[16.1]

175 12 6
                                    

Öncelikle kitabı boşladığım için özür dilerim, internetim bitmişti ve çok düzgün bir bağlantım yoktu. İnternetim yenilendi ve tekrar buradayım^-^ Telefonuma kısıtlama getirildiğinden günde bir bölüm atmaya çalışacağım❄

-Ne demek istiyorsun Jinyoung Hyung?

Jy: Ben... Ben senin canını hiçe saydım Youngjae.

Yj: Nasıl yani?

Jy: Jimin, lütfen benim yerime sen anlat. Bugün bu kadar darbe bana yeter.

Jm: Elbette Jinyoung. -Jinyoung'un 5 yıl önce verdiği kararı anlatır-

Jen: Hey! Sana Yoongi'yi sevmediğimi söylemiştim abi! Ne diye karamsar oldunuz şimdi.

Telefonuma gelen mesajla çatık kaşlarımla masada duran telefona yöneldim.

Jm: Bugün de mesaj alan alana, bi bana mesaj gelmedi.

Jimin Hyung'un ne dediğini anlamamıştım çünkü gelen mesajın etkisindeydim.

Jen: Youngjae? N'oluyor?

Yj: Bu mesaj Tayca.

Jy: Aishh. Anlamıştım böyle olacağını.

Jm: Tamam da sen bu mesajın Tayca olduğunu nereden anladın?

Yj: Bopalde Tayca dersine gitmiştim.

Jen: Bopal? Hindistan'daki şehir olan Bopal mi?

Yj: Evet. Annem öldüğünde elimde kalan mirasla Hindistan'a ve Tayland'a gitmiştim. Kafamı dağıtmak için.

Kapının hızlıca açılmasıyla yüzümdeki dikkatli ifade silindi ve yerini bir tebessüm aldı.

Jisoo: Abi!

Youngjae: Jisoo? Senin burada ne işin var?

Jisoo: Acilen benimle gelmen gerek.

Nefes nefese konuşuyordu, anlaşılan gerçekten önemli bir mesele vardı.

Jisoo: Hey bir saniye, Jennie? Burada ne işin var?

Jen: Yorgunluktan bayıldım da sen beni boşver. Sen Youngjae'nin kardeşi misin?

Jisoo: Evet ama... Siz tanışıyor musunuz?

Yj: Jisoo, Jennie benim çocukluk arkadaşım.

Jisoo: Vay be, her neys-

Jisoo: Abi, sen de mi buradasın?

Yj: Burada durduğumu görmüyor musun şapşal?

Bizi izlerken Jennie ve Jinyoung Hyung kıkırdamaya başlamıştı.

Jm: Komik bir şey mi var?

Jisoo: Ah, söylemeyi unuttum. Jinyoung Abi'nin yanındayken kendimi ailemden birinin yanında gibi hissettiğim için ona 'abi' diyorum. O da beni kız kardeşine benzettiği için bana 'kardeşim' diyor.

Duyduklarım ile kollarımı göğsümde birleştirdim. Jinyoung Hyung ile göz göze geldik. Onun gülümseyerek bana bakıyordu. Bunun üzerine yüzümdeki gülümseme büyüdü.

Jm: O halde bir nevi Jinyoung ile Youngjae de kardeş mi oluyor?

Jisoo: Yoo, sadece Jinyoung abim ve ben arasında bir şey bu. Yani abimi ilgilendirmiyor.

Jen: Sen de öyle bir şekilde konuşuyorsun ki gören Abi'ne nefret kusuyorsun sanar.

Jy: Youngjae, en son telefonuna gelen bir mesajdan bahsediyordun.

Y: Aa, doğru. Bir saniye Hyung.

Mesajı gördüğümde yüzümde sinsi bir gülümseme oluştu.

"AgustD:
Bak eğer sen gerçekten düşündüğüm kişiysen bu mesajı anlarsın. Bana AgustD isminin sahibinin beş yıl önce futbol takımında giydiği formanın numarasını söyle."

Yj: AgustD, sen olduğunyu biliyordum.
dedim sesli bir şekilde.

Jisoo: AgustD mi? Neyden bahsediyorsun abi?

Jisoo ve Jennie bana meraklı gözlerle bakıyordu. Fakat tüm dikkatim telefonuma gelen bu mesajdaydı. Onların bakışlarını umursamadan tuş takımını açtım ve bir mesaj yazdım.

"ChoiYoungjae:
AgustD, evet benim. Numarayı neden soruyorsun. Hafızan kuvvetlidir senin. Yükselenin başak burcu nasıl olsa :)"

"ChoiYoungjae:
Ha bu arada, senin Jennie'ye attığın 'Sana senden daha yakınım' mesajını gördüm. Ayağını denk al. Beş yıl önce futbolda gücünü gösterdiğim bacaklarım hala formunda. Tekme atma konusunda ne kadar iyi olduğumu sen bilirsin :) Değil mi? Numarayı hala merak ediyor olmalısın. Jennie'ye olan inadından ve nefretinden dolayı o yıl formana beş yıl önceki yaşını yazdırmıştın. '15'."

"ChoiYoungjae:
Sana yok olmaya yüz tutmuş geçmişini yüzüne vuracağımu söylemiştim. Eğer Jennie'yle uğraşmaya devam edersen, bu sadece bir başlangıç AgustD. :)"
                                                  /Okundu/

Kimsesizler/ MYG&KJNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin