Hay gayz aylar sonra ben geldim sldjlg
Yeni bir eve taşınıp neredeyse bir ay modemsiz kaldığımı,
Çökmesin diye dua ettiğim fakat yine de çöken bilgisayarımın tamirde olduğunu,
İnşallah büte kalmam dediğim genel kimyadan büte kalıp yetmedi bütten de kaldığımı düşünürsek, NORMAL YANİ GEÇ GELMEM DLFJFLJL
Geldim yani sonuç olarak :') Hadi sustum okuyun bari :3
Jungkook dövme tabancasının cızırtılı sesini seviyordu. Makineyi her çalıştırdığında ve o ses odayı doldurduğunda sinirleri gevşiyordu, mutluluk ve sakinlik dolu bir dünyaya geçiş yaptığını hissediyordu. Bu ona öyle bir huzur veriyordu ki saatlerce durmaksızın dövme yapabilirdi, ama müşterilerinin iyiliği ve rahatı için bunu yapmıyordu. Herkesin acı eşiği farklıydı, bazen bir kızın göğsüne tüm dövmeyi yaptığı olurdu, dört saatlik aralıksız bir seans ile kız hala sakin olur ve onunla sohbet ederdi, bazense kocaman adamlar omuzlarına yazdıracakları birkaç basit kelimeye bile dayanamazlardı.
Dövme sanatı geniş bir dünyaydı, birçok farklı stil ve tekniklerle doluydu, ve o hepsini denemeyi seviyordu, her zaman dövme tabancasıyla pratik yapar ya da kalemle kağıda çizimler yapardı. Eski ve klasik desenlerden yeni ve trend desenlere kadar hepsini yapabilirdi. Ve bu nedenle şehirdeki en iyilerdendi. Çoğul eki buradaki anahtar kelimeydi çünkü en iyi pozisyonu Kwon Jiyong'a aitti. Jungkook çoğu kişiden eğitmeninin pozisyonunu yakında alacağını duymuştu, ama Jiyong hala çok gençti ve dünyaya tanıtacağı çokça yenilik vardı, ve Jungkook hala ondan öğrenmeye istekliydi, Jiyong'un seviyesine gelmesine daha çok vardı.
Jungkook on sekiz yaşına bastığında; parlayan gözleriyle ve heyecanlı gülümsemesiyle birlikte elinde kendi çiziminin olduğu kağıtla dövme salonuna ilk dövmesini yaptırmak için geldiğinde, büyük olan onunla ilgilenmişti. Jiyong onun ortaya çıkmayı bekleyen gizli yeteneğini görmüş ve yanında eğitim almasını istemişti, ve Jungkook da elbette Jiyong gibi birinin çırağı olma şansını kabul etmişti.
Ve işte böylece, 24 yaşına gelmiş, şimdi elinde gelecek ay için ona dövme yaptırmak isteyenlerin listesini tutuyordu. İşini seviyordu ve bu ona dövmelerinde ve dizaynlarında ilham gelmesini sağlıyordu.
Ebeveynleri en başta mesleğinden memnun değillerdi, sanatla karnın doymayacağını düşünüyorlardı, ama Jungook çizimlerini geliştirerek ve dövme makinesiyle durmaksızın pratik yaparak onları yanıltmıştı. Ve şimdi şehrin merkezindeki büyük eviyle, güzel arabasıyla ve banka hesabındaki para miktarıyla gurur duyuyordu.
Jungkook hayatından memnundu, mesleği onun tutkusuydu ve bu her gün işe mutlulukla gitmesini sağlıyordu. Eh, her yerde yüzünde mutlu bir sırıtışla dolanmıyordu tabi çünkü koruması gereken cool bir imajı vardı, ama hala mutluydu, içten içe.
Özel hayatı da kötü değildi. Birçok arkadaşı vardı, %90'ı onunla aynı mesleğe sahip profesyonellerdi, aynı zamanda ondan büyüklerdi, çünkü onun yaşına yakın olanlar rakip kaldıramayan kıskanç aptallardı.
Böylesine geniş bir arkadaş çevresine sahip olması, çoğu gece dışarıda takılmasına olanak sağlıyordu, saatlerini barlarda içerek, atıştırarak ve sohbet ederek geçirirdi, ya da gece kulüplerine dans etmek için gider ve eve tatlı bir kız ya da yakışıklı bir oğlan atardı.
Yani Jungkook rahatlıkla hayatının mükemmel olduğunu söyleyebilirdi.
Tüm bunları ele alınca, kuzeninin sözleriyle Jungkook'un dünyanın başına yıkıldığını hissetmesinin sebebi buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babysitter // Jikook [Çeviri] ✓
FanfictionÇeviridir. Yazardan bizzat izin alınmıştır. https://www.asianfanfics.com/story/view/1032334/babysitter-fluff-t-jikook-sliceloflife @callmenolan'a ithafen.