i love you, don't hate me [texting] /// boyxboy

seven

zach: bugün şu seni-seviyorum-benden-nefret-etme şeyini atmayacak mısın?

brad: o mesaj seni pohpohluyor mu bilmiyorum ama artık benden nefret ettiğine göre gerek kalmadı.

zach: senden hiçbir zaman nefret etmeyeceğim Jason, sen benim arkadaşımsın.

brad: arkadaşın olmak istemiyorum diye bağırmak isterdim ama her şeye rağmen arkadaşlığına ihtiyacım var.

zach: neden babamı öldürmüşüm gibi konuşuyorsun benimle?

brad: özür dilerim

zach: özür dileme, hem sana söyleyeceklerim var.

brad: ?

zach: pat diye senden hoşlanamam.

zach: senin sen olduğunu öğrenmeden önce, brad olarak bana mesaj yazarken bunu düşündüm.

zach: bir erkekten hoşlanmak neden garip karşılanıyor bir kızda hoşlanmaktan farkı ne, aşkın cinsiyeti olmaz, dedim.

zach: sonra seni düşündüm.

zach: seni Jason'ken düşündüm.

zach: yapamam dedim, o benim arkadaşım dedim.

brad: bu yüzden beden nefret etmeni bekliyorum, ben senin arkadaşınım nasıl senden hoşlanabildim?

zach: sadece yazdıklarımı oku.

zach: dün gece evinden çıkarken, gece yatana kadar bunu düşündüm, seni düşündüm.

zach: saçlarınla oynadığımı, hasta olduğunda başında beklerken uyukladığımı, kaza yaptığında hissettiğim o korkuyu düşündüm. Evet, arkadaşlık, kardeşlik bağları da bu kadar kuvvetli olabilir.

zach: ama ben dün gece öyle hissetmek istemedim.

zach: ne kadar denesem de bu şeyler benim için hala yabancı.

brad: sadece dene.

zach: emin ol,

zach: deniyorum.