Haziran 1976.
"S.B.D'ler bitti!" diye haykırıyor Sirius Black, Gryffindor ortak salonunda kaymakbirasını havaya kaldırırken. Alkış sesleri her yanı sarıyor; ortak salona neşeli bir uğultu, elinizi uzatsanız tutabileceğiniz kadar somut bir mutluluk dalgası hakim. Beşinci sınıf olmayanlar bile onların bu heyecanlarından, bu rahatlıklarından etkilenmiş, gülümsüyor.
"Yaşa Patiayak!" diye bağırıyor Peter Pettigrew ortamın heyecanına fazla kapılıp, Frank Longbottom kahkaha atıyor. "Evet, yaşa Sirius!"
"Sirius! Sirius! Sirius!" tezahüratları Sirius'un gururunu iyice okşuyor, kendi bile S.B.D'lerinin bu kadar iyi geçeceğini düşünmemiş. Kanı damarlarında hızla akarken Kaymakbirasının son yudumunu kafasına dikip zıplayarak üzerinde durduğu kırmızı koltuktan iniyor. Marlene McKinnon'a ve üçüncü sınıf bir çocuk olan Balthazar Dixon'a gülümseyerek selam veriyor ve baş yardakçısı James'i kravatından tutarak bir köşeye çekiştiriyor.
"Çatalak," diye fısıldıyor çocuk daha neye uğradığını şaşırmış haldeyken,"...özgür olmanın vakti geldi."
"Bu da ne demek?" diye soruyor James ve Sirius'un karanlık bakışından tam olarak neyi kast ettiğini anlayıveriyor.
"Şey diyorsun..."
"Şey diyorum," diyor Sirius yüzünde kocaman bir sırıtışla. "Yerimde duramıyorum, heyecanlıyım, mutluyum... ve Grimmauld Meydanı denen o cehenneme dönmeden önce son kez rüzgarı hissedip kendim olmaya hakkım var."
"Doğru diyorsun," diyor James, o da hafiften sırıtmaya başlamış. "Hey," diye ekliyor aniden panikle, "Pati, ne zaman istersen bize gelebileceğini biliyorsun değil mi? Tak ettiğinde çantanı topla ve kaç, Godric's Hollow seni bekliyor olacak. Biz senin ikinci yuvanız, Patiayak."
"Biliyorum," diyor Sirius gözleri dolarak, birkaç saniyelik bu an bile aralarındaki kopmaz bağı sergilemeye yetiyor. Potter ve Black, 70'ler Hogwarts'ının haylaz ikilisi...
"Belki de bizden ünlü 'Çapulcular Çağı' diye bahsederler bir gün, kim bilir?" diyor Sirius gözlerini silerken. Ardından arkasını dönüyor. Gryffindor ortak salonu hala çok canlı, çok sıcak.
"Aylak! Kılkuyruk!" diye sesleniyor Sirius, az önce inmiş olduğu koltukta oturan ve Mary McDonald'la gevezelik eden ikiliye.
"Gitme vakti!"
***
Çayıra vardıklarında görünmezlik pelerinini fırlatıp atıyorlar üstlerinden, fakat artık dört kişi değiller. Gözleri mutlulukla parlayan bir kumral çocuk, ve üç de hayvan var pelerinin altında. Siyah köpek mutlulukla koşturmaya başlıyor, arkasına bakmıyor, arkadaşlarına bakmıyor. Sadece göle kadar hafif Haziran esintisini tüylerinde hissederek, iliklerine kadar canlı ve özgür hissederek koşuyor. Göle geldiğinde duruyor, hızlı hızlı nefes alıp vererek başını göğe dikiyor. Hava yeni kararmaya başlamış.
"Keşke tüm yaz, tam şu an olduğum kadar mutlu olacağımı bilseydim." diye düşünüyor. Bunun olmayacağını biliyor. Cehenneme dönmesi gerek. Black Malikanesi'nde hayatta kalması gerek, sadece iki yaz daha ve sonra bitecek. İki yaz sonra özgür ve mutlu olacak Sirius.
Keyfi yerine geliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Generation
Fanfic"Bir gün, bir gün başımızın üstündeki bu bulutlar dağılacak. Bir gün Lord Voldemort'u yeneceğiz, dizlerinin üstünde yere çökecek ve zift gibi kara ruhu sevgisizlikten çürümüş göğsünden süzülerek yere damlarken, damladığı yeri yakıp kavururken... İşt...