5.BÖLÜM

8 0 0
                                    

Aradan bir hafta geçmişti. Ne Kral Wilson ne de mektubu gönderen adamdan tek bir haber bile yoktu. Onu bulmaya gittiklerin de etrafta kimse yoktu. Sanki yer yarılmış ve de içine girmişlerdi. Kimdi? Ne istiyordu? Danelya bunların cevabını bilmiyordu.

Odasın da camın önün de durmuş bir şekil de etrafı izliyordu. Kollarını göğsünün altın da bağlamış ve de başını duvara koymuştu. Danelya gün ilerledikçe korkuyordu. Sarayın ıssızlığı canını yakıyordu. Ama en kötüsü buna alışıyordu. Derin bir nefes aldı. "Neredesiniz Kralım?"

******

Kral Wilson sarayda ki odasında oturuyordu. Savaş fazlası ile çetin geçiyordu ama onun için önemli değildi. Şafak ile tekrar bir saldırı olacaktı. Kral Wilson hayatın da ilk defa gergin hissediyordu. İçinde bir sıkıntı vardı. Anlam veremediği bir sıkıntı... bu sıkıntının kaynağı prenses olsa da kendine itiraf edemiyordu. Onu saraya geldiğin de bulamamaktan korkuyordu. Yine aynı şeyleri yaşamak istemiyordu. Bu konu onun savaşa odaklanmasını engelliyordu. İçeri giren asker ile derin düşüncelerden çıktı. Askere baktı. "Bir sorun mu var?"

Asker selam verdi. "Kralım baş yardımcınız burada..." Kral Wilson şaşkınlık için de ayağa fırladı. "Ne işi var burada?" Kızgındı. Korkuyordu. Yine bırakılmaktan korkuyordu. Odasından hızla çıktı. Merdivenleri olabildiğince hızlı indi. Alex görüş alanına girdiğin de arkasın da onca asker ile daha fazla şaşırdı. "Alex..." bütün sarayı inletecek şekilde bağırdı. Alex duyduğu ses ile korkmuştu. Selam verdi. "Kralım..."

"Senin ne işin var burada? Sana gözün prenses de olsun demedim mi ben? Nasıl onu tek başına bırakırsın? " Alex bu öfke nöbetlerine fazlası ile alışık olduğu için sakindi. Elin de ki mektubu Krala uzattı. "Bunu size prenses gönderdi ve de buraya gelmemi o istedi. Mektubu okuyunca ne olduğunu anlayacaksınız." Kral Wilson biraz şaşırsa da mektubu açtı.

"SEVGİLİ KRALIM;

Sizin için endişelendiğimi söylemek zorundayım. Saraya sizin ağzınızdan yazılmış bir mektup geldi. Sahte bir mühür olduğu için olayı hemen anladık ama ben yine de sizi merak ettiğim için bu mektubu yazıyorum. İyisiniz değil mi? Peki ailem, onlar nasıl?

Kralım bana lütfen mektup yazın. İyi olduğunuzu bilmek zorundayım.

Prenses Danelya..."

Kral Wilson mektubu okuyunca istemsizce güldü. Olayın asıl bir ciddi boyutu vardı. "Kim benim adıma size bir mektup göndermiş olabilir?"

"Bilmiyoruz kralım. Mektupta sizin iyi olduğunuz ama asker istediğiniz yazıyordu. Savaş kötü gitse bile asker istemeyeceğinizi bildiğim için prensesin emri ile her ihtimale karşı yanıma asker aldım. "

"İyi tahmin yapmışsınız. Kayıp listesi ikiye çıktı. Bir prensese saldıranlar bir de şimdi bu adam..."

"Kralım savaş ne durum da?" Kral Wilson "Kötü..." dedi. Alex kaşlarını çattı. "Neden?"

"Kafamı toparlayamıyorum. Bir türlü odaklanamıyorum. Yine aynı şeyin olmasını istemiyorum."

Alex duyduğu şeyler ile "Olmayacak kralım..." dedi. Kral Wilson alayla güldü. "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

"Gördüm. Prensesin her gün mektuplara bakarken sizden bir mektup gelmediğini duyunca nasıl üzüldüğünü, arka bahçede ki çiçeklerin size ait olduğunu duyunca bahçıvanlara bırakmadan her gün kendisinin suladığını ve onlarla dertleştiğini, sizin bulduğunuz yöntemler karşısın da nasıl hayretle baktığını, sarayın için de gezerken bana devamlı sizin ile ilgili şeyler sorarken nasıl dinlediğini gördüm. " Kral Wilson duyduğu şey ile şaşırdı. "O da her kadın gibi..." gözleri bir anda öfke doldu. "Sevdiğini söyler ve alacağını alır, sonra da yok olur."

GÜÇLÜ VE NARİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin