15. Ormanda Fırtına

1.3K 149 175
                                    

Eren anahtarı kapıda çevirdi. Kendini içeri attı ve kapıyı kilitledi.

Mutfağa gitti ve nabzı kalp krizi geçirircesine atarken bir bardak su içti.

Levi'ı neredeyse öpüyordu.

Bir doktor.

Neredeyse öpüşeceklerdi.

Alnını avcuna yasladı. Böyle olmamalıydı. Aralarındaki ilişki doktor ve hastadan öte gitmemeliydi. Ya birileri duyarsa? Kameralar bunu kaydetmiş miydi?

"Hay sıçayım..."

Duşa girdi, su buz gibiydi. Sonra birkaç litre kahve içti ve sabahın beşine kadar uyuyamadı.

****

Levi Ackerman gecenin üçünde kabussuz bir uykudan uyandı. İçinde tuhaf bir his vardı, bir şey olmamasına rağmen nabzı hızlı geliyordu. Panik atak gibi, ama daha hafif.

Kabus görmemişti, ama uyurken bilincinde bazı resimlerin akıp gittiğini hatırlıyordu.

Ne görmüştü ki?

Gözlerini ovuştururken düşündü. Güneş parlıyordu rüyasında ve sanki...

Dışarıda gök gürledi. İçerisi bir saniyeliğine aydınlandı. Yağmur sesi her şeyi bastırdı aniden.

Solgun ve yaralı, dışarıdaki fırtınayı gri gözlerinde saklayan adam yavaşça ayağa kalkıp pencereyi açtı. Gördüğü kabuslar ve çektiği acılar kadar soğuk bir rüzgar çarptı yüzüne. İnce ve kırılgan gözüken parmakları, göklerden gelen kaosu kucaklamak istercesine parmaklıklardan dışarı uzandı. Gözlerini kapadı ve kollarına çarpan göz yaşlarını hissetti.

Tanrı var mıydı? Yağmur tanrının mı göz yaşlarıydı, yoksa meleklerin mi? Ruhlar gerçekten kutsal mıdır, bu adamınki kadar hatalı ve hasta olabilmelerine rağmen?

Bu kırgın adam gerçekten de huzura kavuşabilir miydi?

Bir gök gürültüsü daha, Levi üşüdü ve içeri girip camı kapattı. Her zaman kapalı olan perdeleri açık bıraktı.

Doktora gerçek yaralarını hiç göstermemiş olduğunu fark etti.

Banyoya girdi. Aynanın karşısında durdu ve donuk gözlerle gömleğinin düğmelerini çözdü. Uyduruk kumaş omuzlarından kayıp gitti ve Levi Ackerman bedenindeki sayısız yarayla tekrar yüzleşti.

Onun da görmesinin zamanı gelmişti.

***

Doktor işi ekti.

Ne hayal kırıklığı ama...

Levi iç çekip o siyah BMW olmadan fazlasıyla boş gözüken otoparka baktı. Hemşire bankta, hemen yanında oturuyordu; oradaki yegane var olma sebebi Levi'ın resim yaparken kullandığı kalemleri tutmaktı.

Levi yaralarını bugün de doktora açamadı.

Ruhen veya fiziksel olarak, fark etmez. Ama kendini doktora açamadı.

Ona ihtiyacı varken Eren kaybolmuştu.

O gece tekrar kabus gördü. Şimşekler tekrar parladı. Levi tekrar kendi yaralarından nefret etti.

***

Nihayet, iki gün sonra gri gök ve yeşil orman tekrar buluştu. Levi gergindi ve Eren bunun farkındaydı. Sadece sebebini bilmiyordu henüz.

"Yokluğum için özür dilerim Levi. Ufak bir rahatsızlık geçirdim. Umarım ben yokken kötü şeyler olmamıştır."

Eren hiç hasta olmamıştı ve bunu ikisi de biliyordu; Eren fazlasıyla sağlıklı gözüküyordu. O yakınlık yüzünden biraz kaçmıştı.

HASTALIK {Ereri/Riren Fanfic}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin