bölüm 3: sen kimsin?

333 11 2
                                    

    Merhaba arkadaşlar ben Tugce :)   Defneyle birlikte yeni bölümümüzü  ekledik.Umarım beğenirsiniz :)

     Elimde valizimle giden otobüsün arkasından boş gözlerle bakıyordum. Hala olanlara bir anlam verememiş olan aklım ve bedenim yorgundu, annemle babamın gerçekten öldüklerine hala alışamamıştım hiçbir zamanda alışamayacaktımda. O gün  ormanda uyanmam bir sır gibi. Hala neden ordaydım bilmiyorum ve herşeyi öğrenmek istiyorum ama ilk önce anneannemin evini bulmalıyım cebimdeki kağıt parçasını çıkarıp adrese göz attım. Küçük bir sahil kasabasında evi bulmakta zorluk çekeceğimi sanmıyordum. Sahilden yürümeye karar verdim deniz her zaman bana olmayan sonsuzluğumuzu hatırlatırdı tıpkı anne ve babamın hayatı gibi bir gün ölebileceklerini ne düşünmüştüm ne de inanmıştım. Deniz tüm gücüyle kayalara vuruyordu hafif bir lodosla saçlarım uçuştu tuzlu hava burnuma çarpıyordu ,denizin karşısında bir sürü butikler ve kafeler vardı daha akşamüstü olamasına rağmen etrafta kimse yoktu bir yandan tuhaf karşılarken bir yandan ürktüm biraz daha ilerledikten sonra butik ve kafe sürüsü sona erdi etrafta yönümü bulabileceğim hiçbir tabela yoktu kendi eksenimde 360 derece döndüm kendi kendime küfür salladım kaybolmuştum.Etrafa bakınırken ilerde bankta tek başına oturmuş adamı gördüm kendimi rahatlatmak için derin bir nefes alıp bankın yanına hızlı adımlarla yürüdüm adamla aramda 5 adım varken zınk diye durdum .Beyaz yağdan yapalaşmış saçları pis teni yırtık pırtık kıyafetleri ve buram buram içki kokusuyla mükemmel bir bela uyumu yaratmıştı gazeteye sarılmış şarabını kafaya dikti beni fark etmemişti tam geriye dönüp depar atıcaktım ki ;

''merhaba güzelim''

sigaradan zarar görmüş ses telleriyle bana seslendi yavaşça kafamı döndürdüm adam banktan kalkmaya çalışıyordu ''siktir'' diye fısıldayarak koşmaya başladım inanın bana elimde valizimle bu sarhoş adamdan kaçabileceğime hiç inancım yok kalbim deli gibi atıyordu adam tökezliye tökezliye arkamdan koşuyordu ve tahmin ettiğim gib arayıda kapatıyordu asla böyle birşeye izin veremezdim bacaklarım ne kadar ağrısada tüm güçümü toplamaya çalıştım ilahi bir güce ihtiyacım vardı hızlanmaya çalışan ayağım valize takıldı anında yerdeydim evet beklediğim ilahi güç bu değildi kafamı kollarımın arasına aldım şimdi sıçmıştım adam yanımda durdu ''bak iyikide düştün yoksa  bütün eğlenceyi kaçıracaktın'' dedi ve ardından iğrenç sesiyle kahkaha attı korkuyla tirlemeye başladım ve o sırada benim görmediğim birşey oldu adamın kahkahası yarıda kesildi ve ardından ete inen yumruk sesi geldi ve yere birşey düştü  harika gerçekten harika bigün bu kadar uğursuz geçebilirdi kafamı yerden kaldırmayarak bana zarar vericek olan insana bakmayı kendime yasakladım ama çok geçti yabancı beni omzumdan tutup kendine çekti ve hızla ayağa kaldırdı çığlığı bastım görüdüğüm şey karşısında çığılığım kesildi  Tanrım karşımda tarif edemeyeceğim kadar yakışıklı siyah saçlı ve insanı kendine bağımlı yapan buz mavisi gözleri vardı ok gibi kirpikleri yanaklarına dökülmüştü gözüm kısa kollu tişörtünün altından bile ben burdayım diyen kaslarına takıldı sanki bana dokunmam için yalvarıyorlardı gözlerim tekrar yukarı kaydı ve ben bu sefer dudaklarına takıldım vee.. bir dakika niye bu çocuk cheshire kedisi* gibi sırıtıyodu ki

''incelemeyi bitirdin mi? Eminim bu incelemeden sonra anatomi dersinden 100 alırsın'' dedi şiirsel sesiyle

'' ha.. yok ya'' bunu hangisine dediğimi bende anlamamıştım ama bir soru sormuştu sonuçta hemen düzelttim ''yok yani incelemiyordum'' dedim kahkaha attı ben iyice şaşırdım .

''ben gözlerinin yalancısıyım bana 'seni gözlerimle soyuyorum' bakışı atıyolardı'' saç diplerime kadar kızarmıştım eğer saçlarım boya olsaydı bana basan şu ateşten dolayı akıp giderlerdi. ''gördün mü yanaklarında seni ele verdi zaten'' dedi .Şu an bir yabancıyla bunu mu konuşuyorum ben şimdi hayat bu kadarda ironik olamaz diye söylendim ve aklıma adam geldi hemen çevreme baktım yerde ölü gibi yattığını görünce tekrardan çığılğı bastım yabancı kulaklarını tıkayarak '' bu kadar bağırmak zorunda mısın?'' diye sordu sesimi bastırarak '' a.a.. adam'' konuşamıyordum ''merak etme bayıldı'' bunun beni rahatlatmaması gerekiyordu ama o dudaklarından çıkan herşeyi ikiletmeden yapardım .ne? yok yok okadarda olmaz daha adını bile bilmiyorum ki fena saçmalıyorum çocuk bakışlarımındaki tuhaflığı farklı anladı ve kulağıma eğilip  ''sanırım kayboldun yeni kız'' diye fısıldadı kulaklağıma sürten dudağı beni başka bir diyara taşıdı hemen silkindim bir yabancıyla bu kadar yakın olmak yakışı bir iş değildi ve benim defterimde yoktu ''sanırım'' diye terslendim terslenmemi umursamayarak geriye çekilip ''nereye gideceksin'' dedi '' sana neden güveneyim ki?'' ''az önce bunu kanıtladım'' dedi yerde yatan sarhoş adamı gösterirken ve ekledi '' ayrıca başka bir seçeneğin yok tabi bu adamdan daha beteriyle karşılaşmak istiyorsan  o ayrı'' haklı olmasına sinir olmuştum ve cebimden kağıdı çıkarıp hırsla yabancıya uzattım .Kağıda bakti ''peki beni takip et''  

''ne?''

 ''geliyormusun,gelmiyomusun?'' çocuk ilerlemeye başlamıştı.etrafıma baktım hava iyice kararmıştı.Yerde yatan baygın adamın yanından geçerek hızlı adımlarla çocuğa yetiştim.

  Sessiz adımlarla yürümeye başladık " ee buralı mısın? " dedim "sayılır" şöyle yarım yamalak cevap verenlere acayip sinir oluyordum , ama bu çocuğa sinir olmak pek elde olan bir şey değildi.

" biraz daha açarsan sevinirim " dedim

Bana bakıp gözleri parladı ve kahkası sokakta yankılandı

" gercekten burada açıyım mı ? Söylediği söz karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim  "amma fesatsın "

" asıl benim sana aynısını söylemem lazım " " o anlamda dememiştim." dedim ve başımı öne eğdim sanırım gittikçe daha çok kızarıyordum " sen hep böylemisin ?" kafasını bana doğru çevirip gözlerimin içine  bakarak " nasılım " dedi . Ah tanrım gözleri o kadar etkileyiciydi ki..

" insanlarla sürekli alay edip eğlenen bir tip " dedim . Dudaklarında hafif sırıtma belirdi.

" o zaman sende susmak bilmeyen bir tipsin he " dedi.Gözlerimi fal taşı gibi açarak ona baktım ." tamamen yakışıklıyım ama ukalayım modunda olan erkeklerdensin " dedim hic düşünmeden

" demek beni yakışıklı buluyorsun " deyip kocaman sırıttı. Olamaz ona ukala diyorum ve tek takıldığı nokta ona yakışıklı demem , sanki bilmiyordu .Eminim milyonlarca kız ona aynı şeyi söylemiştir.Ne cavap verecegimi bilemedim . " yakışıklısın ama benim tipim değilsin " dedim .Tamamen yalan tam da benim tipimdi.Bana bakıp tekrar kahkaha attı. Artık kahkahaları canımı sıkmaya başlamıştı.

" peki öyle olsun inanmış gibi yapayım" dedi. Bakışlarımız buluştu ve bana göz kırptı.İkimizde konuşmadan ilerlemeye başladık.Daha çok varmıydı acaba ? Geldiğimiz yol boyunca birbirine uyumlu evler ve sık sık palmiye ağaçları vardi. Tatil köylerine benziyordu. Bir evin kapısının önünde durduk. " işte geldik" dedi. Kafamı kaldırıp eve baktım. Eski yaşadığım yere göre biraz küçüktü ama daha güzel görüntüsü olduğu kesindi. Eve bakarken " teşekkür ederim" dedim " bir şey değil " diyen bir fısıltı rüzgar gibi saçlarımın arasından girerek kulağımı bulmuştu. Aklıma o an geldi

" adın ne ? " diye sordum cevap yoktu arkamı döndüm gitmişti...

KOVULMUŞ ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin