilmiyordu ki kızın verdiği acı öldürmez süründürür.

Adam daha fazla dayanamayıp, refleks ile kızın dudaklarından dudaklarını ısırarak ayırırken, Kızın çığlığına aldırmamıştı bile.
Dudakları ayrıldıktan sonra hızla kızı elleri ile yataktan aşağı attı.

Vücudundaki tüm uzuvları hisseden Cellat, hiçte Kendine yakistiramayacagi biçimde, şaşkın ve sinir karışımı bir ifade ile bakıyordu ona. Neyseki pençesi sayesinde göremiyordu ifadesini kız.

Yere çakılan kız ise acıyan poposunun derdindeydi.

✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩

Yarın son gün yetişmesi gerekiyordu affedin kısa oldu.

 RUHSUZ (CELLAT )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin