''Nasıl yani ya?Şimdi benim canım yanınca senin de mi yanıyor?''
''Evet o yüzden canını çok yakmamaya çalış.Yoksa benim gibi mükemmel bir elfin de canı yanar.'' Dedi işaret parmağını göğsüne koyarak kendini işaret ederken.
Bunun üstüne tabiki kendimi cimcikledim. Tim'in canı yanacaksa benimde yansın ya nolacak? ''Pissin sen.'' Dedi bu sefer kolunu ovalarken.
''İkinci olarak düşünceleri okuyabiliyorum,evet.Ve bunu sende yapabilirsin.'' Dediği şeyle gözlerimi büyütürken heyecanla tekrar konuştum. ''Nasıl yapacağım? Bana öğretir misin?''
''Öğretirim ama biraz daha zaman geçmeli.''
Dediği şey ile aklıma gelenleri hemen sordum.
'' Ya Tim sen buraya ne zaman geldin? Seni ben nasıl hiç görmedim? Ne kadar kalacaksın? Nereye gideceksin?''
''Şöyle diyim,buraya geleli 2 gün oldu,görmemiş olman normal. Yaklaşık 3 gün sonra gideceğim.Aslında gideceğiz. Doğum gününden bir gün sonra,seninle beraber element akademisine gideceğiz.Orada herşey hazır.Öğretmenlerin,odan,alacağın dersler falan...''
''Ne? Üç gün sonra mı? Neden o kadar yakın? Biraz daha bekleseydik keşke.'' Elinde ki bardağı masaya koyarken konuştu.
''Keşke. Ama biliyor musun, sadece doğum gününü bekliyoruz. Yoksa şu anda akademi de olurduk.''
''Herneyse,'' dedim Tim'in gözlerinin içine bakarken. Mavinin tonunun güzelliğine bak ya.
Tim anırmaya başladığında hatırladım. Tim düşüncelerimi okuyordu değil mi? Evet hemencecik unuttum.
''Hey,aklımdan ve düşüncelerimden koşarak uzaklaş!''
''Napiyim ya? Çok cins şeyler düşünüyorsun,durduramıyorum kendimi.''
Aklıma gelen şarkıyı söylemeye başladım.
''Ben normalim,ben normalim,sen anormalsin,ben normalim.Abidik gubidik tipler var.Abidik gubidik insanlar..''
Çok güzel şarkı ya.
''Sadece düşünceyle sınırlı kalmıyor tabii...'' Dedi Tim kahkahalarının arasından.
Çocuk haklı.Ben olsam bende anırırdım- bir dakika zaten anırıyorum.
''Tamam ya! Konumuzdan ne kadar saptık. Devam ediyorum...'' Dedi Tim olduğu yerde dikleşirken.
''Aslında zihin okuma yeteneği cidden nadir birşey, yani cidden özel bir yetenek Element Akademisinde. Normalde sadece soylu melezler sahip, ben soylu melez değilim ancak dedem, babamın güçlerini bana bağışladığı için bende bu yeteneğe sahibim. Dedem de soylu melez değil ancak büyücü ya,bilirsin işte.''
Başımı salladım.
''Sen soylu bir melez olduğun için sana özel muamele yapacaklar muhtemelen.''
''İyi anlamda mı kötü anlamda mı?'' Merakla konuştum.
''İyi anlamda tabi ki. Görürsün, akademi de herkes sana hayranlıkla bakacak.'' Dediğinde anlamsızca gülümsedim.
''Hem soylu melez hem prenses olduğun için değil tabi ki. Benim yanımda dolaşacağın için.
Anında yüzüm düştü.
''Nasıl bir ego anlayışına sahipsin kardeşim?Hem kim söyledi senin yanında dolaşacağımı?''
''Kardeşim deme kalbim acıyor.'' Dedi sahte acı gösterisi yaparken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tahtın İstenmeyen Varisi
Fantasía"Banane ya? Bunu söylemen gereken son kişi benim. Yaptığın şeyden sonra." Dediğimde yüzünü bana dönüp ne yapacağını bilmez bir şekilde alt dudağını dişledi. Muhtemelen bunu yaptığının farkında bile değildi. "Gerçekten çok salağım. Şu an sarayda deli...