ÇL~7

24 2 0
                                    

Sabah herkesten erken kalkmıştım. Saate baktığımda 7:2'ydi. Hemen üstüme kıyafetlerimi giyip yanıma tülbent aldım ve evden çıkmak için aşşağıya indim.

"Nereye böyle güzellik?"

"Bir yere değil Yiğit mezara gideceğim."

"Ben de geliyim mi seninle yalnız gezme bu saatte."

"İstersen gel. Ama beni çekebilir misin bilmiyorum." dedim ve gözlerim dolarak evden çıktım.

"Hemen bekle kimse uyanmadan üstüme bişi alcam."

"Tamam." dedim ve ayakkabılarımı giyip beklemeye başladım.

"Geldim geldim." dedi ve o da ayakkabılarını ayakkabılıktan alıp yanıma geldi ve kapıyı çekti.

"Hadi gidelim." dedim ve koluna girdim.

"Bu saatte neden gidiyorsun?"

"Ziyaretin saati olmaz ki."

"Olmaz da çok erken."

"Kardeşim o benim yanında yatabilsem ben de yatardım orada. Biliyor musun?"

"Neyi?"

"O küçükken bakkala giderdi hep annem onu gönderirdi. Bana söyleyince de ben ona para verirdim sen gidersen çikolata da alırsın ama ben gidersem almam diyordum öyle gidiyordu. Kandırıyordum onu. Keşke ben gitseydim de sevindirseydim onu." dedim ve gözümden yaşlar akmaya başlamıştı.

"Tamam kuzum geçiçek üzme kendini."

"Ona çok bağlıydım. Ondan başka kimsem yoktu. O gün onu göndermeseydim keşke gideceği yere. Hep benim hatam Yiğit ben kendimi nasıl affediceğim?"

"Senin suçun yok ki eceli geldiyse göndermeseydin o senin yanında ölecekti. Yapma böyle haydi geç." dedi ve mezarlığın kapısını gösterdi. Mezarının başına gittiğimde tülbenti kafam geçirip dua okudum.
Duam bitince ellerimi yüzüme sürğdm ve konuşmaya başladım.

"Arda hatırlıyor musun? Küçükken annemi çok kızdırırdık bir kere ben senden büyüyüğüm diye, kızdırdığımız zaman beni dövmüştü de sen bana çok üzülmüştün ağlamıştın sen de. Annemin önüne geçip yapma demiştin sana da vurmuştu ama sana küçük olduğun için yavaş vurmuştu. O gün beni kurtarabildin annemin elinden ama ben seni kutaramadım sahip çıkamadım sana. Affet beni." dedim ve toprağına sarılıp ağlamaya başladım.

"Yapma böyle güzellik herkes üzülüyor ama ona böyle söylersen o daha çok üzülür orada."

"Üzülür mü?"

"Evet üzülür tabikide."

"Ama bir kişi var o üzülmüyor o daha çok gülüyor öldüğüne. Benimle gelmeye var mısın?"

"Nereye?"

"Oraya."

***

O adamın olduğu evin önündeydik.

"Neresi burası?"

"O adamın evi." dedim e kapıya vurdum. Açtığında hemen bağırmaya başladım.

"O senin yüzünden öldü sen gülüyorsun lan burada. Çok komik gerçekten oğlunun ölmesi çok komik."

"Ne diyorsun İrem haddini aşıyorsun sana ödetmenin zamanı gelmiş." dedi ve elini kaldırdı. O elini kaldırmasıyla Yiğit beni kendine çekip onun elini tuttu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇILGIN LİSELİLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin