Yoldan bir taksi çevirdik. Doruk ön koltuğa ben ile Tolga arkaya geçmiştik. Ben hala Tolga'ya sımsıkı sarılıyordum.O sırada dikiz aynasında Doruk'un bize baktığını gördüm.
"Yiğit bizi öldürecek"dedi Tolga sessizliği bozarak. "Telefonum kursta kaldı" dediğimde Doruk cebinden telefonu çıkartıp "Batuhan'a söylerim getirir" diyip kulağına getirdi.
"Alo"
"..."
"Asmin telefonu orda kalmış getirirmisin?"
"..."
"İyi"
"..."
"Tamam" diyip bana telefonu uzattı. Elime alıp kulağıma getirdim. "Efendim" dediğimde. "Seni çok merak ettik. Neden söylemedin bize.
Dur Açelya seni istiyor?" Bişe dememi beklemeden telefonu Açelya'nın aldığını anladım.
"Asmin baban seni aradı, ne diyeceğimi bilemedim, bayıldığını söyliyemezdim, o yüzden Geziyoruz dedim" Bunlar benim konuşmama neden izin vermiyorlar.
"Alo Asmin ordamısın" dediğinde kendime gelip cevap verdim "Evet , seni seviyorum" .
"Bende seni hadi iyiy bak kendine akşam ara beni " diyip telefonu kapattık.
Tolga bana şaşkınca bakıtığında ne dercesine kafamı sallıyordum. " Sen Batuhan'a onu sevdiğini mi söyledin ?" dediğinde "Hayır" diye cevap verdim hemen.
Telefonu Doruk'a uzattığımda elimden sertçe çekti. Neye kızmıştı şimdi bu?. "Evet seni seviyorum dedin kulaklarımla duydum" Tabiya Açelya ile konuşuyordum.
"Açelya'ya demiştim onu!" Doruk gülmeye başlamıştı."Bende Batuhan'dan hoşlandığını düşünmüştüm" diyip oda gülmüştü. Bana gülmek nedemekmiş gösteririm ben şimdi size.
" Evet Batuhan'dan hoşlanıyorum." dediğimde ikisininde gülmesi durmuştu. Ben ise kendimi gülmemek için zor tutuyordum. "Emin misin Asmin " dedi Tolga.
Dudaklarımı birbirine bastırıp ciddileştim. "İhtimaller,ihtimaller,ihtimaller" diye imalı imalı konuştum. Doruk'a döndüğümde çenesi gerilmişti ve sinirli görünüyordu.
Salak çocuk. Bir öylesin bir böyle. Omuzlarımı silkip tekrar önüme döndüm. Ben senin canını yakmayı iyi bilirim."Ne ihtimali" diye bağırdı Tolga. Takıldığını biliyordum.
Bağırışına gülerek cevap verdim. "Hayır.Seni fena abi denetimine alıyorum.Sana erkek arkadaş yok!!" derken dudaklarını birbirine bastırmış yan gözle Doruk'a bakıyordu.
Doruk iyice gerilip yerinde kıpırdadı."Abi beni şurda indir ben biraz yürüsem iyi olur. Hastane ortamı pek iyi gelmiyor bana" diyip sinirli bakışlarını bana dikti.Ne bakıyon
.Omuzlarımı silkip umursamaz davranırken Şoför arabayı sağa çekmişti bile. Arabadan çıkıp kapıyı sertçe kapattığında yerimden sıçradım.
"Odunun hammaddesi" diye mmırıldanırken Tolga bana kıkırdayarak bakıyordu. Gözlerimi kısıp ölümcül bakışlarımı ona gönderdim.
"Tek kelime edersen kafanı önündeki koltukta parçalarım." deyince kaşları havaya kalktı. "Hastaneden yeni çıkmana rağmen formunu koruyosun bakıyorumda." dedi iğneleyici bir tonda.
Cevap vermemiştim.Eve gelene kadar da hiç konuşmamıştık. Ona veda edip eve girdim. Yiğit'in evde olmaması çok iyiydi aslında.Bugün erken uyusam iyiydi. Odama çıkıp üstümü değiştirdim.
Sadece benim odamın ışığı yanıyordu.Kapının tıklanmasıyla yerimden zıpladın. Kim gelmiş olabilir. Aman bakmasam çalar çalar gider diyip yatağıma uzandım.
Birkaç dakika sonra tıklama sesi kesilmişti. Dişlerimi fırçalamak için lavaboya gittim. Yeşil diş fırçamı alıp fırçalamaya başladım. Aynada kendime bakıyordum.
Gerçekten kimden hoşlandığımı bile bilmiyorum. Ağzımı çalkalıyıp iyice temizledim. Banyonun ışığını kapatıp içeri geçtim.
Masamın üzerindeki kitabı alıcakken aniden duvara yapıştım "Doruk! Ne işin var burda" sırtım sızlanıyordu ama acı çekmiyordum .
"Telefonunu getirdim. Kapıya vurdum ama açmadın." telefonu bana uzattı elinden alıp. "Saol ya hiç zahmet etmeseydin . Ben Batuhan dan alırdım." diyip itikledim.
Beni tekrar duvara yapıştırıp "Gerçekten Batuhan dan hoşlanıyormusun " dediğinde daha da sinirlenmiştim "Evet" diye bağırdım.
"Bak şuan 2-1 öndeyim eğer 2-2 olmak istiyorsan ki bu biraz zor. Batuhan'ı benim ve kursun önünde öpüceksin 'dudaktan'. Tabi savaşı kazanmak istiyorsan . Zaten Batuhan'ı seviyorsun buda işini kolaylaştırdı." diyip.Serbest bıraktı.
"Bu savaşı kazanacağıma emin olabilirsin" dediğimde arkasına dönüp bileklerimden tuttu. "Başkası kalbini çalmadan bu işi yarın hallet bence" diyip odanın kapısını çarpıp gitmişti. Hala şoktan çıkamamıştım. Ve bi anlaşma yapmıştık bu savaşa istemesemde devam ediyordum. Niye. Sırf ona inat diye . Bunu yapıcaktım Batuhan'ı öpücektim . Ama kalbimi biri çoktan çalmış durumda. telefonu elime alıp Açelya'yı aradım. Bir süre çaldıktan sonra.
"Alo" dedim. "Asmin şimdi nasılsın iyimisn?" dediğinde sesi neşeli çıkıyordu. "İyiyim saol yine haber vermek istedim. Yorgunum yarın görüşürüz" diyip telefonu kapattım.
Herkez mutluyken ben hep mutsuzdum. Herkez gülerken ben bir köşede oturur ağlardım. Kapının açılma sesini duyu yatağın içine girdim. Uyumuş numarası yapmaya başaladım.
Bir süre sonra odanın kapısının açıldığını duydum. "Asmin uyuyormusun?" dediğinde Yiğit olduğunu anladım.
Ses vermedim uyuduğumu zanletsin diye yoksa nerde kaldığımı neden haber vermediğimi sorar kısacası sorguya çekerdi. Odanın kapanma sesiyle gözlerimi açtım.
Düşünüyordum. Uykum ağır bastırınca uyumaya karar verdim nede olsa yarın zorlu bir gün ..
***
Kollarımı açıp esnedim. Gözlerimi ovuşturdum. Saate baktığımda 10:30'tu Yataktan fırlayıp Banyoya girdim.
Güzel bir duş alıp Siyah deri taytımın üstüne fuşya rengi bluzumu giydim. Saçalarımı tepeden toplamıştım. Aşağıya indiğimde Yiğit'in hiç birşeyden haberi olmamasını diledim.
Merdivenin bitmesine son bir kaç adım kalmıştı ki "Asmin" diye seslendi. Öğrenmiş. Napıcam ben şimdi. Kesin cezalıyımdır.
"Asmin, sana diyorum" son basamakları inip yanına gittim "Efendim" Çok kızma, çok kızma "Tolga seni bekliyor" dedi "Bak özür dilerim haber vercektim ama..Ne Tolga mı?" Zor yırttım valla.
"Neyi haber vericektin Asmin" el sallayıp "Tolga'nın beni almaya geleceğini" diyip aptalca bir yalan uydurdum. Ayakkabılarımı giyip arabaya ilerledim.
Ön kapıyı açtığımda Doruk'un oturduğunu farkettim. Camlar siyeh olduğu için görmemiştim. " Arkaya geç bücürük" dediğinde sertçe kapıyı vurup arkaya geçtim. "Günaydın Prenses" .
"Günaydın Tolga" diyip sessizliğe gömüldük. Kursun önüne geldiğimizde. Tolga arabadan inip "O kapıyıkimin kilitlediğini bulucam" dedi ve inmeme yardım etti.
"Bak Tolga gerek yok bilen biri yapmazdı" dediğimde aniden dönüp "Yapmıyacaktı" dedi. Korkup sinmiştim. İçeri girince herkez geçmiş olsun dilemişti. Doruk bana bakıp sırıtıyordu. Nedemek istediğini anlamıştım. Dersin başladığını söyleyen zille eşlerimizin yanına gittik. Batuhan bana yaklaştıkça sırıtıyordum "Bu sırıtmayı neye borçluyuz" dediğinde elini belime sarmıştı bile. "Birazdan seni öpücem buna itiraz etmessin umarım" derken Doruk'un gösterdiği dans hareketlerini tekrarlıyorduk. "İtiraz mı? nerden çıktı şimdi bu" elleriyle beni döndürüp belimden tutup eğdi. "Lütfen,şimdi öpme me izin ver" eğer şimdi öpmezsem bidaha yapamazdım asla cesaretimi toplayamazdım. Beni dik duruma getirip. İki elinide bel boşluğuma koydu.
Sizce Batuhan Asmin'i
a)Öpücek
b)Öpmicek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 GÜN
Teen FictionSen o sinirlin halin var ya , Hiç çekilmez oluyorsun o an. Ama şu ağlarken ki bakışların ses tonun, Şey der gibi ; Sana çok sinirliyim ama tek çarem de sensin..