Bölüm şarkısı- Radioactive. (Yukarıda bulabilirsiniz)İyi okumalar.
Kapının zili çalarken, uykumun en güzel yerindeydim. Yatağımda kırpındandım ve kalktım.
Bu saatte hangi manyak kapıyı çalardı?Aşağı indim ve kapıyı açtım.
Cole... Yüzü gözü kanlar içindeydi. İçki kokuyordu.
"Aman Tanrım! Bunu sana kim yaptı?"
Onu içeriye aldım ve koltuğa oturttum. Yaralarını temizlemek için birkaç şey aldım ve yavaşça silmeye başladım.
"Hazel..."
"Konuşma Sprouse."
"Sana öyle demek istemedim."
"Kim yaptı sana bunu?"
"Önemi yok"
"Söyle lütfen."
"Kavga ettim işte, Hazel."
"Kiminle?"
"Matthew."
Yüzünü temizledim ve yara bandını taktım. Ardında sigaramdan bir dal aldım ve yaktım.
"Siktir! Olay daha çok büyüyecek."
Yüzüme baktı ve elimdeki sigarayı aldı. Söndürdü.
"O şerefsiz hiçbir şey yapamaz artık sana. Ayrıca sigara içme."
"Nedenmiş o? Ben sürtüğüm zaten?"
Dediğim cümlenin onun içini deştiğini biliyordum. O benim için kavga etmişti. Kesinlikle dengesiz biriydi.
"Hazel, sinirle çıktı o kelimeler ağzımdan. Sana asla öyle bir şey demek istemedim."
"Kendini yorma Cole, alkollüsün. Bu koltukta uyuyabilirsin. Sabah adam akıllı konuşuruz."
Yeşil gözleri şişmişti. Ağlamış mıydı?
Cole'un ağzından( 2 saat öncesi)
Lanet olsun ki ağzımdan çıkan siktiğimin sözlerine dikkat etmemiştim!
Onu üzmek istemiyordum. Yeterince hırpalanmıştı.
O fotoğrafı bugün ona gönderdiğimde "seni bu fotoğraftaki gibi güldüreceğim." yazmıştım. Ama ben ne yapmıştım? Gidip kıza sürtük demiştim.
Duvara doğru çöktüm ve ağlamaya başladım.
Kim demiş erkekler ağlamaz diye?
Sinirle oturduğum yerden kalktım ve evden çıktım. Yoksa bu duvarlar delirmeme sebep olacaktı.
İçki içebileceğim en yakın bara girdim. Bira söyledim. İçtim.
Bir çok insan bana garip bir şekilde bakıyordu. Ne yani? Benim de dertlerim olamaz mı? Oyuncu olduğum için bana imreniyorlar ama işin arkasını görmüyorlar, bu iş gerçekten berbat.
Omzuma bir el değdi. Kafamı arkaya çevirdim. Matthew, yüzü gözü dağılmıştı. Hala bana meydan mı okuyordu?
"Biraz konuşalım mı seninle?" dedi Matthew omzumdaki elini sıkarak.
Sinirlendim ve kalktım. Dışarı çıktık. Yüzüme sert bir yumruk attı. Tek yapabildiği de buydu. Yüzüme attığı yumruk beni yeterince sinirlendirmiş onu paramparça etmeme yetmişti.
"Bana bak puşt! Bir daha ne benim ne de Hazel'ın yanından geçersen daha fenasını yaparım tamam mı?!"
Son bir tekme atıp moturuma atladım. Hazel'ın evine sürdüm.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flawless Skin//Cole Sprouse
Krótkie OpowiadaniaBen Hazel... hiç kimseyim. Ruhu insanlar tarafından binlerce kez bıçaklanan biriyim. Sevgiye mağdurum ve hayattan nasibimi aldım. Beni pas geçin.Yaşayan ölü olarak devam ediyorum. (Dikkat! Argo kelimeler içerir.)