Part 3

15.4K 1.2K 742
                                    




Sungjae Jimin'in dersin başında hepsine dağıttığı kağıtlara mutlulukla resim çiziyordu. Öğretmen onlardan en sevdikleri şeyi çizmelerini istemişti. İnsan, nesne ya da hayvan olması fark etmezdi, en çok önem verdikleri şeyi çizmelilerdi, bu yüzden çocuk hiç tereddüt etmeden istediği renkleri seçti ve çizmeye başladı.

"Vay canına, Sungjae sen gerçek bir sanatçısın!" Haykırdı Jimin çocuğun hala çizmekte olduğu resmi görünce. Jimin Seokjin'i rahatlıkla ayırt edebilmişti, Sungjae onu geniş omuzlu ve upuzun boylu çizmişti, yüzünde büyük ve sıcak bir gülümseme vardı. Jimin Sungjae'nin yanında kendisinin olduğunu fark etti, ve yüzüne içten bir gülümsemenin yayıldığını hissetti öğretmen, dünyadaki en sevdiği insanları çizdiği bu resme onu da dahil ettiği için mutlu hissediyordu. Sungjae kendini iki yetişkinin arasında çizmişti, Seokjin'in elini tutuyordu.

Jimin'in diğer yanında ve ona epey yakın bir şekilde, başka bir adam vardı, ve uzun boyuyla geniş omuzlarını ele alınca, siyah saçlı ve düz ifadeli bu adamın Jungkook olduğunu anlamıştı Jimin.

"Teşekkür ederim!" Haykırdı çocuk heyecanla, sarı boyayı masaya bırakıp mavi olanı eline aldı. "Kookie hyung bana nasıl çizmem gerektiğini öğretiyor." Çocuk dilini çıkarmış ve konsantrasyon içinde dört kişinin üstüne mavi bulutlar çizmeye başlamıştı.

"Oh, gerçekten mi? O da resim çizmeyi seviyor mu?" Sordu Jimin merakla. Dürüst olmak gerekirse Jungkook onun gözünde çok gizemliydi. Normalde insanları kolaylıkla okuyabilir ve onlara kendini sevdirmek için karşılarında nasıl davranması gerektiğini çözebilirdi, ama konu Jungkook olunca ne yapması gerektiğini pek de bilemiyordu. Soğuk bir aurası vardı ve bu durum Jimin'in ona yaklaşmasını zorlaştırıyordu, her ne kadar siyah saçlı oğlan arada sırada içten bir şekilde gülümsese de, koyu gözleriyle Jimin'in geri adım atmasına neden oluyordu.

"İnsanları boyuyor." Dedi çocuk, bu anlaşılır olmayan açıklaması öğretmeni şaşkın bırakmıştı. "Onun mesleği bu."

"İnsanları mı boyuyor? Makyajla mı?" Sordu Jimin, ama çocuk çizimine çok konsantre olmuştu, dudaklarını büzmüş ve çizdiği dağları taşırmadan boyamaya çalışıyordu.

Sungjae soru karşısında omuzlarını silkti, "İnsanları boyuyor, aynı kendi kollarındaki resimler gibi." Oh. Bir dövme sanatçısı. Vay canına, bu çok ateşliydi. Jimin genç olanın o kıyafetler altında daha kaç tane saklı dövmesi olduğu düşüncesiyle yanaklarının kızardığını hissetti.

"Ah..." Anlayışla kafasını salladı. "Eh, eğer böyle çizmeye devam edersen bir gün sen de onun gibi olabilirsin." Çocuk mutlulukla gülümsemiş ve gözlerinin içi parlamıştı.

"Gerçekten mi? Ben de öyle boyamak istiyorum, çok havalı." Jimin kıkırdadı ve saçlarını okşadı. Sungjae Jungkook'un yaptığı işi anlamak için daha çok küçüktü ve muhtemelen büyüyünce bu fikrinden vazgeçecekti, ama Jungkook'a gerçekten böylesine özenmesi çok tatlıydı. Jimin ikisi arasındaki ilişkinin iyi yönde ilerlediğinin farkındaydı ve ileriki aylarda iyice birbirlerine bağlanacaklardı. Jungkook'a bunları anlatmayı ve tepkisini görmeyi merakla bekliyordu.


~


Jungkook bu kez geç kalacağını arayıp bildirmişti, bu yüzden Jimin Jungkook'u bekledikleri sırada çocuğu eğlendirmek için bir şeyler hazırlamıştı.

Siyah saçlı adam akşam yedi civarlarında okula varmıştı, hala soğuk olan havadan dolayı yanakları kırmızıydı, nazikçe sınıf kapısını tıkladı.

"Merhaba." Dedi küçük bir gülümsemeyle ve Sungjae'yle Jimin'in oturduğu üzerinde kapağı açık bir kitap bulunan küçük masaya doğru ilerledi. Jimin muhtemelen çocuğu eğlendirebilmek için ona kitap okuyordu. "Tekrar geç kaldığım için üzgünüm." Çocuk ona genişçe gülümsedi ve Jungkook saçlarını karıştırdı onun. "Eve gitmeye hazır mısın?"

Babysitter // Jikook [Çeviri] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin