DO Kyungsoo OC︱Adalet. ✔

◐ Üçüncü Bölüm.

Babam, son olanları öğrendiği için beni cezalandırmıştı yine. 2 haftadır, evden çıkma cezam vardı. Reşit biri olmama rağmen, çocuksu cezalardan nefret ediyordum. Ama artık bu sondu, çünkü babam bu cezam bittikten sonra annemlerin yanına, başkentten uzak olan evimize geri dönecekti.

Odamda müzik dinliyorken babam gelmişti içeriye.

'' Benim çok az işlerim var. Eve dönmeden önce, başkentte alışveriş yapacağım. ''

Başımla onayladıktan sonra evden çıkmıştı. Karnım aç olduğu için, pizza siparişi vermiştim. 

-

Bilgisayarımla oynarken, kapının zili çalmıştı. Pizzamı artık yiyebileceğim için, mutlulukla cüzdanıma uzandım ve kapıyı açtım. 

Pizzacıya parayı uzatacağım sırada içeriye girip kapıyı kapatmıştı. Yerimde tepiniyor, ona tekme atıyor ve avazım çıktığı kadar bağırıyordum. O ise ağzımı kapatmaya uğraşıyordu. 

'' Sakin olun, Beyaz Leke grubundanım ben. ''

Sözleriyle, aniden hareket etmeyi kesmiştim. 

'' Ne işiniz var benim evimde, üstelik pizza sipariş ettiğimi nereden biliyorsunuz! ''

'' Beyaz Leke örgütü olarak, son zamanlarda Telefon ağlarını ele geçirmeyi başardık. Böylece, tüm kentin telefon konuşmalarını dinleyebiliyoruz. Her neyse, liderimiz artık sizin de bir Beyaz Leke savaşçısı olduğunuzu söyledi. Sizden isteyeceğimiz bir görev var. ''

'' Bakın, ben Beyaz Leke ile görüşlerimin uyuşmadığını düşünüyorum. Ne olursa olsun, ne kadar tanrılara muhalefet olursam olayım kimseyi elimdeki silahla öldüremem. Vuramam yani, anlıyor musun beni? ''

'' Bu çok önemli bir görev. Tanrılar, kaybettiği güçlerini yeniden almak üzereler. Tek tek tüm muhalifler temizlenmeye başladı. Yeni üyelere ihtiyacımız var. Aldığımız istihbarata göre, siz en adil kişiymişsiniz. Adalet Tanrısı sizi ve yaptıklarınızı cezalandırmadı. Yine, son bir şey daha yapmalısınız. Bizim için. ''

'' Son buluşmamızda eğer bir daha karşısına çıkarsam beni çok kötü cezalandıracağını söyledi. ''

'' Öyleyse, karşısına çıkmadan bu işi halledeceksiniz. Çok basit. Liderimiz sizden sadece, başkent dışına çıkıp diğer halkı bilgilendirmenizi istiyor. ''

Sözleriyle, gözlerimi devirmiştim. Benim, rahat rahat dışarıya çıkabileceğimi düşünüyor olmalıydılar. 

'' Ben, 2 haftadır evden dışarıya çıkmama cezası alıyorum, bundan önce yine almıştım. Ailem, uzakta olmalarına rağmen kontrolü kaybetmemeye bakıyorlar ve siz başkent dışına çıkmamı söylüyorsunuz öyle mi? Delirmiş olmalısınız. ''

Kapıyı açıp onu evden kovacağım sırada diz çöktü ve dolmuş gözlerini bana dikti.

'' Ben, hizmetkar Huang Zi Tao. Annemi, kardeşimi, yiğenimi kolonide bırakıp geldim başkente. Zor bir karar olduğunun bilincindeyim. Onları seviyorsanız, onların daha iyi bir ülkede yaşamasını istemelisiniz. Hemen şimdi, sizi buradan çıkarabilirim. ''

Hayatımda ilk kez birisi önümde diz çöküp, bir şeyleri yapmam için yalvarıyordu. 

'' Bana neden bu kadar ihtiyacınız var anlayamıyorum. ''

'' Çünkü, bir şekilde yanımızda olursanız Adalet Tanrısını idare etmek daha kolay olacak. ''

Hiçbir şey söylemedim ve dışarıya çıktım. O hala evimin içinde dikilip bana bakıyordu.