Odamın camına çarpan yağmur sesleriyle gözlerimi açtığımda yanımda bir kıpırtı hissettim.Odama göz gezdirdiğimde kimse yoktu fakat birden eşyalarım hareket etmeye başladı. Sırtımı duvara yaslamış tehlikeyi beklerken çarşafım çekiştirilmeye başlandı. Çarşafın bir ucundan tutup hızlıca duvara fırlattım.Belli ki biri benimle oyun oynuyordu.Duvara çarptığında gücünü kaybettiği için kendini göstermişti sonunda.Bu Kevındı. Bu çocuk cidden kendini öldürtmek istiyor.Hızlıca yanına gittim ve iyi olup olmadığına baktım.Kafasını kaldırıp bana sırıttığında gülümseyip omzuna vurdum.
"Sen kendini öldürtmek mi istiyorsun aptal!"
"Sadece küçük bir oyun oynamak istemiştim ama sen her zaman ki gibi canıma okudun" dediğinde küçük bir kahkaha attım. Omzunu tutarak ayağa kalktı.
"Oyunun bittiğine göre şimdi çık da giyineyim derse geç kalacağım" arkamı dönmüş dolabıma doğru ilerliyordum.
"Bugün hava yağmurlu ve Aaron bunu değerlendirmek istediğini söyledi. Yani bugün ders yok" dediğinde Kevın'a döndüm.
"Yine ne planlıyor?"
"Bizi arka bahçede bekliyor ve bir an önce hazırlanmazsan böbreğimizin tadına bakmaktan çekinmeyecektir." duruşunu ve yüz ifadesini Aaron gibi yaptığında istemsizce gülümsedim.
"Tavsiyen için teşekkürler Kevın ama abimi senden daha iyi tanıyorum ve asıl sen hemen şimdi odamdan çıkmazsan kafanı koparacağım." Onu kapıya doğru çevirdim ve sırtından yavaşça iktirdim.
"Kapıda bekliyorum bayan şapşal" diyip odamdan çıktı.
Karnım o kadar aç ki Kevın'ın kokusunu buradan bile duyabiliyorum. Odamın içindeki küçük mutfağa gidip dolaptan bir torba kan çıkardım, hızlıca içtim ve giyinmeye başladım. Her zaman ki gibi yine rahat giyinecektim. Okuldaki diğer kızlar gibi mini etekler,topuklu ayakkabılar giymeyi sevmezdim. Üstüme bir şeyler geçirip dışarıya Kevın'ın yanına çıktım. Küçük bir ıslık çalıp beni baştan aşağı süzdü.
"Böyle bir güzelliği daha önce neden fark edemedim ben?" diye söylendi kendi kendine. Gözlerimi devirdim ve yanında geçip yürümeye başladım.
"Sana hala sinirliyim çeneni kapasan iyi edersin çünkü hala çok açım"
Arka bahçeye geldiğimizde herkes sıra olmuş bizi bekliyordu. Bunu her zaman sevmişimdir. Sırama geçip Aaron'ın konuşmasını dinlemeye başladım. Onun yanındaki Bryan'ın gözleri beni arıyordu. Sonunda beni gördü ve gülümsedi. Bende gülümsemesine karşılık verdim. O her zaman nazikti. Sorunlarımı dinler ve yardım ederdi. Aaron ise koruyucu,kuralcı ve aşırı somurtkandı.
Bugün bir savaş yapacakmışız. Bu savaş güçlerimizin farkına varmamıza yardımcı olacakmış bla bla bla. Ben zaten güçlerimin farkındayım bu savaş bitene kadar gidip biraz daha uyusam daha güzel olmaz mı? Ben kendi içi sesim ile sohbet ederken zihnimde yine Aaron'ın sesini duydum
"Savaşa odaklansan iyi edersin küçük hanım" Ona somurtarak baktığımda ellerini kaldırdı.
"Tamam. Bir daha yapmayacağım." Sevgili abimin zihnime girmesini sevmiyordum ama o bunu bile bile beni kızrdırmaktan zevk alıyordu.
Nihayet herkes yerlerine geçmeye başladığında bende büyük ak meşe ağacının altına geçtim ve hazırda bekledim. Geri sayım başladığında etrafı kontrol ediyordum.
"3-2-1 BAŞLA! " sesini duyduğumda hızla arkadaki kulübeye doğru koşmaya başladım. Önüme çıkan birkaç kişiyi kenara fırlatıp kulübenin çatısına çıktım. Göz göze geldiğim ilk kişi akademinin bir numaraları sürtüğü Maria olunca buna hiç şaşırmadım. Benimle ne sorunu vardı yıllardır bilmiyordum ama pek umurumda olduğu da söylenemez. Kulübenin arkasından aşağıya atladım ve 3.Bölgeye koştum. Vampirler hariç herkes de hayat yüzüğü vardı. Biraz eğlenebilirim sanırım. Koşmayı bıraktığım sırada yanımdaki ağacın arkasına saklanan kızı fark ettim. Beni gördüğü an yüzüme doğru bir toz fırlattı. Dikkatimin dağıldığını sanıyordu ama yanıldığını ona gösterecektim.
Yüzüme attığı peri tozunun formülünün ona ait olduğunu biliyordum ama bu kadar can yaktığını hiç düşünmemiştim. Gözlerimi açıp ona gülümsediğim de bana şaşkınlıkla baktı. Bir an da arkasına geçip boynuna dişlerimi batırdım. Acıyla çığlık atarken benden kurtulmaya çalışıyordu.Boynundan ayrıldım ve boynunu kırıp başka yemekler aramaya başladım.Bir kaç kişiden daha beslendikten sonra 5.bölgede ki kulübeye koştum. Orada Aaron'ın gün ışığı yüzüğü var eğer onu bulursam kazanacaktım. Kulübeye girdim.Odaya arkam dönüktü. Islanmış ve biraz yorulmuştum. Boynumda birinin nefesini hissetmemle arkamı döndüm. Nefesi yüzüme çarpıyor, beni daha da heyecanlandırıyordu. Kafasını kaldırdığında gözlerimiz birleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JB ☆ Vampir Akademisi - Kaderden Kaçış
FanfictionVampire dönüştürüldükten sonra abileriyle doğduğu kasabadan kaçıp kendini yeni ama baskıcı bir hayatın içinde bulan bir kız.. Tek bir dost ile ömrünü Vampir Okulunda geçiren genç kızımız ve abileri. Yaşadıkları ve orada eğitim aldıkları bu okul onl...