3. Bölüm

7K 655 310
                                    



Çaylaklar dünkü gibi görevli savaşçının isyanları üzerine yeni bir güne uyanmıştı fakat bugün eğitimin olamaması üzerine şaşkınlardı. Mutlaka bugün için bir planları vardı ki eğitim olmayacaktı. Bu durum onları tedirgin etmeyi sağlamıştı.

Jungkook oturduğu yerde dün efendisinin neden öyle davrandığını düşünürken bu düşüncelerinin arasından o güzel anları da düşünüyordu. O anları yaşamayı sevmişti ama hiçbir şey yapamadığını hissediyordu. Onuru kırılmış gibi hissediyordu bir bakıma.

Jimin akşam kendisiyle ilgilendikten sonra yıkanmaya gittiğinde yeni korumasıyla bir gün oturup hakkında her şeyi öğrenmeyi aklına koymuştu. Onunla ilgili her ayrıntıyı bilmeliydi ki böylece kendi hislerine yön bulabilirdi. Onunla devam ederdi ya da o da diğerleri gibi önemsizce giderdi.

Yine de Jimin tedirgindi. Daha öncekilerde hissedemediği bu şey neden şu an karşısına çıkmıştı da bu kadar zorlandığını hissediyordu? İçlerinden bir çoğu buradan gidecekti hatta belki Jungkook da gidecekti, gideceğini düşünmek bile kalbini acıtıyordu.

Jungkook sağ avucunun içinde ki taşları birbirine vurup düşünürken taş seslerinin vuruluş ahengine kapıldı.

İki gündür peşinde dolanan heyecanlı çocuk sorarken yanında düşünceleri değişen çocukla birlikte sandalye çekerek oturdular. "Adın neydi senin?"

Çaylak elinde oynattığı taşların ahengini bozmak zorunda olduğu için suratı kasıldı, bakışlarını çekerek karşısındakine "Jungkook." dedi

"Jungkook, dün nasıldı? İyi miydi? İyiyse sürekli onunla olabilirsin, burada yaşama şansın olabilir." Heyecanlı çocuk yine kendi kendine hızlıca konuşuyordu. "Şanslı çocuk."

Gerçekten mi? Jimin ile burada durup hayatını böyle devam ettirerek ailesini mi boş vermelerini söylüyorlardı? "Onu kullanıp Gerçek Gladyatör unvanını alma şansım var, neden boş işlere kafa yorayım?"

"Yani bas bayağı efendini kullanacaksın." Çocuk sinsi sinsi sırıtıp arkasına yaslanırken Jungkook göz kırptı.

"Aynen öyle."

Çaylakların meydanda toplanması için uyarı geldiğinde herkes toplanarak her zaman ki gibi tek sıra yapmışlardı. Eğitimin olmamasının mutlak sebebi açıklanacaktı belli ki, herkes bunun açıklanması beklenildi.

Görevli savaşçı çaylakların önünde durarak ellerini arkasında kavuşturdu.

"Bugün arenaya çıkacaksınız." Görevli savaşçının ağzından çıkanlar herkesi endişelendirmişti çünkü arenada hayatta kalıp kalmama şansları belli değildi. "İlk arenadan kaybeden kişiler Gerçek Gladyatör unvanını kaybedecek. İkişerli gruplara ayrılacaksınız. Asıl efendiniz eşiyle birlikte katılarak sizi izleyecek. Unutmayın ki halk orada olacak, onların tezahüratı almanız gerek."

Jungkook yanındakilere kısa bir göz attı, uzun boylu ve yapılılar vardı hep fakat ne tür bir karşılık vereceklerdi bilemiyordu. Ama sonuna kadar gücünü kullanmalıydı. En iyisini yaparak asıl efendisini ve halkı da yanına çekti mi iş kolaylaşırdı. Asıl hayatı ondan sonra başlayacaktı, belki hayatına birini katar onunla aile bile kurardı.

"Çaylak!" Yardımcı bir kadın balkon kısmından Jungkook'a seslendi. "Efendi Jimin seni çağırıyor."

Jungkook görevli savaşçıya izin için baktığında savaşçı başıyla onayladı ve diğer çaylaklara öğüt vermeye devam etti. Çaylak ise aklında arena olduğu için ve yapması gerekenleri düşündüğü için Jimin'in yanına dümdüz bir suratla gitmişti.

Gladiator |Jikook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin