Délf
Babamın bana anlattıkları bir bir beynimin içine yerleşirken ayağa kalktım. Yani şimdi benim canımdan çok sevdiğim annem üvey annem miydi?
Bir kez daha kadının asilliğini kendime hatırlattım. Kendinden olmayan çocuğu sevmiş,büyütmüş,korumuştu. Nolursa olsun annem benim annemdi. Öylede olacaktı.
Babama döndüm. Tam bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki aklıma geldi. Benim abim de üvey miydi? Abim benden bir yaş büyüktü de. Babamın anlattıklarına göre annem ve babam zorunlulukla evlenmişlerdi,aileleri tarafından verilen bir görevdi bu onlara. Sonradan aşık olmuşlardı.
Ama abimin annesi öz,babası özdü.
Babamın bir diğer anlattıklarına göre doğum günümde damgalanacak,daha sonra ortak bir ülkedeki (elf,dev,wataki,insan) Element Akademisine gidecektim.
Babam bana annemin hırslarından ve güçlerinden bahsetmişti. En baskın gücü ateş, en düşük gücü havaydı. Ama su gücü yoktu.
Her wataki kraliyet soylusu gibi su gücüm vardı ama bu bizim için özel bir yetenek değildi. Ama artık ateş gücümün de olduğunu öğrenmiştim. Bu özeldi işte.
Su altında ki ülkede ateş gücüne sahip olmak.
Babam odamdan çıktığında, duşa girmeye karar verdim. Banyoda uzun uzun kalır,ardından Dimela ile buluşurdum.
Qesas Dimela'nın abisiydi ama Qesas'ın yaptıkları Dimelayla olan arkadaşlığımı bozmuyordu,bozamazdı zaten.
Abisi salak saçma şeyler yaptığında,sırf onunla kan bağı var diye Dimela'ya mı küsecektim? Yok daha neler.
Yine pek umursamadan çevirdim vanayı.
Su dolunca,üzerimde ki kumaş parçalarından kurtulup kendimi küvete attım. Allahım bu ne! Buz gibi.
Dur ya...Benim ateş güçlerim vardı! Belki suyu ısıtabilirdim.
Gözlerimi kapatıp suyun ısındığını düşünürken ve gerçekleşeceğini umarken, burnumdan birşey aktığını farkettim.
Burnumdan akan siyah kan,küvete düşerken, çıkan görüntünün estetikliğini düşündüm. Kayda almak isterdim bunu.
Ayağa kalkıp banyomda ki aynanın önüne geçerken salaklığıma inanamıyordum. Gerçekten bir denemeyle, ateş gücümün olduğunu öğrendikten yaklaşık 10 dakika sonra,suyu güçlerimle ısıtabileceğime inanmıştım. Elime aldığım peçeteyi burnuma bastırıp çektiğimde, peçetede ki siyah kana bakıp omuz silktim. Babam soylu bir melez olduğum için kanımın siyah olduğunu söylemişti. 'Kendimi her zorladığımda burnum kanayacaksa eğer istemiyorum ben ya.' diye düşündüm.
Her zaman,kendimi zorlayarak en iyisini yapmaya çalışırdım çünkü. Her zaman da böyle olacaktı. Geri suya girdiğimde bir şey değişmişti.
"İyide bu su kaynar su ya!"
Vazgeçtim,vazgeçtim. Kendimi her azıcık zorladığımda,buz gibi suyu kaynar suya dönüştürebilecek güce erişebileceksem,burnumun kanamasına varım.
●
Qesas Pikel
Délf'ten korkuyorum.
Délf'ten korkuyorum.
Délf'ten korkuyorum...
Sadece su gücü olduğunu sanıyordum.
Çünkü öyle olmalıydı.
Ateş nerden çıktı ya?
21 yaşına girecekti. Artık damgalanmalıydı.
Doğum gününde görücektik damgasını.
Ailem yaptığım şeyi öğrenci hiçbirşey yapmadılar.
Hiçbirşey.
Galiba onlar için kızıcak kadar önemli bir insan değilim.
Benim tek muhatabım kız kardeşim Dimela zaten. Tek yargılamayan kişi de o.
"You cannot judge me betchh!"
Neden böyle olduğum hakkında hiçbir fikrim yok.
Ah..Başım dönüyo. Üst üste 2 tane Redbull içtim ondan mı ya?
Krallıkta olanlar hiç filmlerde ki gibi değil. Resmi kişiler az. Çoğunluk kendi halinde takılıyor.
Enderun hali belli zaten. Herkes ultra kendi halinde.
Ya benim başım neden hala dönüyor?
Şarkı arkada çalarken sözlerini tekrarladım.
"How we both get,kinda fucked up?"
"Hiç bir fikrim yok."
Délf?
Evet enderun odanızı kilitlemezseniz bir anda aldattığınızdan dolayı sizden ayrılan sevgiliniz odanıza dalar,şeyinize tekme atıp, kollarınızı yengeç şekline getirip,sizi buzun üstünde dans ettirir.
Yada ben salağım.
Şarkının sözüne cevap veren Délf'e ciddi bir tavırda cevap verdim.Oysa içimde filler horon tepiyordu. Nedeni yok. Redbull kafa yapıyo gençlik.
"Neden geldin? Benden uzak durur musun? Senden korkuyorum. Geri çekil...ir misin?"
Délf kollarımı yakarken ki yüz ifadesiyle yanıma geldi ve konuştu.
"Çok fazla soru soruyorsun."
Ya bu kıza ne oldu? Bi alfalanmış,havalanmış.
"Sende neden geldiğini hemen açıklıyorsun."
Dedim yatağımın üstünde ki tişörtümü üstüme geçirdim.
"Sana hiçbirşey açıklamıyorum,"
Kendini geriye çekti.
"Sadece özür dilemek istedim.Kolların için."
Dedi işaret parmağıyla beni işaret ederken.
Ne diyeceğimi bilemez halde düşündüm.
Sonra da dişimi ağzımın içine çektim.
Ne ara dudağımı ısırdım ki ben?
Ne diyeceğimi bilemediğimi anlamış olacak ki omuz silkti ve kapıya yöneldi.
"Sen bilirsin." deyip kapı kulpunu aşağı çektiğinde,kolundan tutup kendime çevirdim bedenini.
"Şey...Sorun değil. Seni kızdıran bendim.
Benim suçum..Sinirlenmek hakkında. Yaptıklarımı bana yapsaydın senin gibi hafif yanıklar oluşturmak yerine,"
Dedim kollarımı yukarı kaldırıp indirirken.
"Pişman olacağım şeyler yapardım."
Bana duygusuz bir şekilde baktı. Ardından tebessüm edip odamdan çıktı.
●
Délf Lirera
Ahahahah,
Ahahahaha,
Ahahahahahaha,
Ahahahahahahahah.
Az önce tüm suç onda olmasına rağmen Qesas'a küçük bir özür ithafında bulunmuştum,ardından salak gibi nasıl kendini haksız çıkardığını izlemiştim.
Galiba herkes gerizekalı,ben ileri zekalıyım.
Baya baya farkında olmadan ettiğimiz kavgada beni haklı çıkarmıştı ya! Kendi ağzıyla. Aciz durumda. Send help please. To him.
Şimdi de Dimela'nın yanına gidiyordum.
En son onu kırmamak için odamdan çıkmasını istediğimde,onu kovduğumu sanıp takılmıştı.
O yüzden ona küçük bir sürpriz ayarlamıştım.
Kendisi Lirera değil de,Pikel krallığı soylusu olduğu için, enderunda kalıyordu.
Bende babamla konuşup,1. katta olmasa bile, 3. katta Dimela için bir oda ayarlatmıştım.
Elimde Dimela'nın yeni odasının anahtarı ile,Dimela'nın enderun da ki yani şuan da ki odasına gidiyordum. Sürprizde önce ki.
Vardığımda,ellerimi yumruk yapıp 3 kez tahta kapıya vurdum, kapının açılmasını beklediğim sırada da insanların reveranslara tebessüm ederek teşekkür ettim.
Kapı açıldığında,anahtarı avucuma sıkıştırıp,Dimela'nın üzerine atladım.
"Naber gönlümün yazarı?"
Evet Dimela'nın Waterl ülkesinde patlayan kitabı üzerine ona böyle hitap ediyordum.
"İyiyim prenses sen?"
"Çok iyiyim..Sana tüm olanları anlatacağım ama ondan önce,"
Deyip avucumda sıktığım anahtarın peluş anahtarlığını yukarı kaldırdım ve anahtarı salladım.
"Saraya taşındığını söylemek istedim."
Dimela bir çığlık atıp üzerime atlarken elbisemin kırışacağını düşünüp konuştum.
"Yazarım anlıyorum heyecanlandın ama prensesin elbisesini kırıştırmasan?"
Dimela ayağa kalktı ve başını aşağı yukarı salladı.
Elimden anahtarı alıp konuştu.
"Şu anda şu anahtar senden daha güzel,Jake'den daha yakışıklı,saçlarımdan daha önemli geliyor bana."
Göz devirip yatağına oturdum. Ciddi birşey konuşacağımı anlamış olacak ki elinde ki anahtarı masanın üstüne koydu ve konuştu.
"Anlat bakalım."
☆Evet yeni bölüm..Ha bu arada @melxniye malına bir ithaf...
Bu kalp de 35 kişiye
♡
(Son baktığımda 35di,arttıysa gelenlere de tabii ki.)
Multi karakterler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tahtın İstenmeyen Varisi
Fantasi"Banane ya? Bunu söylemen gereken son kişi benim. Yaptığın şeyden sonra." Dediğimde yüzünü bana dönüp ne yapacağını bilmez bir şekilde alt dudağını dişledi. Muhtemelen bunu yaptığının farkında bile değildi. "Gerçekten çok salağım. Şu an sarayda deli...