Gözlerinin sürekli üzerimde olduğunu görmek beni tedirgin etti. Daha içeriye girer girmez sanki yıllardır beni tanıyormuşçasına bakıp duruyordu. Neredeyse her gün gelmeye başlamıştı ve sürekli bakışları üzerimdeydi. İşe başlamak üzereydik ve ben kafam dalgın dalgın yürüyordum ve birden ona çarptım. "Pardon dedim". Gülümseyerek, "önemli değil" dedi ve gitti içimden gerçekten hoş çocuk diye geçirdim ama belli etmedim. Tam iş kıyafetlerimi giyerken bir sesle irkildim. "Arya beni duymuyor musun? Beşinci masaya bakar mısın? Patron çıldırmak üzere"... Hemen kendimi toparlayıp müşterilerle ilgilenmeye koyuldum. Saat sabahın sekizi olmuştu ve işe yeni başlamıştım içimden bugün hiç geçmeyecek diyordum. Daha işten çıkmama saatler vardı. Sanki kocaman restoran işletiyoruz gibi Harun bey sürekli bizi azarlayıp duruyordu. "Arya Zeynep müşterilerle ilgilenin kime diyorum çabuk olun!" sanki müşterilerle ilgilenmek dışında başka işimiz vardı bizim, dediğim gibi burası küçük bir kasabanın küçük bir işletmesi ama Harun bey burayı gözünde çok büyütüyor ve sürekli konusuyor zeynep ve beni de deli ediyor. Zeynep ve ben her gün bu stresle çalışırdık bazen de harun bey yerine buraya gelen değişik tip müşteriler bizi deli ederdi. Özellikle başka şehirden gelen tiki kızlar bizi deli ederlerdi kendilerini ve egolarını tatmin etmek için bizleri ezmeye çalışırlardı. Saat' in nasıl geçtiğini bile anlamadan iş çıkış saatim gelmişti. Oysaki bana bugün hiç geçmeyecek gibi geliyordu. Zeynep ve ben üzerimizi değiştirip çıkacakken arkamdan bir ses duydum. " Arya isminiz arya değil mi? " arkamı döner dönmez yine o yüzle karşılaştım. Koyu kahverengi gözler simsiyah saçlar oldukça etkileyici görünüyordu. " efendim dedim kimsiniz tanıyamadım" aslında sürekli bana baktığı' nın da buraya bu hafta her gün geldiğinin de farkındayım. Ama belli etmedim konuşmasını sürmesini bekledim. " bakın ben neredeyse her gün sırf sizi görmek içi buraya geliyorum çok hoş çok tatlı görünüyorsunuz. Kusura bakmayın böyle konuştuğum için olur mu içimden geçenleri dile getirdim sadece... " bakın beyefendi iltifatlarınız için teşekkür ederim ama niyetiniz nedir açık konuşun benimle konuyu fazla uzatmaya gerek yok sizi dinliyorum. " arya hanım benim niyetim sizinle arkadaş dost olmak. " teklifiniz için teşekkür ederim ama buna gerek yok sağolun. " bakın arya hanım gerçekten biraz dinleyin beni " gerçekten gitmem gerek" dedim ve oradan ayrıldım. Bu cesareti nereden buluyor anlamadım doğrusu bugüne kadar ailemle ilgilenmekten kimseyle arkadaşlık yapmaya fırsatım olmadı açıkçası buda beni biraz tedirgin ediyor gibi bu konuşmaları düşünerek eve doğru yürüdüm eve girdim anneannem Pakize Sultan beni kapılarda karşıladı. Kardeşim murat la biraz konuştuktan sonra erkenden yattım yarın iş var sonuç da. Sabah anneannemin çığlığı ile kalktım " ya sabah sabah ne oluyor gene size" senin bu kardeşin beni deli ediyor ne olacak hâle bak yeni yıkadığım örtüyü bahçedeki köpeğin üzerine örtmüş " anneannesi kızma tontişim ben hallederim." murat yine naptın bakalım? " ya abla gece yağmur yağdı bende ufaklıgın üzerine örttüm. " tamam neyse tutmayın beni hazırlanıp çıkacağım saatte yedi olmuş geç kalacağım. " kızım kahvaltı yapmayacak mısın? " anneanne bu sabah beni affet hadi gitmem gerek. " olmaz öyle şey sana bir tost yapıyım yolda ye." anne annelerin bir tanesi kıyamaz bana " tamam hadi bakalım şimarma deli kız" bu konuşmaların ardından hemen odama çıkıp üzerini değiştirdim. Tam kapıyı açtım çıkacağım bide ne göreyim. İş yerindeki genç kapının önündeki duvarın orda duruyor. " ne işiniz var burada siz beni mi takip ediyorsunuz? " hayır sadece sabah sizi görmek istedim günüm güzel geçsin diye..." ah aman allahım lütfen peşim de olmaktan vazgeçin inanın benim böyle ilişkilere zamanım yok!. " arya lütfen bu kadar karamsar olma arya demek ne de ne kadar güzel oluyormuş kibar davranacağız diye kendimi çok kasmışım ya.. " hayırdır bu ne rahatlık ya sabah sabah sizin yüzünüz den geç kalacağım lütfen rahat bırakın beni " o çok aptalım! aşk sarhoşluğu herhalde adımı söylemedim değil mi adım levent ve asi bir kıza tutuldum. "Levent bey lütfen bırakın gitmem gerek çekilin önümden" bir şartla benimle birlikte iş yerinize yürürseniz. " peki ama yolda da gereksiz muhabbet yok tamam mı ? " tamam ağzımı bile açmam söz sizi seyretmek yeter. Dedi içimden gülümsedim. Birlikte yürümeye başladık. Yolda tek kelime etmedi gülümsedi gözlerine bakıp duruyordu. " neden gülümsüyorsun?" Dedim. " seninle böyle yürümek hoşuma gitti dedi" sessiz kaldım öylece yürüdük iş yerime geldiğimiz de " seninle yürümek çok güzeldi aryacığım" aslında bu konuşma karşısında tepki verirdim ama sanki dilim tutulmuştu gülümsedim. " "yolculuk için teşekkür ederim" dedim. Oda içten gülümsedi ve gitti. Hemen yanıma zeynep geldi "bende nerede kaldı diyordum" Dedim zeynep konuşmama fırsat vermeden " anlat anlat! Ne oldu" deli kız ya öylede meraklıdır. " ya ne olacak sadece yürümek istedi kabul ettim hepsi bu sende zeynep ya " arya tatlım sen kime izin verirsin ki yolda seninle gelmesine beni kandırma hoşlandın işte " ya saçmalama sadece yürüdük o kadar hadi işe başlayalım. " sen beni geçiştir bakalım" neyse hadi başlayalım yoksa harun bey yine bağırmaya başlar. Her günkü gibi işe başladık. Ama levent gelmedi, aslında ondan hoşlanmıştım ama bunu kendime bile itiraf edemiyordum. Gözlerim hep kapıda onu bekliyordum ve bu his gerçekten çok tuhaftı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA İHANET
RomanceArya saf ve temiz duygulara sahip bir kızdır. Aşk duygusunu daha önce hiç yaşamamıştır. nereden bilebilir ki Levent in tüm dünyasını alt üst edeceğini... Aşkı soluksuz yaşatacak sürükleyici bir roman tüm dünyasını aşka adayan fakat karşılığını iste...