6 GÜN

24 3 0
                                    

Huzurlu uykumdan koridordan gelen tıkırtılarla uyandım.Hırsız mı girmişti? Yok canım. Yiğit evi en güvenli yollarla koruyordu.Güvenlik kameraları dahil.Kimdi o zaman bu?Akın'ın kollarından yavaşça sıyrıldım. Gayet sakin görünüyordu. Ve huzurlu. Ve tatlı .Ve yakışıklı. Odaklan Asmin, tıkırtılara odaklan. Parmak uçlarımda  hafifçe aralık olan kapıdan karanlık kolidora doğru yürüdüm. Serin hava bacaklarımı yalamıştı.Hangi akla hizmet bu havada şortlu geceliğimi giydiysem!

 Oha! bir de ben bu halde Akın'ın yanın da mı yattım.Tıkırtılar alt kattan geliyordu. Yiğit.Şimdi.Hangi.Delikte.Acaba.Ben.Neden.akın'ı.Uyandırmadım.

Koridorun sonuna ulaştığımda ışığı yakınca etrafa yayılan sarı ışık gözlerimi kamaştırdı. Bir kaç saniye bekledim.Merdivenleri ağır kaliteli alkol kokusu sarmıştı.Cidden mi? Eğer Yiğit'se sürahideki suyu başından aşağıya boşaltırdım. Merdivenlerden inmeye başladım. 

Kendimi korku filmlerindeki odaya girmemesi gerektiğini bilen ama bunu bile bile giren ve her izlediğimde sövdüğüm kızlar gibi hissediyordum.Derin bir nefes alıp merdivenin son basamağını atlamıştım. Karşımdaki karanlık sulietin kim olduğunu seçememiştim ama ayaklta zor durduğu kesindi. 

Kaçmak zorunda kalırsam diye ayağımı yan çevirdim."Kimsin sen?" diye fısıldadım.Karaltı bana yaklaştıkça ben merdivenlerden geri geri gidiyordum.Tamamen ışığa çıkınca yüzünü gördüm. Bir oh çektikten sonra tekrar ciddileştim."Bu saatte evimde ne işin var?"diye tısladım."Benden ne istiyorsun Asmin?" diye sordu.

Sesi boğuktu. Alkolden olmalıydı." Eve nasıl girdin" dediğimde geriye doğru hafif yalpaladı. Kolumu beline koyup aşağıya indirdim.Bu durumda onu bırakamazdım değil mi? Salona vardığımızda onu koltuğa bıraktım.Sızmasını bekliyordum ama tam tersi daha da ayaklandı.Koltuktan enerji falan mı alıyordu bu çocuk.

"Benden ne istiyorsun Asmin?" sorusunu sertçe tekrarladı."Bunu gerçekten öğrenmek mi istiyorsun Doruk" dedim. 

Sorularıma soruyla cevap verirse sorularına soruyla cevap alır. Çok mu beyin fırtınası yapıyorum ne.

"Evet bilmek istiyorum"dedi.

"Kazanınca herşey bitecek mi? Artık bu savaştan çok sıkıldım. Peşimi bırakırmısın kazanınca?"

"Galibiyetimin bir bedeli olacak elbet. Canımı yakarsan canını yakarım Asmin"diyince yutkundum. Böyle felsefi ve eski insanlar gibi konuşması hiç hayra alamet değildi.

"Söyle!" diye bağırdı. Kafamı yana doğru eğip onu baştan aşağıya süzdüm. Bu çocuktan beni çeken birşey vardı ve ben bitmesini istemiyordum.

 Bir müddet bekleyip ayağa kalktı.

"Nereye?" dediğimde. Kısık sesle gülüp "Eve gidiyorum istersen benle gelebilirsin" dedi. 

"Ha ha  ha Doruk" dedim. Çıkışa yönelirken herzaman merak ettiğim soruyu sordum ona

"Doruk ben senin için neyim?" işte ne zamandır sormak için çabaladığım soru şimdi çıkmıştı ağzımdan. Bu soruma çok şaşırmıştı.

"Ne?" diyip soruma yine soruyla karşılık verdi.

"Neyinim  ben senin?" diye tekrarladım.

" Neyim mi?" dedi. Gayet net. Cevaplasana GDO'lu Hıyar(ım). Çok mu zor soru sordum?  Bön bön bakma suratıma.

"Evet benimle neden bu kadar çok uğraşıyorsun? Yani istesen bu savaşa başlamazdın bile . İstesen takmazdın, umursamaz başından savmaya çalışırdın.Ama öyle yapmadın.Nedenini soruyorum" dedim. 

6 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin