Losing Control | Dramione

Chapter 12

Lumos!

(Şurayı hayal etmenizi istiyorum)

"Kaldır şu bacağını, Ron!"

"Yapamıyorum işte herkes senin kadar esnek değil!"

Dün devriyem olmadığı için uykumu almıştım, yani enerjiktim ve Harry ile Ron'a meditasyon yaptırıyordum. Yapmazlarsa ödevlerine yardım etmeyeceğimi söyleyince yapmak zorunda kalmışlardı. Bu durumdan gayet memnundum tabii ki. Harry çaktırmadan hareketlerden yırtarken Ron bildiğin yapamıyordu ve onu izlerken hepimiz gülme krizine giriyorduk.

"Ben bırakıyorum!"

"Hayır bırakmıyorsun. Şimdi yere düzlemesine yatıp popoyu yukarı doğru kaldırıyoruz ve yirmi saniye o pozisyonda bekliyoruz."

Ron hareketi denedikten sonra bağırdı. "Aha, ben bunu yapıyorum işte. Harry o ne lan hahaha poponu kaldırıcan göğsünü değil."

"Kes be!"

Ben de bunları ilk yapmaya başladığımda hiçbirini yapamıyordum ama şimdi alıştım ve onların yapamayışına gülüyorum. Onları biraz daha o şekilde tuttuktan sonra yeterli olduğuna karar verdim. Tam onları indirecektim ki kapı açıldı. Gelen Blaise idi. İçeri girerken yüzü sakindi ama bizi görmesiyle gülme krizine girmesi bir oldu.

"Ron, abi bu halin ne; Harry popon güzelmiş kardeş."

İkisi de hemen oturur pozisyona geçtiler ve homurdanmaya başladılar. Harry savunmaya geçti.

"Biz sadece yeni bir büyü üzerinde çalışıyorduk."

Blaise hala gülerken alayla baktı. "Tabii canım!"

Ron tısladı. "Sen ne anlarsın!"

Olduğum yerde bağdaş kurup Blaise'in yanıma oturması için yerdeki mindere vurdum. Gelip oturdu.

"Hayırdır kanka?"

"Hayır Hermione, hayır. Draco ile konuştum."

"Hı, öyle mi, ne dedi peki?"

Dudaklarına fermuar çekti.

"Söyleyemem, öğrenmenin tek bir yolu var."

Kaşlarımı çattım. "Neymiş o?"

Elini havaya kaldırıp devam etti. "Öğleden sonra saat dörtte Kulenin aşağısındaki ağaçlıkta olursan öğreneceksin."

Homurdanmaya başladım. "Onunla buluşmayacağım."

İsyan etti. "Hermione Tanrı aşkına bunun onun seçimi olmadığını biliyorsun!"

Kafamı öbür yana çevirdim. "Bu bir şeyi değiştirmez."

Ron yanıma geldi. "Çocukluğu bırak ve onun yanına git, Hermi,"

"Bakarız,"

Harry, "Bakma, gör," diye seslendiğinde hepimiz güldük.

Biz orada oturup sohbet ederken Neville yanımıza geldi. "Merhaba arkadaşlar,"

Hep bir ağızdan, "Selam, Neville," dediğimizde yandaki sandalyeye oturdu.

"Birkaç gün sonra bir parti vermeyi düşünüyoruz. Aslında tam bir parti değil, kutlama. Sınavlarımız bittiği için eğlenmeye hakkımız olduğunu düşündük. Her binadan birkaç kişi olacak. Gelmek ister misiniz?"

İşte tam aradığım şey! "Elbette, Neville; bir şey getirmemiz gerekiyor mu?"

"Aslında yiyecekleri biz halledeceğiz çünkü muhtemelen İhtiyaç Odasında olacak. Birkaç şişe içki çalma işini de bu iş için dikilmiş kaftana yani Pansy'ye verdik. Siz de kafanıza göre takılabilirsiniz. Muggle tatlıları falan güzel olabilir."