"Kiminle konuşuyorsun?" Jungkook'un telefonuna odaklanmış bakışlarını gören Donghyuk kaşlarını imayla kaldırıp indirerek sordu.
"Sana ne ki?" Stüdyodaki kendi bölümünden müdehale etti konuşmaya Hyuna. "Seni alakadar etmiyor." Sırıtarak baktı ona, bir yandan da uzun tırnaklarını inceliyordu.
Bu öğle sonrası üçünün de canı sıkılmıştı, yapacak fazla işleri yoktu. Jiyong dövme salonundaki eksikleri gidermek için dışarı alışverişe çıkmıştı. Canı hiç de sıkılıyora benzemeyen tek kişi Sungjae'ydi, Jungkook'un ona birkaç gün önce aldığı çizim defterine bir şeyler karalıyordu.
"Sevgili dongsaengim için endişeleniyorum sadece..." Dedi Donghyuk somurtarak, Hyuna'nın sözlerine kırıldığını vurgulamak için elini kalbinin üzerine koydu.
Bu hareket Jungkook'un seslice homurdanmasına neden oldu. "Sanki özel hayatımı çok önemsiyorsun da..." Donghyuk güldü ve kafa salladı.
"Tamam, tamam. Pek de hal hatır soran arkadaş canlısı bir hyung olmadığımı kabul ediyorum ama seni önemsemediğimi söylemen..." Jungkook ona yandan bir bakış attı, fakat telefonu yeni mesaj geldiğine dair ötünce tekrar telefonuna döndü.
"Haksız da sayılmaz doğrusu." Dedi Hyuna genç olana bakarak. "Yeni kız arkadaşın mı?" Sordu merakla, sıkıntısını giderebilecek bir dedikodu bulduğu için gözleri parlıyordu.
Jungkook ikisinin ani ilgilerine karşı gözlerini devirdi. "Bildiğiniz üzere uzun süredir dışarı çıkmıyorum bile." Dedi kafasıyla Sungjae'yi işaret ederek. "Öğretmeniyle konuşuyorum."
"Vay canına, onunla mesajlaşacak kadar ilişkiyi ilerlettiniz mi?" Jungkook telefonunu kucağına koyarak hyunguna döndü.
"Öyle değil." Kendini savunmaya çalıştı, ama bu Donghyuk'un gülmesine neden oldu yalnızca. "Sungjae hastalandı ve o da yardım etmeye geldi sadece." Mırıldandı yumuşakça, yardıma muhtaç kaldığı için hala biraz üzgün hissediyordu. Tabi iki sunbae de olayı Jungkook'un anlattığından çok daha farklı anlamışlardı.
Hyuna ve Donghyuk dudaklarındaki alaylı gülümsemelerle birbirlerine baktıktan sonra Jungkook'a yaklaştılar, genç olanın yanına oturduklarında hala sırıtmaya devam ediyorlardı.
"Oh? Yani onu evine davet ettin?" Dedi Hyuna gözlerini kırpıştırarak, yumruk yaptığı ellerine çenesini yaslamıştı. "Hmm~ İkiniz şimdiden o kadar yakınlaştınız mı?" Jungkook kendini savunmak için ağzını açmıştı ki araya Donghyuk girdi.
"Çok tatlı. Biraz klişe ama ikinizin arasında oluşacak bir romantizm çok tatlı olur. Kuzeninin oğlunun masum öğretmeni ve hayatında daha önce hiç kimseyi umursamamış duygusuz dövme sanatçısı, birbirlerine kör kütük aşıklar..." Dedi Donghyuk rüya dolu bakışlar ve büyük bir gülümsemeyle.
"Kes şunu." Tısladı Jungkook sıktığı dişlerinin arasından. "Öyle bir şey yok..." Jungkook'un bariz kızarmış yanaklarına güldü ikisi de, bunun üstüne yetmezmiş gibi telefondan bir kez daha bildirim sesi geldi.
"Vay canına epey de istekli." Güldü Donghyuk omzunu sıvazlayarak. "Böyle devam esersen çok geçmeden yatağa atarsın onu." Hyuna eliyle ağzını örterek kıkırdadı, Jungkook onlara ölümcül bakışlar atarken Jimin'i yatağında hayal etmemek için kendini tutuyordu. Kendisine karşı dürüst olacaksa eğer, Jimin'i oldukça çekici buluyordu. Giydiği dar pantolonlardan belli olan kaslı bacaklarına bakılacak olursa fit bir vücudu vardı, olağanüstü derecede dolgun ve sıkıydı.
Jungkook başını iki yana sallayarak bu düşünceleri beyninden uzaklaştırmaya çalıştı. Jimin Sungjae'nin öğretmeniydi, aralarında bir şey yaşanması uygun olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babysitter // Jikook [Çeviri] ✓
FanfictionÇeviridir. Yazardan bizzat izin alınmıştır. https://www.asianfanfics.com/story/view/1032334/babysitter-fluff-t-jikook-sliceloflife @callmenolan'a ithafen.