"Zaman zamansız yakaladıkları ile övünür hep bu nedenledir zamansız sevmelerin bitmeyen çilesi"
Agustosun son demleri yaşanırken Tunceli'nin kırsalında asker ailelerinin telaşı hakimdi tüm lojman bosluklarına. Gri boyalı lojman binasının önüne yaklaşan kırmızı burunlu eski kasa kamyon yeni bir aileyi taşıyordu bu ülkesine küskün şehire. Kamyonun arkasından binaya yaklaşan siyah arabanın icinden yorgun inen sekiz yaşında bir kızdı Ela.. Sekiz yıllık ömrünü dört farklı ilde gecirmenin verdiği garip bir soğukluk vardı bakışlarında. Kimsenin kalıcı bir yer tutmayacağına inanırken kalbi buna asker çocuğu olma psikolojisi de destek vermişti. Arabadan iner inmez iki odalı lojman dairesine göz gezdirdi annesi telaşla içeri dışarı çıkarken kendinden birkaç yaş küçük kardeşini de alıp dışarıda oylaması görevini kendine söylemeden yerine getirdi. Uzun kıvırcık saçları babasının doğulu genlerini taşırken iri ela gozleri de annesinin izlerini taşıyordu.
Ağustos'un son sıcakları lojman çocuklarının okul öncesi en sevdiği zamanlardı. Ela kardeşinin elinden tutup çocuk kalabalığına doğru yürürken kendisine hızla çarpan top ile duraksadı. Topun sahibi oldugunu tahmin ettigi 13 yas bir ergen ona doğru bakarak ukalaca seslendi
"Turuncu pantolonlu aptal kız atsana o topu"
Ela ayağının altında olan topu umursamadan yoluna devam etmeye çalışırken omzundan sertçe çevrildi.
"Topu neden atmıyorsun aptal kız"
Lojmanda rütbeli çocuklarının bu tavrı alışkanlık yapmıştı nasılsa gayet sakin bir sesle cevap verdi ama bu ergenin ela gözleri çocuk kalbinde kendinden daha büyük bir yer edinmisti bile şimdiden.
"Aptal olsam o topu sana atardım"
Çocuksu bir tavırla uzun kıvırcık saçlarını savurarak uzaklaştı. Topu elinde arkadaşlarına koşan bu ergeninde kalbiyle birlikte buyuyecekti bu kıvrım kıvrım saclardan gelen yasemin kokusunun yeri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DEĞİLSİN
RomanceGazetelerde okuruz, haberlerde duyarız adını bilmeyiz ŞEHİT derler hepsine ya hikayeleri, geride bıraktıkları. Bu hikayem gerçek bir hikayeden esinlenerek yazılmıştır. Bir aşk düşünün ki dokunmaya bile kıyamadan sevmiş adam kızı. Bir adam düşünün ki...