Öncelikle kitabı boşladığım için özür dilerim, internetim bitmişti ve çok düzgün bir bağlantım yoktu. İnternetim yenilendi ve tekrar buradayım^-^ Telefonuma kısıtlama getirildiğinden günde bir bölüm atmaya çalışacağım❄
-Ne demek istiyorsun Jinyoung Hyung?
Jy: Ben... Ben senin canını hiçe saydım Youngjae.
Yj: Nasıl yani?
Jy: Jimin, lütfen benim yerime sen anlat. Bugün bu kadar darbe bana yeter.
Jm: Elbette Jinyoung. -Jinyoung'un 5 yıl önce verdiği kararı anlatır-
Jen: Hey! Sana Yoongi'yi sevmediğimi söylemiştim abi! Ne diye karamsar oldunuz şimdi.
Telefonuma gelen mesajla çatık kaşlarımla masada duran telefona yöneldim.
Jm: Bugün de mesaj alan alana, bi bana mesaj gelmedi.
Jimin Hyung'un ne dediğini anlamamıştım çünkü gelen mesajın etkisindeydim.
Jen: Youngjae? N'oluyor?
Yj: Bu mesaj Tayca.
Jy: Aishh. Anlamıştım böyle olacağını.
Jm: Tamam da sen bu mesajın Tayca olduğunu nereden anladın?
Yj: Bopalde Tayca dersine gitmiştim.
Jen: Bopal? Hindistan'daki şehir olan Bopal mi?
Yj: Evet. Annem öldüğünde elimde kalan mirasla Hindistan'a ve Tayland'a gitmiştim. Kafamı dağıtmak için.
Kapının hızlıca açılmasıyla yüzümdeki dikkatli ifade silindi ve yerini bir tebessüm aldı.
Jisoo: Abi!
Youngjae: Jisoo? Senin burada ne işin var?
Jisoo: Acilen benimle gelmen gerek.
Nefes nefese konuşuyordu, anlaşılan gerçekten önemli bir mesele vardı.
Jisoo: Hey bir saniye, Jennie? Burada ne işin var?
Jen: Yorgunluktan bayıldım da sen beni boşver. Sen Youngjae'nin kardeşi misin?
Jisoo: Evet ama... Siz tanışıyor musunuz?
Yj: Jisoo, Jennie benim çocukluk arkadaşım.
Jisoo: Vay be, her neys-
Jisoo: Abi, sen de mi buradasın?
Yj: Burada durduğumu görmüyor musun şapşal?
Bizi izlerken Jennie ve Jinyoung Hyung kıkırdamaya başlamıştı.
Jm: Komik bir şey mi var?
Jisoo: Ah, söylemeyi unuttum. Jinyoung Abi'nin yanındayken kendimi ailemden birinin yanında gibi hissettiğim için ona 'abi' diyorum. O da beni kız kardeşine benzettiği için bana 'kardeşim' diyor.
Duyduklarım ile kollarımı göğsümde birleştirdim. Jinyoung Hyung ile göz göze geldik. Onun gülümseyerek bana bakıyordu. Bunun üzerine yüzümdeki gülümseme büyüdü.
Jm: O halde bir nevi Jinyoung ile Youngjae de kardeş mi oluyor?
Jisoo: Yoo, sadece Jinyoung abim ve ben arasında bir şey bu. Yani abimi ilgilendirmiyor.
Jen: Sen de öyle bir şekilde konuşuyorsun ki gören Abi'ne nefret kusuyorsun sanar.
Jy: Youngjae, en son telefonuna gelen bir mesajdan bahsediyordun.
Y: Aa, doğru. Bir saniye Hyung.
Mesajı gördüğümde yüzümde sinsi bir gülümseme oluştu.
"AgustD:
Bak eğer sen gerçekten düşündüğüm kişiysen bu mesajı anlarsın. Bana AgustD isminin sahibinin beş yıl önce futbol takımında giydiği formanın numarasını söyle."Yj: AgustD, sen olduğunyu biliyordum.
dedim sesli bir şekilde.Jisoo: AgustD mi? Neyden bahsediyorsun abi?
Jisoo ve Jennie bana meraklı gözlerle bakıyordu. Fakat tüm dikkatim telefonuma gelen bu mesajdaydı. Onların bakışlarını umursamadan tuş takımını açtım ve bir mesaj yazdım.
"ChoiYoungjae:
AgustD, evet benim. Numarayı neden soruyorsun. Hafızan kuvvetlidir senin. Yükselenin başak burcu nasıl olsa :)""ChoiYoungjae:
Ha bu arada, senin Jennie'ye attığın 'Sana senden daha yakınım' mesajını gördüm. Ayağını denk al. Beş yıl önce futbolda gücünü gösterdiğim bacaklarım hala formunda. Tekme atma konusunda ne kadar iyi olduğumu sen bilirsin :) Değil mi? Numarayı hala merak ediyor olmalısın. Jennie'ye olan inadından ve nefretinden dolayı o yıl formana beş yıl önceki yaşını yazdırmıştın. '15'.""ChoiYoungjae:
Sana yok olmaya yüz tutmuş geçmişini yüzüne vuracağımu söylemiştim. Eğer Jennie'yle uğraşmaya devam edersen, bu sadece bir başlangıç AgustD. :)"
/Okundu/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesizler/ MYG&KJN
Fanfiction'Gizem Gerilim #90 / 19.08.2017' Ailesinin geçmişte kendisine ve canından çok sevdiği kardeşine karşın yapılan acımasız yaptırımlarından kurtulmakla mücadele eden, işleri yoluna koymuş iken karşısına ailesinin yıkılma nedeni ile yüz yüze gelen Park...