Bölüm 4~Seni Gördüm

65 7 4
                                    

Bölüm Şarkısı: Teoman-Kupa Kızı ve Sinek Valesi

~~~~

İnsanlar da kuyulara benzerler, içlerinde boğulabilirsiniz.

-Ahmet Hamdi Tanpınar

~~~~

İnsan bazen hiç tanımadığı birinden güç alabiliyordu. Sadece orada bir yerde olduğunu bildiği biri sayesinde yaşadıklarına dayanma gücünü bulabiliyordu. Ama güç aldığı insan birine bu kadar yardımcı olduğunu bilmiyordu hiç bir zaman. O kendi halinde yaşarken birilerine yaşama isteği sunduğunun farkında bile olmuyordu. O kendi dertleri içinde boğulurken birilerine bunları hissettirdiğini nereden bilebilirdi ki? O sadece yapayalnız biriydi. Ne çevresinde kimse vardı ne de kimse onun ne yaşadığını biliyordu. Ama bilmiyordu ki o yalnız olduğunu düşünürken, umut olduğu insan onun yanındaydı. Bunu bilmese bile yanındaydı. Yalnız değildi. Bunu öğrenmesi belki çok zor olacaktı ama yanız değildi. Belki de bundan sonra hiç yalnız olmayacaktı.

2 Hafta Sonra

İki haftadır her gün yaptığım gibi yine sahilde oturmuş denizi izliyordum. Cenaze gününün üzerinden iki hafta geçmişti. O günden beri her sabah ve her okul çıkışında buraya gelip belki bağıran çocuğu görürüm diye bir saat oturuyordum. Ama her seferinde hayal kırıklığıyla ayrılıyordum. Galiba bugün de öyle olacaktı. Bir saat olmuştu ama ben kalkmak istemiyordum. Her zamanki gibi belki gelir diye kendimi kandırıyordum. Aptalın tekiydim. Bir iki kez geldi diye tekrar gelecek değildi ya.

Üzüntüyle oturduğum yerden kalkıp hastaneye doğru yürümeye başladım. Annemin durumunda hala bir ilerleme yoktu. Babamla bunun fazlasıyla farkındaydık ama anneme ve Eylül'e bir şey belli etmemeye çalışıyorduk. Kanser tedavisinde moral çok önemli olduğu için doktor bizi bir çok kez uyarmıştı. Eylül'e söylemememi de babam istemişti. Daha kötü etkilenmesinden korkuyordu. Eninde sonunda öğrenecekti ama her şey netleştiğinde söylemeyi tercih etmiştik.

Hastaneye gittiğimde doğruca annemin odasına çıktım. Annem uyuyordu. Sessizce yatağın yanındaki koltuğa oturup annemi izlemeye başladım. Annemin evde olmasını çok özlemiştim. Her sabah beni tatlı tatlı uyandırmaya çalışıp uyandıramayınca beni yataktan düşürmesini, babamla atışmalarını, Eylül'ün annemi çıldırtmalarını, güzel yemeklerini, yatmadan önce gelip beni öpmesini... Daha saysam bitmeyecek bir çok şeyi çok özlemiştim. Ama elimizden bir şey gelmiyordu. Alışmıştık bu duruma artık.

Biraz daha oturduktan sonra uyanmayacağını anladım. Yanına gidip konuşmaya başladım.

"Anne ben geldim, uyan hadi."

Annemin uykusu çok hafif olduğu için ilk söyleyişimde araladı gözlerini.

"Sen mi geldin kızım, ne zaman geldin?" dedi gülümseyerek.

"Oldu biraz, uyandırmak istemedim ama sen beni görmeden gitmek de istemedim." Ben de aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdim.

Bir süre oturup annemle sohbet ettikten sonra ders çalışmam gerektiğini söyleyip çıktım hastaneden. Son günlerde okul daha iyiydi. 12 lerin çoğu sınav telaşında olduğu için benimle uğraşmayı bırakmışlardı. Arkadaşlarımla aram hala iyiydi. Hala okulun herkesle arası iyi olan ama inek diye dalga geçilen kızıydım. Her şey kaldığı yerden devam ediyordu anlayacağınız. Ben de okulda genelde boş ders olduğu için sürekli ders çalışarak hastanede ve sahilde geçirdiğim vakitlerin yerini dolduruyordum.

Okulda geçen seneden farklı olarak 12. sınıf erkeklerinin yeni arabalarıyla hava atmalarını izliyordum. Aslında geçen sene de 12 ler hava atıyordu ama üst dönem olduğu için pek dikkatimi çekmiyordu. Bu sene ise bu da mı araba almış diye ağzım bir karış açık izliyordum. Özel bir okulda okuduğum için bu normaldi aslında ama ben burslu öğrenci olarak o tür arabalara binemeyeceğim için garip geliyordu bana.

TOPRAK KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin