İçeri girip onlara katılmak istesem? Saçmalama, neden sokaktan geçen başka birini aralarına alsınlar? Evet, bende hırsızım ama ben onların yerinde olsam bana güvenmezdim. Belki içerdeki beni soyan insanlar bile değildir. Ses kesildi. Belki içerde kimse yoktur.
Kafasında türlü düşünceler dolaşırken içeriye ilk adımını attı. Evin girişi mutfakla bitişik bir salona çıkıyordu. Ev çok sessizdi ve hem salon hem mutfak derli topluydu ki bu Blake'i şaşırttı. Dümdüz ilerledikten sonra karşısına arka bahçeye açılan bir kapı ve üst kata giden bir merdiven çıktı. Bahçe kapısı açıktı.
Kim girdiyse burdan kaçmış olmalı. Hatta 'kaçmak' doğru kelime olmayabilir. Görünüşe göre etrafı toplamak için fazlasıyla vakti olmuş.
Kapıdan bahçeye bir göz gezdirdikten sonra sessiz adımlarla üst kata çıkmaya başladı. Üst kata çıktığında karşısına sağ tarafta üç, sol tarafta iki kapı bulunan bir koridor çıktı. Koridordaki ilk kapının hafif aralıklı açık olduğunu gördü ve içeriye doğru göz ucuyla baktı. Gördüğü Blake'i dehşete düşürdü. Bir adam yatakta üstü açık ve kanlar içinde yatıyordu. Kendini tutamayıp sesli bir şekilde "Bu ne böyle!" dedi. Eli hemen cep telefonuna gitti. Polisi arayacaktı. Terli bir halde içinde konuşmanın çok zor olduğu kar maskesini çıkardı ve polisin numarasını yazmaya başladı.
"Gel buraya!" diye bağırdı koridorun sonundaki odadan çıkan adam. Kısa bir an için ürkütücü bir tipi olan bu adam ile Blake göz göze geldi. Ardından Blake arkasına bakmadan koşmaya başladı. Ürkütücü adam, odadan onun arkasından çıkan iki adamla birlikte Blake'i kovalamaya başladı. Blake hızla merdivenleri indi ve kendini arka bahçeye attı. Süratli bir şekilde çitlerin üzerinden atladı ve mahalle boyunca koşarak kaçmaya devam etti. Başka bir evin çevresini çit şeklinde saran çalıların arasından bahçeye atladı ve yerde yatarak saklanmaya başladı. Hala peşinde olup olmadıklarını göremiyordu ancak herhangi bir ayak sesi duymuyordu. Yerde yatarken polisi aramanın ne kadar saçma bir fikir olduğunu ve onlara o evde bulunma sebebini nasıl açıklayacağını düşündü. Nefes alışverişi normale dönünce daha da sessizleşip çevreyi dinlemeye başladı. Gelen giden yoktu.
Kafasını çalıların arasına sokup etrafı izlemeye başladı. Bir süre kimseyi göremedi ancak sonra o adamlar görüş alanına girdi. Sokakta üçü birlikte etrafa bakarak yürüyorlardı. Çenesinde büyük bir yara olan ürkütücü adam ortada ve daha genç iki adam yanındaydı. Blake kafasını mümkün olduğunca aşağıda ve çalıların arasında tutarak hareketsiz bir şekilde onları izlemeye devam etti. Onlar gözden ayrılana kadar onları izleyecek sonra eve doğru koşacaktı. Plan buydu. Sokağın aşağı tarafından başka ayak sesleri duymaya başladı. Gelen mahallenin güvenlik görevlisiydi. Elini belindeki silahına koydu. Gecenin bu vaktinde sokakta birini sinirle arıyormuş gibi yürüyen bu üç şüpheli görünümlü adamın yanına yaklaştı. "İyi akşamlar beyler." Ürkütücü adam inanılmaz hızlı bir şekilde güvenlik görevlisinin üzerine atladı ve onu bıçaklamaya başladı. Bıçağı hızla sokup çıkarıyordu ve güvenliğin eli silahında olmasına rağmen elini hareket ettirecek vakti olmamıştı. Güvenlik görevlisini taşıyarak ordan uzaklaştılar. Dehşete kapılmış bir şekilde olayları izleyen Blake kendini sürekli "Neden?" kelimesini tekrar ederken buldu. Hemen polisi aramalıydı. Bu adamlar büyük bir tehditti ve sokaklarda olmamaları gerekliydi. Elini cebine attığı zaman bu sefer eli telefonuna değmedi. Tüm ceplerine baktı ve telefonu yoktu. Koşarken düşürmüş olmalıyım. Buraya kadar koştuğu yolu takip ederek ilk hedefi olan eve kadar yürüdü. Ancak telefonunu bulamadı. Karşısında cinayete tanık olduğu ev vardı. Telefonunu aramak için girip girmemek konusunda tereddütlüydü. Bir süre evi izledikten sonra vazgeçip evine doğru koşmaya başladı.
Kimdi bu ölüm saçanlar? Eminin beni soyanlar değildi. Eğer onlar olsaydı beni de öldürürlerdi. Artık geceleri dışarı çıkmak fazla tehlikeli.
Gördüklerinden sonra uyuyamadığı bir gecenin ardından sabah uzun bir duş aldı ve dışarı çıktı. Dün gece gördüğü ölü adamın evine gitti. Evin etrafında polisler vardı. Anlaşılan nihayet birisi haber vermiş. Ancak bir anda başka bir sorunu aklına geldi. Telefonu içerde olabilirdi. Gece şokta olduğu bir haldeydi ve eve girememişti. Akılsız Blake!
Polis telefonunu bulursa nasıl açıklayacaktı? Açıklayamayacaktı. Bunun bir açıklaması yoktu. Çevredeki insanların arasından eve girmeye çalıştı ancak polisler onu içeri almadı. Amaçsızca eve bakan bir grup insanın arasından sıyrıldı, sokak boyunca yürümeye başladı ve bulduğu ilk banka oturdu. Gözlerini kırpmadan gergin bir şekilde yere bakıyordu. O kadar gerilmişti ki yanına oturan güneş gözlüklü adamı duymadı.
- Merhaba, galiba üç kez merhaba dedim, gerçekten şoka girmiş gibi gözüküyorsun dostum.
- Özür dilerim.
- O evde yaşayanı tanıyor muydun?
- Ben.. Ben tanımıyordum.
- Seni etkilemiş gözüküyor.
- Tabii ki etkileyecek, aynı sokakta yaşıyoruz. Tehlikede hissediyorum.
- Demek sende burada yaşıyorsun. Hangi blok?Blake bu aşırı meraklı adama baktı. Ciddi bir şekilde "Seni ilgilendirmez" dedi ve banktan kalkıp markete doğru yürümeye başladı. Marketten yiyecek bir şeyler aldı ve kasaya yöneldi. Kasiyerler ölü adam hakkında konuşuyorlardı.
Acaba bir gün hakkında konuştukları adam ben mi olacağım. O adamlar yüzümü gördü, bende onların yaptığını gördüm. Ben polise gitmeden benden kurtulmak isteyeceklerdir.Blake gece gördüğü güvenlik görevlisi olayını polise anlatmaya ve adamların suratını tarif etmeye karar verdi. Karakol mahalleden biraz uzaktaydı. Otobüs durağına gitti. Durakta bir tek Blake bekliyordu. 15 dakika tek başına bekledikten sonra yaklaşan otobüs gözüktü. Bu arada koşarak bir adam daha durağa yetişti.
Kendisini henüz görmemiş olan Blake'e:
- Umarım karakola gitmiyorsunuzdur.Blake yanına baktı ve gözleri kocaman açıldı. Karşısında çenesi yara olan o ürkütücü adam duruyordu.
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
4. bölüm 11 Temmuz Cuma günü burada olacak 🙂
Buraya kadar okuyan şanslı okuyucularım var ise lütfen yorum yapmayı unutmayın. ☝🏻️
Kitaplarla kalın, sevgilerle. 😄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaki Hayat
AventuraBüyük potansiyel sahibi bir öğrenci olmasına rağmen okumak istemeyen ve hırsızlığa merak saran Blake'in hayal ettiğinden çok daha farklı yerlere uzanan hikayesi.