Part 7

12.3K 1.1K 473
                                    

"Atarlı ergenler gibi görünüyorsun." Dedi Donghyuk sinirli bir ses tonuyla, Jungkook'un sandalyeye çökmüş kambur formuna iğrenerek baktı. Jungkook siyah kapüşonunun altından ona öyle soğuk bir bakış attı ki Donghyuk'un titreyerek Hyuna'nın arkasına saklanmasına neden oldu.

"Hayır." Net bir şekilde cevapladı ve kapüşonuyla tekrar gözlerini gizleyerek masanın üzerinde duran kağıda kurukafa çizimleri yapmaya devam etti.

Seokjin'in geri dönüşü üzerinden üç hafta geçmişti. İlk günler oldukça güzeldi; geceleri geç yatmış ve sabahları da birkaç saat fazladan uyumuştu, ayrıca çocuğun sağlığına zararlı mı değil mi diye endişe duymaktan kurtulmuş ve istediği yiyecekleri yemişti rahatça, ve alelacele koşturarak Sungjae'yi okuldan alma derdi de yoktu. Ama onun varlığını özlemişti, Sungjae boş apartmanını neşeyle doldurmuştu ve o gidinceye kadar aslında ne kadar da yalnız olduğunu fark edememişti. Evi böylesine ıssız ve sessiz görmek garip hissettiriyordu, bu yüzden arkadaşlarıyla iletişim kurmuş ve biraz eğlenebilmek için neredeyse her geceyi dışarıda geçirmişti. Ama artık eskisi gibi sarmıyordu ve sessizlik hala evinde mevcuttu. Yalnızlıktan eskisi kadar zevk almadığını fark etmişti Jungkook.

Bir de Jimin meselesi vardı, öğretmeni çok fazla düşünmemeye çalışıyordu, ama bir şekilde, en olmadık anlarda Jimin'in gülümseyen yüzü geliyordu aklına. Seokjin birkaç kez ismini zikretmişti, Jimin'i görebilmesi için Sungjae'yi okuldan almaya gitmesini teklif etmişti ona hatta, ama Jungkook hemen konuyu değiştirmişti. Kuzeni ise anlayacağını anlamış ve bir daha öğretmenden bahsetmemişti.

Jungkook iç çekti, çizdiği kuru kafalara birkaç şekil daha ekledi. Hyuna ve Donghyuk onu yalnız bırakmışlardı onları öldürmesinden korkuyorlardı. Ama Jiyong dongsaengi için kötü hissediyordu, ve yanına dikkatlice yaklaşarak bir sandalye çekip oturdu.

"İyi misin?" Jungkook patronunun sesini duymasıyla yerinde sıçradı ve utangaçça ona bakarak kapüşonunu biraz geriye çekti.

"Evet." Kulağa hiç inandırıcı gelmiyordu, kendi bile inanmamıştı, ama denemeye değerdi. Jiyong şüpheyle ona baktı, normalde fazla üstelemezdi ama Jungkook'un başına kapüşon geçirip kimseyi umursamayarak etrafta dolaşmasından bıkmıştı.

"Neden sevimli öğretmeni özlediğini kabullenmiyorsun artık?" Hyuna ve Donghyuk nefeslerini tutarak şaşkınlıkla baktılar ona, bunun patronlarının ölmeden önceki son sözleri olmasından korkuyorlardı. Ama Jungkook aynı soğuk bakışları patronuna yöneltemedi, dudaklarını birbirine bastırarak çizim yapmaya devam etti, omuzlarını silkti yalnızca.

"Aptallık ediyorsun Jungkook." Jungkook iyice sandalyesine sindi, bir duvarla bir kedi arasında kıstırılmış bir fare gibi hissediyordu kendini, hyungunun onu azarlamasıyla kendini küçücük hissetmişti. "Bariz bir şekilde ondan hoşlanıyorsun, ve bunu görmezden gelmenin sana hiçbir faydası yok."

"Anlamıyorsun..." Dedi kısık bir sesle. Jiyong genç olanın bu tavırlarına karşı sabrını yitirmek üzereydi, şımarık çocuklar gibi davranıyordu.

"O zaman açıkla bana."

"O-O da aynı şekilde hissediyor mu bilmiyorum." Jiyong homurdanarak gözlerini devirdi. Jungkook'la yüz yüze gelebilmek için genç olanın sandalyesini geriye çekti hafifçe.

"Eh, buraya geldiğindeki davranışlarını düşününce rahatlıkla söyleyebilirim ki, o da %100 senden hoşlanıyor." Jungkook alt dudağını ısırdı. Evet, bunu biliyordu, Jimin onu dikizlerken yeterince belli etmişti zaten. Jungkook Jimin'in de aynı şekilde hissettiğini biliyordu, ama bunun iyi bir bahane olduğunu düşünmüştü.

"O Sungjae'nin öğretmeni, uygun karşılanmaz." Bu kez Jiyong kafasını iki yana sallayarak kahkaha atınca Jungkook kaşlarını çatarak ona baktı.

Babysitter // Jikook [Çeviri] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin