Bölüm 6 "Kavga"

166 19 30
                                    

Bay Bieber'ın kucağından inip durumun çok saçma olduğunu söyleyeli birkaç saat oluyordu ve şu an ki durumumuz da normal sayılmazdı.

İçerisi karanlıktı çünkü gece olmuştu. İçeriye giren tek ışık, perdenin kenarlarından sızan ışıktı.

Bay Bieber'ın deri koltuğunda uzanıyordum, başım Bay Bieber'ın dizlerinin üzerindeydi.

Aynı zaman da, çok uykum vardı. Bay Bieber saçlarımla oynadığı için mayışmıştım.

"Uyudun mu?" Ne zamandır orta da olan sessizliği Bay Bieber böldü. Durumumuzun saçmalığını düşünmeyi bırakıp cevap verdim.

"Hayır, uyumadım." Sesim gereğinden daha fazla uykulu çıktığı için güldü.

"Mandy nerede? Annen yani," Gözlerimi kaşıyıp diğer tarafıma döndüm.

"İşte. Mesaisi var." Bay Bieber anladığına dair sesler çıkardığında, onun ailesini düşündüm.

Hiç ailesi hakkında bilgim yoktu. Yani bilmesi gereken son kişi bile olmayabilirdim ama yine de merak etmiştim.

"Senin annen nerede?" Saçımı okşayan eli yavaşladığında, sorduğuma pişman olmuştum.

"Bilmem." Sesi net ve boğuk çıkınca, konunun üstüne gidip gitmemeye karar veremiyordum. Gitmemeliydim ve konuyu burada bitirip sersem bir şekilde yatmaya devam etmeliydim ama merakım yüzünden kendimi tutamıyordum.

Bay Bieber'ın bacağından kafamı kaldırıp bende onun gibi oturdum ve ona dönüp bağdaş kurdum.

Perdeden sızan ışık, yüzünü ince bir çizgi halinde aydınlatıyordu. Benim ise yüzüm karanlık olduğu için, elime onun suratını inceleme fırsatı geçmişti.

"Eğer, aileni bana anlatmak istersen dinleyeceğim. Psikolog olan sen olabilirsin ama bu psikologların morallerinin ve hayatlarının mükemmel olacağı demek değil."

Bay Bieber gözünü camdan çekip benim suratıma çevirdi. Hafif çıkan sakallarıyla oynayıp dudağını yaladı. Her ayrıntısı, her davranışı, her tepkisi nasıl bu kadar güzel olabilirdi? En kusursuz şey Tanrı değil miydi? (Çarpılcam aammkkkkkk)

"Aile konusunu pek açmak istemiyorum aslına bakarsan." Titrek bir nefes aldı ve ayağa kalktı.

"Seni eve bırakayım mı, burada kalmak ister misin? Annen evde olmadığı için eve gitmeni pek istemiyorum. Tabii eve gitmeni istememe sebebim tamamen bu değil." Suratına bön bön baktım. Cevabımı bekliyordu ve salak bir gülüşü vardı.

"Yok, eve gitsem iyi olur." Bay Bieber omuz silkip salak gülüşünü suratından sildi.

"Bırakayım o zaman ben seni." Sandalyesinin üzerinden ceketini aldı ve telefonunu cebine soktu.

Bende ayağa kalkıp kapıya ilerledim.

Saat kaçtı acaba?

Hastanenin duvarlarında bir saat ararken, Bay Bieber konuştu.

"11." Sessizce teşekkür ettim. Asansör kapısının önüne gelince Bay Bieber asansörü çağırdı.

Asansör kabinine bindiğimizde, yine insanlar vardı. Erkeklerin arasına yine panik yaparak girdim.

Nefesimi kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Tam arkamda bir erkek vardı. Gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Düşünme.

Psikolog | jb.sgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin