BÖLÜM 3 - İHANET

36 5 1
                                    

MultiMedya; Birdy-Wings (çok sevdiğim bir şarkı olduğundan bunu seçtim ama siz başka da dinleyebilirsiniz💓)

Başımdaki ağrı ve sızıyla ne olduğunu henüz kavrayabilmiş değildim. Göz kapaklarımı yavaşça araladığımda boş beyaz bir tavan görmeyi beklemiyordum. O anlar yavaş yavaş zihnimde canlanırken öfkem daha çok artmıştı.

Annemle babam boşandıktan bir süre sonra annem yeni bir ilişkiye başlamış ve bana bunu belirtmişti. Kendi hayatı olduğundan karışmamıştım. Ama o adam annem tarafından başka bir kadınla yakalanmıştı.

Annem aylarca etkisinden çıkamamıştı. Bu yüzden evde ne huzur diye birşey ne de mutluluk diye bir kavram kalmamıştı. Annemin psikolojisini iyileştirmek çok uzun zamanımı almıştı.

Tüm bu olanlara rağmen evimize gelmiş ve annemle konuşmuştu. Üstüne üstelik kendi evimden kovduğum için bana tokat atmıştı. Düşerken başımın sehpaya vurmasını ve ardından Merih'in beni kucağına aldığını hatırlıyordum. Devamı koca bir karanlıktı.

Yüzümü yanıma çevirdiğimde koltukta uyuyan annemi gördüğümde hafif bir tebessüm vurmuştu dudaklarıma. Ardından kapı sesi ile irkildiğimde Merih'in geldiğini görmüştüm. Küçük adımlarla yanıma yaklaştı ve elini saçlarıma götürdü.

"Onu öldüreceğim." diye mırıldandı. Hâlâ tam kendimde değildim ama olanları idrak edebiliyordum. Cevap vermeyeceğimi anlamış olmalı ki "Hava almak ister misin?" diye bir soru yöneltti şefkat dolu sesiyle. Ona sadece başımı sallayabildim.

Asansöre bindikten sonra hastanenin boş terasına gelmiştik. Burada kimse yoktu ve bu yüzden kendimi rahat hissediyordum. Sesimin çıktığı kadarıyla "Teşekkür ederim." diye fısıldadım. Başını sallamakla yetindi.

Dakikalar geçerken İzmir'in manzarasına bakıyordum. Koluma dokunan eliyle birden titredim. "Üşüyorsun, gidelim." dedi ve cevabımı beklemeden belimi kavrayıp beni çıkışa yönlendirdi.

Odaya geldiğimde annemin kapının sesiyle uyandığını gördüm. Gözlerini açtığında "Peren, kızım!" diyerek bana sarılmıştı. Gözlerimin dolduğunu hissetmiştim ama şimdi olmazdı.

Doktorun kısa süren konuşmasından sonra eve gidebileceğimi öğrendim. Merih bizi eve bıraktıktan sonra gitmişti. Anneme dinlenmek istediğimi söyleyip odama çıkmıştım.

Gözüm masamın üzerindeki defterime ilişti. Gidip elime alıp tekrar yatağıma dönmüştüm. Ellerim biraz eskimiş defterin kapağını açarken kalp atışım hızlanmıştı. Onun resimlerinin olduğu aynı zamanda onu anlattığım defterdi bu.

Kimine göre saçma düşünülse de rahatlıyordum. Defteri okuduktan sonra duşa girmem gerektiğini düşünmüştüm. Hızlı hareket ettiğimde başım ağrıyordu ama kendi işimi halledebilecek durumdaydım.

Kıyafetlerimi alıp banyoya yöneldiğimde çok yorgun olduğumu hissetmiştim. Küvete girdikten sonra sıcak suyun bedenimden akıp, beni rahatlatmasına izin vermiştim. 20 dakikalık bir duş aldıktan sonra küvetten çıkıp kurulandım ve başıma küçük havlumu sardım. Beklemeden üstüme iç çamaşırlarımı geçirdiğimde bir tek geceliğim kalmıştı ama yavaş hareketlerle giyindiğim için uzun sürüyordu.

Son olarak geceliğimi de üstüme geçirdikten sonra odama adımladım. Yatağa girdiğim anda odada benden başka bir nefes daha hissettim. Sokağın ışığından dolayı odam zifiri karanlık değildi. Bakışlarım çalışma masama kaydığında karanlık bir silüet gördüm. Çok geçmeden gelen "Merhaba." sesi ile korktuğum kişinin Pamir olduğunu anlamıştım.

"Erkeklerde pencereden girmek adet oldu herhalde!" diye çok ses çıkarmamaya dikkat ederek öfkeli sesimi kullandım. "Sakin ol. Buraya sadece benim hakkımda kötü düşünmeni istemediğim için geldim." dedi beni sakinleştirmeye çalışırcasına.

"Yanlış anladığım felan yok. Git lütfen." dedim başımdaki ağrıyı unutmuşçasına. Başımdaki sargıyı görmüş olacak ki ayaklandı ve yatakta yanıma oturdu. "Sana ne oldu?" dedi endişeli sesiyle. Ona 'annemin eski aşkı osmanlı tokatı yapıştırınca sehpaya kafam girdi' diyemezdim.

"Halıya ayağım takılınca düştüm. Başım sehpaya vurdu." dedim önemsiz olduğunu anlatmaya çalışırken. Elini saçlarıma götürüp arkaya attığında kaşlarım çatılmıştı. İçeriden annemin bir şeyler yaptığına dair sesler gelince bakışları kapıya döndü. "Gitmelisin. Lütfen bir daha gelme." dedim son cümlede sesimi sertleştirirken. "Pekala. Seni sıkmayacağım. Görüşürüz." dedikten hemen sonra bende ona "Görüşürüz Pamir." demiştim. Ardından tekrar pencereden çıkarak gitti.

Uykumun ağır bastığını anladığımda uyumak için gözlerimi kapatmıştım bile. Yarın okula gidecektim. Çünkü 2 tane sınavım vardı. Uyku gözlerimi yoklarken aklıma bir şey takılmıştı. Bana 'güzelim' demişti.

-----

Bugün bir değişiklik yapıp alarmdan önce uyanmıştım. Okul için rutin işlerimi hallettikten sonra üstümü giyinip çantamı hazırlamıştım.

Ayakkabılarımı giyerken bir yandan servisi kaçırmamak için dua ediyordum. Çünkü kalktıktan sonra bir hayli oyalanmıştım.

Servise binip servisten inme rutini bittikten sonra okula girdiğimi bedenimde oluşan sıcak havayla hissetmiştim. Sınıfa girdiğimde sırama oturacağım sırada Ayçin'in yerine esmer ve yeşil gözlü bir çocuk görmüştüm. Çocuk dediğime bakmayın bana bir vursa bir daha kendime gelemezdim.

"Sende kimsin?" diye bir soru yönelttim ona. Baştan aşağı bir süzdü beni ilk önce. Açıkçası rahatsız olmuştum. Ayağa kalktı ve "Uzay ben, Uzay Pakel." diyerek elini uzattı.

Soyadının neden Merih'le aynı olduğunu düşünürken gözlerimin odağına Merih girdi. "Hayırdır. Okula geri mi döndün kuzen?" dedi aşinası olduğum ses. Şimdi anlamıştım. Soyadlarının aynı olması kuzen olmalarıydı.

Bir kaç kelime daha konuştuktan sonra Merih'in telefonu çalmıştı ve dışarıda konuşmayı tercih etmişti. Uzay'a bakarken neden dönem ortasında buraya kaydını aldırdığını merak ediyordum. Ayrıca tekin birine de benzemiyordu.

Büyük bir adım atarak dibime girince elim ayağıma dolaştı. Yüzüme nefesini üflerken ne yaptığını kavramaya çalışıyordum. Utançtan yüzümün domatese döndüğünden emindim.

"Anlattığı kadar güzelmişsin." dedi ve 2 saniye geçmeden "Seninle işimiz uzun sürecek sanırım." diyerek cümlesini tamamladı. Ne dediğini anlamaya çalışırken bedenim kaskatı kesilmişti. Nasıl bir oyundaydım ben?

------
Helllöööğğ
Kabul biraz tuhaf bir hello oldu dksksk
Aslında daha uzun yazacaktım ama sağlık sorunlarım var şu ara.
O yüzden kafamı toplayıp yazamıyorum bir türlü.

Sizce Uzay nasıl bir şeyin peşinde?

Uzay mı Merih mi?

Yavaş yavaş ortalık kızışacak ve sağlığım el verdiği sürece daha sık ve uzun yazacağım.

Malesef yine sınır koyacağım çünkü bu sefer ilgi gelmiyor ve motivasyonum düşüyor. :(

10 vote 10 yorum!

Hepinize iyi gecelerr
Öpüldünüz!
xoxo
/Beril

Kelebeğin Ömrü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin