Sabah olmuştu ve ben okula geç kalmıştım hic bir zaman vaktinde çıkamazdım evden bu yüzden hocalarla hep sorun yaşardım. Yatağımda yuvarlanıyordum resmen uyanmak işkenceydi. Apar topar yatağımdan kalktım elimi yüzümü yıkayıp üstümü giydim . Çantamı alıp evden çıktım ev boştu annem işe gitmiş olmalı . Evden çıktım hava çok güzeldi bugün uğurlu şapkamı taktım madem geç kalmıştım acele etmeme gerek yok ozaman diye düşündüm telefonu elime aldım melis 12 kez aramış şuan derstedir ona kısa bir mesaj attım.
"Kanka uyanamadım geç gelirim ben i merak etme" dedikten sonra elimi cebime koyup yürümeye başladım. Uzun zamandır yalnız dışarı çıkmamıştım etrafı inceledim sahile uzanan bir yol vardı ve yol üzerinde dondurmacı boluncu kağıt helvacı ne ararsan vardı. Bu sıcakta dondurma süper giderdi. Küçük bir dükkanın önünde durdum ve dondurma aldım bir masaya oturdum masalar sandalyeler rengarenkti. Bir gün kafe açarsam bende böyle yapacağım.
Saatlerce oturabilirdim burada dondurmamı yerken etrafa bakındım.
Bu gün etraf çok kalabalık değil.
Dondurmam bitmişti biraz sahilde turlayıp okula geçmeyi planlıyorum.
Sahile doğru yürüdüm banklar boştu .
Banklardan birine oturdum.
Küçükken babamla sık sık gelirdik annemde olurdu güzel bir aileydik taki kaza olana kadar onu kaybedene kadar toparlanmam zaman almıştı anneminde öyle artık eskisi gibi değildi ne zaman geç kalsam endişelenirdi.
Bazen bu beni çok sıksa da ona kıyamazdım. Saatte baktım baya geçmişti ne kadar çabuk saat geçmişti böyle..
Yerimden kalkıp okul yoluna doğru ilerledim. Dar sokaklardan geçip okula dogru ilerlerken tuhaf sesler duydum. Merakım beni her zaman zor durumda bırakırdı yine dayanamadım sesin geldiği yöne doğru ilerlerdim. Yaklaştıkca sesler artıyor ve daha çok merakımın artmasına sebep oldu. Bir duvarın arkasından sesin geldiği yöne baktım.
6 kişiydiler ve bir çocuğu kenara sıkıştırmışlar tehditler savuruyorlardı.
O 6 kişiyi incelemeye başladım başlarına baktım bu çocuğu bir yerlerden hatırlıyordum ama nerden diye düşünürken tabi ya bu çocuk geçen gün melisin bahsettiği çocuk adı neydi tabi ya burak kötü çocuk kendinden güçsüz çocuklara mı gücü yetiyor bunun! Sinirlerim tavan yaptı.
Onları dinlemeye başladım.
Burak:vay bizim masum köylüde burdaymış
Çocuk : abi valla ben bir şey yapmadım
Burak: tabi ben gidip kendimi hocaya ispiyonladım dimi!
Çocuk : abi ne istersen yaparım nolur acı bana ..Çocuğu nasılda korkutmuş bir şeyler yapmam lazım ama ne ..
Burak : seni bırakıcam ama önce sana küçük bir ders vermem lazım
Çocuk yalvarır bir şekilde dizlerinin üstünde titriyor ve ağlıyordu.
Burak çok sinirli gözüküyordu ve elinin çok sert olduğunu duymuştum .
Tam bir adım geri atıyordum ki taşa takıldım ve yere kapaklandım bu baya gürültü yapmış olması yetmiyormuş gibi beni fark etmişlerdi .
Gözlerimi yumdum ve beni duymamış olmalarını umdum.
Burak digerlerine sessiz işareti yaparak bana dogru yürüdü.
Beni görünce şaşırdı bense gözlerimi açmamıştım . Eğildi ve yüzüme baktı. Bende ses gelmeyince yavaşca gözlerimi aştım karşımda bir an burağı görünce korktum ve bağırdım oda şok oldu ve bir an dizlerinin üzerindeyken dengesini kaybedip yere düştü o kadar bağırmış mıydım ben diye düşündüm . Bir anda yerden kalkıp beni eliyle susturdu .
Eliyle ağzımı kapattı.
Burak: bağırmayı kes !
Bense sakinleşmeye çalıştım beni de mi dövecekti yoksa tanımıyordum da.
Burak : elimi çekicem bağrırsan kötü olur .
Bana uyarıcı bakışlarla baktı bense kafa mı sallamakla yetindim. Düşerken ayağım fena halde taşa sürtündüğü için kanıyor ve canım acıyordu.
Burak : sen herşeyi gördün mü!
Derin: nasıll ben bir şey görmedim bir şey mi görmem gerekiyordu ben sadece okula gidecektim yani takıldım düstüm ben ..
Kekeliyordum resmen hazırlıksız yakalanmıştım.
Burak : bende öyle düşünmüştüm.
Yerden kalmaya çalıştım ama bileğim burkulmuştu ve kalkamadım her seferinde canım daha çok yanıryor bu ise beni sinir ediyordu ne diye gelmiştim ki buraya sanki..
Burak beni o halde görünce ayağıma baktı . Yaklaştı çok yakındı bana onu çok net görüyordum bu mu çok polüler çocuk tamam tatlı ve yakışıklı olabilir ama insanlığı ölmüş resmen bana öyle uzun uzun baktı ve eliyle yarama baktı .
Burak : iyi misin?
Bu soru beni şaşırtmıştı.
Derin : ayağı kalkabilsem aslında..
Ayağı kalksam belki yürüyebilirdim
Ama olmuyordu işte incitmiş olmalıyım.
Burak elini uzattı şaşırdım ondan destek alarak ayağı kalkmaya çalıştım ve tam kalktım sanırken denge mi kaybedip düşecekken kendimi güçlü kolların arasında buldum dona kaldım .
Burak : merak etme seni revire götürücem eğer buraya gelmeseydin bunlar başına gelmezdi .
Derin: ben.. ses duyunca ..
Burak : her duyduğun sese gider misin?
Beni kucağına almış okula doğru yürüyorduk
Yol boyu konuşmadık. Zaten 10 15 dakiklık bir yoldu . Bir yabancının kollarında olmak beni germişti yeterince bir de buna okuldakiler eklenmişti.
Okulun kapısına gelmiştik.
Derin : artık kendim yürüsem iyi olur.
Burak : bu halde yürüyemezsin
Derin : sorun değil hem insanlar görürse yanlış anlayabilir bunu istemezsin..
O ise beni duymamış gibi okulun içine girdi ve ben hala kucağındaydım.
Evet tuhaf bakışlar seziyordum etraftan ben uyarmıştım.
Revire geldik beni sedyeye yatırdı hemşire ayağımla ilgilendi .
Burak : bir daha herşeye burnunu sokma
Dedi ve gitti . Bense öyle bakakaldım.
Hemşire ayağımı sardı ve biraz dinlenmemi söyledi . Bu gün hiç bir derse girmemiştim son iki derse girerim demiştim ama o da olmadı. Ders bitiminde melis yanıma geldi . Beni böyle görünce hemen soru yağmuruna tuttu çok meraklı bir kızdı.
Herşeyi anlattım . Şok oldu ..
Birlikte okuldan çıktık beni eve bıraktı . Annem geç gelmişti o geldiğinde ben çoktan uyumuştum . Güzel bir gündü taki yakalanana kadar ve beni kucağına alması taşıması bir kız için etkileyici davranışlar neden bu kadar hayranı var daha iyi anladım bu gün kafeye de gidemedim yarın kesinlikle erken kalkmayı planlıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-KOYUKAHVE-
ChickLitBir erkeğin yumruğundan daha serttir bir kadının son sözü: Çünkü biri dişlerini döker, diğeri düşlerini..