APAR TOPAR

36 5 0
                                    

Yatağımda yatarken birden kapı çaldı. Annemin kahvaltı için beni uyandıracağını düşünerek yatakta  arkamı kapıya doğru döndüm. Birden kapının ardındaki ses '' Rana, ben geldim '' dedi ve içeri girdi. Sesin sahibinin kim olduğunu çözmeden yanıma yaklaştı ve yorganımı kaldırdı. Yastığıma iyice sarıldım. Sesin sahibi yastığımı çekmeye başladı. Yastığı öyle güçlü çekiyordu ki. En son pes edip beni sarsmaya başladı. Bende gözümü açtım. Sesin sahibi Lavin'miş.

''Kalk gidiyoruz!'' dedi Lavin. İyi de nereye? Gözümü ovuşturarak '' Sabahın köründe nereye? '' dedim. Lavin şaşırdı ve telefonundan saati gösterdi '' sabahın körü mü? '' Saat üç buçuğu gösteriyordu. Bu kadar nasıl uyuyabildim ben, annem uyandırırdı normalde. Lavin hemen acele etmem gerektiğini, çok önemli birşey olduğunu söylemişti. O yüzden elimden geldiğince hızlı bir şekilde hazırlanmam lazımdı.

Lavin bana kıyafet seçerken bende elimi yüzümü yıkamak üzere banyoya gitmiştim. Yüzümü aceleyle sabunlayıp yıkamıştım. Havluyu bulamadığım için aceleyle tişörtümle kurutmuştum. Dolabı açıp diş fırçamı alıp macunladıktan sonra aceleyle fırçalamaya başladım. Aynaya bir anlık baktığım zaman aynanın üstünde bir not buldum.

'' Ben Zehra Teyzenlerdeyim. Acıkırsan mutfak halısının altında para var.'' Annemin para saklama şekli para değilde altın saklıyormuş gibi özel oluyor her zaman. Halının altı, vazonun içi, yastığın içi...

Altı yedi yaşlarındayken annem elde hiç yokken bir anda para çıkarabiliyordu. Bunu nasıl yapıyorsun diye sorduğum zaman bana gizli bir kasası olduğunu söylemişti. Tabi bu kasa bir benzetmeydi. Kasa olarak kullandığı şey neydi peki? Lavin'e bahsetmiştim bu kasadan. Lavin bana tahminlerini söylemişti. Hiçbirinde olmadığını söylediğim zaman Lavin bir gün beraber ararız demişti.Lavin bizim eve oynamaya geldiği ve annemlerin olmadığı bir gün birlikte evi talan etmiş ama yine de ''Annemin  kasası''nı bulamamıştık.

Aradan bir kaç ay geçtikten sonra öğrenebilmiştim kasanın nerede olduğunu. Ailecek düğüne giderken anneme takacağı parayı nereye koyduğunu sormuştum. Annem gülümseyerek eteğini kaldırıp bacağını göstermişti bana. Giydiği ten rengi çorabın içinde para vardı. Demek evi talan edip kasayı bulamama nedenimiz annemin kasasını yanında taşımasıymış.

Hızlıca su ile ağzımı çalkaladıktan sonra odaya geri döndüm. Lavin elime birkaç kıyafet tutuşturup '' Hadi giy bunları. '' demişti. Lavin süslü giyinmeyi çok seven bir insan, ben ise sadelikten yanayım. Benim zevkimi bildiği için bana da sade ve güzel bir kombin hazırlamıştı. Ben üzerimi giyinirken Lavin telefonda birşeylere bakıyordu. '' Hadi Rana, çabuk giyin! ''

Üzerimi giyinip Lavin'in yanına gittim. Uyku sersemi olduğum için ne giydiğine pek dikkat etmemiştim. Üzerinde annesinin doğum gününde aldığı ve daha önce hiç giymediği pembe tüylü kazağı, altında ise siyah yırtık bir pantolon vardı; saçını da açık dağınık bırakmıştı. Çok güzel görünüyordu, özel bir yere gidiyor olmalıydık.

Lavin yaklaştığımı farketti ve hemen telefonunu kapatıp '' Gel saçını tarayacağım, sonra hemen gidiyoruz '' dedi. Oysa ki hala bilmiyordum nereye gideceğimizi. Bunu sormaya kalktığım her an '' Sana anlatmayacağım, göstereceğim. "diyordu.

Lavin saçımı tararken banyodaki not aklıma geldi." Annem, annelere gitmiş. "dedim. Lavin'in suratı asılıp anlatmaya başladı :
" Annem dün eve çok geç geldi. Babam ile tartışmaya başladılar. Sesler iyice yükseldi. Sonra kapı sesi duydum, ardından sesler kesildi. Odamdan salona gittim. Annem sessizce ağlıyordu, babam ise ortalıkta yoktu. Ben anneme, babamın nerede olduğunu sorduğum zaman üstüme bağırdı; benim böyle şeylere karışmamamı, odama geçmemi söyledi. Bugün de anneni çağırıp evden gitmemi söyledi, bende biraz parkta dolaşıp size geldim.''

İLK AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin