İçimdeki Ses

Evlere Hitaben...

Tekrardan sordum: bana evlerden bahset, evlendikten sonra iki farklı bedene sahip olan insanın, tek bedende buluşması için inşa edilen yapıtlardır. Evler geometrik cisimlerden oluşan, insan mahsullerinden ibaret değildir. Elbette amaçları bizi doğal afetlerden ve hava koşullarından korumak olsa da asıl amaçları makineler de olduğu gibi, değerli bileşenlerin bir yerde toplanması ve o bileşenlerin yeni bir makine oluşturması içindir. İki insanın bir evde toplanması, bunun sonucunda da bu insanların aile denen makineyi oluşturması için eve ihtiyaçları vardır. Bir odası olan, dört duvarlı bir virane de olabilir, yüzlerce odalı dönümlerce arazi üzerine kurulmuş saraylar da olabilir. Bu inşaların ev olabilmeleri için, içerlerinde yaşaması gereken en az iki adet insana ihtiyaç duyulmakla birlikte bu insanların birbirlerini çok sevmeleri sonucu sayıları üç, dört, beş.. gibi arta bilir. Sorulması gereken soru şu, söyle bana emin, evlerinize çelikten ve teknolojik kapılar yaptırmanız neden? Nedir gizlediğiniz? Huzurlu musunuz beton duvarların arasında, asma kilitler altında? Yoksa dünyanın karanlığından kaçmak için kendinizi hapis ettiğiniz bir kale mi evleriniz? Yoksa sevgi olmadan desinler için evlendiğiniz eşlerinizle, kendinizi korumak için sığındığınız beton duvarlar topluğu mu? Oysa ki evlerimiz de bizim gibi yaşıyorlar, güneşi hissedip büyüyor, gecenin karanlığında dinleniyor ve hatta hayal görüyorlar, şehrin kalabalığından çıkıp ıssız bir ormana gittiğini görüyor ya da büyük iri pencereleri olduğunu hayal ediyorlar. Keşke evlerimiz avuçlarımıza sığsalar da onları avuç avuç serpsek ıssız topraklara ve sonra sevgimizle büyütsek onları olması gerektiği gibi. İçerlerinde birbirini sevmeyen insanlar ve dört duvardan ziyade, ev olan binalar olsalar büyüdükçe içinde birbirini seven ve mutlu insanlarla. İşte evler hakkında diyeceklerimde budur Emin.