Yoklar... Gittiler

40 9 1
                                    

" gittiler... Evet. Ama erkek adam ağlamaz hadi sil şu gözyaşlarını..."

Umut ' tan 💫

Sabah gözümü alan güneş ışığı ile uyandım. Bıraksalar bir 24 saat uyurdum. Gözlerimi acıyla açtım.  Telefonuma mesaj gelince ona baktım. Poyraz abim den gelmiş. Kahvaltıya bize geleceklerini söylemiş mutlu bir haberi varmış bize. Hemen duş alıp mutfağa indim. Kahvaltıyı hazırlarken kelebek de geldi yanıma ve beraber hazırladık. Toprak ve abimin geleceğini duyunca sevindi.

Kelebek sofrayı kuruyordu bende onu izliyordum. Dışarı dan ne kadar da güçlü gözüküyor kelebeğim. Ama ben onun içini biliyorum. O kalbinin siyahlığını biliyorum kelebeğin. Ama o kalp mavi ye dönüşecek ... Beni sevince...

"Kelebek" dedim birden, istemeden. Bana döndü " efendim?" Tam önün de durdum. "Çok güzelsiniz kelebek hanım " deyip boynunu öptüm. Ben onun boynunu öpünce  o da benim kulağıma doğru" şansını zorlama yoksa çekip giderim" dedi. Bir anda buz kesildim. Gitmesini istemiyorum o bende kalsın bende ona gitmek istiyorum ben. O benim için başka ... Bambaşka hemde.

Telefonun sesiyle uzaklaştım kelebek' ten. Ekran da Mert 'in ismini görünce baya bir şaşırdım çünkü mert benim üvey kardeşim idi. Benimle aynı yaştaydı. Beni hiç aramazdı o hatta nefret eder benden. Nedenini bilmediğim bir şekilde benden nefret ediyor.

Daha fazla uzatmadan telefonu açtım.

"İki saattir niye açmıyorsun telefonu? " Hemen küçük bir çocuk gibi azarlamaya başladı beni. Ama sesi çok farklıydı.
"Mert! Koçum sen ağlıyor musun? Ne oldu?"

"Ağlıyorum lan ! Oğlum ... poyraz... Lan poyrazlar kaza yapmış !" Diye bağırdı birden.  Birşeyler daha dedi ama ben anlamadım. Onu duymuyordum ki şuan . Gözlerim doldu direk. Kelebek de endişelendi. " Ne oldu? Umut sana ne oldu dedim? Kendine gel ! " Diyerek sarstı beni. Elimde ki telefonu o aldı ben  cevap vermeyince . " Alo kimsiniz? Ben umut ' un sevgilisiyim. Size ne oldu dedim . Ne toprak da orada mı? İyiler mi ? Hangi hastane ? Tamam biz hemen geliyoruz" telefonu kapatıp benim kolum dan tuttuğu gibi dışarı çıktık. Hemen arabaya bindirdi beni o kullanacaktı. Nedense o çok soğukkanlı idi.

Hastaneye gelince hemen indik araba dan . Danışmaya sordum neredeler diye ameliyattalar dedi. Hemen ameliyat haneye gittik. Önün de mert 'i gördüm. Hemen koştum yanına.  " Ne olmuş ? Nasıl yapmışlar kazayı?" Diye sordum. "İyiler mi mert !" Mert sağ sola salladı kafasını. Kötüler der gibi . Yutkundum sessizce. " Bir şey söyle artık mert ! İyiler mi durumları nasıl ?" Diye bağırdı kelebek. Mert kafasını kaldırıp kelebeğe baktı. Derince kelebeğe baktı. "Sen... Sen nereden tanıyorsun onları ?" Diye sordu. "Toprak arkadaşım. Umut ' un da sevgilisiyim" dedi. Herkes öyle biliyordu.  Gözyaşlarım aktı birer birer. Kelebek ağladığımı görünce sarıldı sımsıkı.

"İyi olacaklar. Merak etme . Onlar güçlüdürler hem daha bize söyleyecekleri var onların. Şimdi ağlamayı kes de dua et" derince nefes aldım. İyi olacaklar dedim içimden .

Bir doktor çıktı iki üç saat sonra . Hemen ayaklandık. Doktor " poyraz mutlu 'nun ve toprak mutlu 'nun yakınları kimler ?" Diye sordu.  hepimiz bir anda  biziz dedik.

"İyiler mi ?" Diye sordum. Doktor "toprak hanım'ın hayati tehlikesi devam ediyor. Ameliyatı bitti. Bu gece onun için de bizim için de çok önemli. " Derin bir nefes aldık."peki. Poyraz nasıl?" Diye sordu mert . Doktor derin nefes alıp " üzgünüm ama ... Poyraz bey'i kurtaramadık. " Dedi. Nefes alış verişim hızlandı. Gözlerim de ki yaşlar durmak bilmiyordu. Mert bağırdı birden
" Ne demek lan kurtaramadık? Ne demek ! Gidin birşeyler yapın. Ölmez o kolay kolay . Ölemez ! " Deyip ameliyathane ye doğru koştu. Tam girecekken durdurdum onu. "Mert... Yapma " ona dur diyordum ama içim de öyle bir fırtına kopuyordu ki... Yüreğim yangın yeriydi sanki. Mert " lan abimiz ölmüş sen ne yapıyorsun? " Deyip tekrar yeltendi girmeye. Bu sefer de kelebek tuttu. " Mert! Yeter artık. Tamam abin öldü. Herkes bir gün ölecek zaten. Acımız büyük seni anlıyorum... Ama şimdi böyle yapmanın kimseye bir yararı yok olan kendine oluyor . Lütfen şimdi sakinleş tamam mı?" Kelebeğin konuşmasıyla sakinleşti biraz mert.

🦋

İki gün... Tam iki gün oldu poyraz öleli. Toprak uyandı durumu şuan iyi ama poyraz'ın öldüğünü öğrenince sinir krizi geçirdi. O da ölmek istiyordu, ölüp poyraz'ın yanına gitmek istiyordu...

Doktorlar toprağa sakinleştirici iğne yaptılar şuan uyuyor. "Ben dışarı çıkıyorum. Biraz hava alayım" dedim. Kelebek " bende geliyorum benim de biraz temiz havaya ihtiyacım var galiba "

Beraber dışarı çıktık kelebekle. Bir banka oturmuş öylece susuyorduk. " İyisin değil mi ?" Diye sordu kelebek. İyiyim der gibi salladım kafamı. Sanki seslice söylesem iyiyim kelimesini ağlarmışım gibi bir his var içimde.  "Biliyorum. Sanki konuşursan ağlarmışsın gibi hissediyorsun. Dokunsalar ağlayacakmış gibi " ne güzel de tanımladı beni. Beni bana güzel anlattı. "Ama eğer ... Yani " diyecek birşeyi yok aslında amacı beni mutlu etmek. Ama inan kelebek şuan mutlu olacak mecalim yok. " Eğer istersen sana sarılabilirim" dedi. İşte dediği ile ona dönüp sımsıkı sarıldım. Kokusunu içime çekince ağlamaya başladım. "Sen içinde tutma benim gibi. Ağla . " Deyip oda sarıldı bana. Ben ağladıkça o daha da sıkı sarıldı sanki bana ya da ben öyle hissettim. " İyi ki varsın kelebek..."

" Umut! " Mert'in sesiyle ayrıldık birbirimiz den. " Umut toprak karşı binaya çıkmış atlicam buradan diyor koşun birşey yapın onu durdurun. " Kelebek hemen kalkıp karşı binaya koşmaya başladı mertle bende peşinden koşuyorduk. Bina üç katlıydı. Yeni yapmışlar galiba çünkü daha inşaatı bitmemiş.  "Siz burada durun ambulans ı falan çağırın ben yanına gidiyorum" dedi kelebek ve binaya girdi. Tam bende girecekken mert durdurdu "bırak kız kıza konuşsunlar" kafamı toprağın olduğu yere çevirdim . Kelebek te hemen arkasındaydı.

***
Toprak " gelme kelebek... Ben ben ölmek istiyorum artık. Poyraz gitti benim de gitmem lazım " kelebek toprağa doğru bir adım attı. Toprak ta arkaya doğru. "Toprak izin ver yanına geleyim. Sen yaşa toprak . Gitme . Poyraz gitti ama sen gitme tamam mı? Bak şuan ki halini çok iyi anlıyorum ama böyle olmaz bu bir çözüm değil lütfen." Elini uzattı kelebek toprağa. "Lütfen toprak şimdi elimi tut ve buradan çekip gidelim hadi "  yavaşça bir adım daha attı genç bayan arkadaşına doğru. Arkadaşı kıpırdamadı bu sefer yerin den . Kelebek vazgeçti sandı ama vazgeçmemişti. Ölecekti o ölüp poyraza gidecekti.

" Hayır ... Ben öleceğim... Ölmek istiyorum kelebek ölmek..
Biz evlenmiştik o gün.. onu söyleyecektik size . Zaten sizi aradığın da evleneli yarım saat olmuştu. Yarım saat . Şimdi baksana halimize poyraz yok . Umut 'un mert 'in halini görmüyor musun? Poyraz öldü. Bizim evlendiğimiz gün öldü! Küçücük sevgiyi çok gördü hayat bize ... " Kelebek duyduklarına inanmadı. Hemen toparladı kendisini ve
" Peki. Öyle olsun... O zaman beraber atlayalım buradan. Beraber ölelim ha ? Ne dersin?" Deyip yanına geçti toprağın. Toprak ilk başta inanmadı kelebeğe ama ciddi olduğunu anlayınca birşey söylemedi. Kelebek tuttu arkadaşının elinden. "İstediğin zaman... Atlayalım" dedi buruk bir tebessümle.

🦋

Kelebek toprağın elinden tutunca onu vazgeçirdi sandım ama anlaşılan düşündüğüm gibi değil. Bir terslik vardı. Kelebek te de toprak da da bir terslik vardı. " Ne yapıyor bu kız hani onu kurtaracaktı. Şimdi de onunla beraber atlıyor" dedi mert. Etrafımızda o kadar insan vardı ki idrak edemedim bir süre.

Kelebek kapattı gözlerini ... Toprak da ona uydu. Gerçekten de atlayacak mıydı? Biraz baktım kelebeğin yüzüne ciddi mi diye ama galiba benim kelebeğim çok ciddiydi. Atlayacaktı. Beni bırakıp nereye gidiyor ki şimdi? İzin veremem buna asla kelebek ölemez yine üç gün yaşayıp ölemez...

Atladılar...

#toprak&poyraz
#ölmekistiyorum
#gitiler
#umut& kelebek
#Mert

Bölüm sonu...

İnşallah beğenirsiniz bu bölümü...
Okuyanlar için gerçekten de çok teşekkürler...

GÜZEL SEVEN ADAM                                              Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin