O an o daha önce hiç duymadıkları tüyler ürperten büyüden her şeyi bekleyebilirlerdi...
Fakat Amanda'nın kendini hızlıca bir kenara atmasıyla büyü sekti ve ağaca çarptı. Sirius Black hızlıca asasını çekip çıkarırken, diğer çocukları eliyle arkasına doğru ittirdi, geri durmalarını istiyordu. Her ne kadar Sümsükus'tan hepsi de nefret etse bile şu an bu Sirius'un meselesiydi.
"Merlin aşkına!" diye bağırdı Amanda, asasını çıkarıp ayağa fırlarken. Asayı tehditkar bir ifadeyle doğrudan Severus'a dikti. Üstü başı toz içinde kalmıştı.
"Bu da neydi?"
Peter korkakça geriye sıçradı, ardından James'e doğru eğilip kulağına fısıldadı: "Bu neydi gerçekten? Daha önce hiç duydun mu?"
James'in öfkeden gözü öylesine dönmüştü ki cevap vermiyordu.
"Siktir git, Snape." diye hırladı Sirius. O kadar korkunç görünüyordu ki Slytherinliler bile asalarını çekememişlerdi. Sadece Sirius ve Severus vardı.
Severus tepki veremiyordu çünkü asasına şokla bakmakla meşguldü. Yüzünde 'ne - halt - ettim - ben' ifadesi belki de hayatında ilk defa bu kadar belirgindi. Neden sonra Sirius artık dayanamayıp "SANA SİKTİR GİT DEDİM, GERİ ZEKALI!" diye gürledi ve asasını kaldırıp bağırdı: "Everte sta-"
Büyüyü bitiremeden ortamda eksik olan tek kişi, Lily Evans, koşarak gelmişti.
"Ne yapıyorsun, Black?" diye bağırdı şokla, birden Black de Snape de asasını indirdi. Lily'nin gelişi Slytherinlilerde huzursuz bir kıpırdanma yaratmıştı, Çapulcular ise kısık gözlerle olayları takip ediyordu.
"Gryffindor'dan yirmi beş puan," dedi büyük bir hayal kırıklığıyla Lily.
Çapulcular aceleyle itiraz etmeye başladı, "TANRI AŞKINA-" diye havladı Sirius, "O siktiğimin büyüsünü yapıyordu - ne haltsa - Sectum...ney?"
"Sectumsempra." diye lafını bitirdi Amanda. "Lily, büyünün ne olduğunu bilmiyoruz, ama hoş bir şeye benzemiyor." Cübbesini tozları silkelerken devam etti: "Buradan gitmek istiyorum, çünkü bir randevum vardı en son."
Sirius'a üzüntüyle baktıktan sonra yanlarından ayrıldı.
***
Lily yatakhanesinde, yatağına uzanmış tavanı izliyordu. Saatlerdir. Alice birkaç sefer onunla konuşmayı denemişti, fakat başaramayınca tüm akşam FYBS'lere çalışıyor olmanın verdiği yorgunlukla tam anlamıyla kıçını dönüp yatmıştı. Dört kişilik yatakhanelerinde yıllardır pek muhabbetlerinin olmadığı sessiz kız Dorothy Barnes tüm akşam yatakhaneyi bırakın ortak salona bile gelmemişti, yasak saatin başlamasına on dakika vardı.
O sırada diğer yatakhane arkadaşları Cheryl Fox, elinde bir kutu çikolatalı kurabiyeyle içeriye girdi. "Hey hey hey, duydum ki benim Kızıl Fırtına'mın biraz tatlı şeylere ihtiyacı varmış!"
Lily gülümseyerek doğruldu. Cheryl ile Alice ile oldukları kadar yakın değillerdi, fakat kız, Dorothy'nin aksine onların sorunlarına oldukça ilgiliydi. Genelde kendinden bir yaş küçük Hufflepuff kız kardeşi Phoebe Fox ile takılırdı, fakat o, Lily ve Alice yıllardır bir nevi 'yatakhane dert arkadaşı'ydı.
"Teşekkürler, Cher." diye mırıldandı Lily kurabiyesini ısırırken.
"Bunları az önce mutfaktan yürüttüm." dedi Cheryl sırıtarak. "Haydı Lils, anlat bakalım."
Lily derin bir nefes aldı.
"Tamam... Bugün Sirius Black'in ceza almasına sebep oldum."
"Süper!" dedi Cheryl şen bir kahkahayla, insanın içini ısıtan türden biriydi. Sirius'un zamanında takılıp kalbini kırdığı kızlardandı, bu yüzden ceza alması onu fena halde keyiflendirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Generation
Fanfic"Bir gün, bir gün başımızın üstündeki bu bulutlar dağılacak. Bir gün Lord Voldemort'u yeneceğiz, dizlerinin üstünde yere çökecek ve zift gibi kara ruhu sevgisizlikten çürümüş göğsünden süzülerek yere damlarken, damladığı yeri yakıp kavururken... İşt...