-18-

411 11 10
                                    

Ben bitti demeden bitmezdi, bitemezdi.

Şu an da bir daha olamayacağım kadar mutluydum.

Sorular yoktu, yükler yoktu, sıkıntılar da yoktu. Önümde engeller birikmemişti, uyandığım sabahlarda öncelikli dertlerim de yoktu.

Bir şeyin olmamasının bu kadar da acı vermediğini fark etmiştim aslında. Eğer yok olan şey sizin kurtuluşunuzsa?

Yeter ki giden kendinden kırıntılar bırakmasın. Annem gittiğinde her an yaşattırdı yokluğunu bana insanlar. Hep bir hedef tahtası olurdum, herkesin elinde acımasızca savrulan oklar... Hepsinin karşısında dimdik dursam da onları tek yaptığı okları savurmak olurdu.

Çok acı çektim, belki de şu an burada olacağımı bilseydim o kadar da isyan etmezdim.

Ama onun yokluğu. Onun yokluğu başkaydı.

Kendi varlığı bile onun yokluğunu örtemezdi ki.

Fakat şu an bunu düşünmeye değer bulmuyordum.

Kırlar içerisinde yatıyordum. Yüzümde mayhoş bir tebessüm saklıydı sanki. Ellerim papatyaları okşuyor, çimler bedenime yatak oluyordu.

Saçlarım dağılmış, yeşille büyük bir ahenk içerisindeydi. Hava esiyordu, umrumda değildi.

"Üşüyeceksin."

Ne başlangıcım, ne de sonum. Hiçbir şeyim ve de her şeyim eşlik ediyordu bana.

Hemen yanımda yerini almış derin düşüncelerle gökyüzü seyderiyordu.

Bir rüzgar hafifçe omuzlarımıza konarken kollarımı ovuşturdum.

"Boşversene."

Güldü hafifçe, rahatına kıyarak sırt üstü uzandığı yerden koluna baskı uygulayıp bana döndü. Yüzünde tarif edemediğim kadar güzel bir gülümseme vardı.

Bakışları ardımda bir yere takıldığında arkamı dönmeye fırsat olmadan başımda bir şey hissettim. Bu birkaç tane papatyaydı.

"Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek. Gözlerine baktığımda sanki kaybolacakmışım ve bir daha bu gözlere bakamayacakmışım gibi hissediyordum.

Gözlerinde tüm hayatım var gibiydi.

"Sen olmadan nefessiz kalıyormuşum gibi hissediyorum." dedim sessizce. Yüzündeki o eşsiz gülümsemesine daha da renk gelmişti.

Yutkundum. Nefessiz bir insan ne yapardı? Ölürdü.

"Hiç gitme olur mu?"

Ömer'le yer değiştirmiş gibiydik. Ben gayet ciddiydim ve o da benim dediklerime espri yapmışım gibi gülüyordu. Kaşlarımı kaldırdım hafifçe.

O da dudaklarını birbirine bastırdı. "Defne'm sana ne oldu böyle? Evleniyoruz diye senin ayarların bozuldu sanırım."

Koluna hafifçe vurdum gülerek. "Anca dalgaya alırsın beni zaten, giderim görürsün evlenmek neymiş?"

Hemen kendimi kollarının arasında buldum.

Buraya, bu çimlere, Ömer'in kollarına nasıl düştüğümü hala idrak edemesem de çok mutluydum.

Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı, elleri saçlarımın üzerinde adeta dans ediyordu.

"Nereye gidersen orada senden önce olacağım."

Dudaklarımı ısırdım, gülümsedim. "Şair gibi konuşuyorsun."

"Sevdiğim kadın şiir gibiyse demek ki."

Sırıtışına karşılık verdim. "Çok da şımartmayalım bu kadını," Doğrulup yüzümü yüzünün hizasına getirdim. "başına kalır sonra."

Gülümseyerek yerden bir papatya daha kopardı ve kulağıma iliştirdi. "Hay hay, benim için bir sıkıntı yok." Elini yanağıma getirdi, okşamaya başladı. Fark ettirmeden aramızdaki mesafeyi bir hayli azaltmıştı. "Asıl siz bu huysuz adama dayanabilecek misiniz Defne Hanım?"

Çimlerin üzerinde duran tastan bir çilek alıp Ömer'e uzattım. Gözlerini benden ayırmadan ısırdı.

"Artık idare edeceğiz, elimizden ne gelir ki?"

Çok mutluyduk, hava sıcak ve güneşliydi. Kuşlar cıvıldıyordu.

Sonra hepsi grileşmeyi başladı, yanımda duran adam gittikçe bulanıklaştı. Bir duman gibi havaya karıştı. Yağmur başladı, şimşek başladı. Çimlerin yerini bataklık aldı.

Batıyordum, gözlerimden asitli yaşlar akıyordu. Yanaklarım yanıyordu.

Nefesine yeni kavuşmuş bebek gibi açtım gözlerimi. Etraf bembeyazdı, ışıklar gözlerimi yakıyordu. Soğuktu, kollarımda bir sürü kablo vardı. Canım yanıyordu.

Adımı dahi hatırlamayacak haldeydim. En önemlisi de...

Az önce gördüğüm neydi? O adam kimdi?

Merhaba! Yazalı iki yıl olmuş en son. Burada olmak güzel, kafama estikçe yazacağım. Aklımda bir şeyler var. Siz yine de bana güvenmeyin. Sizi seviyorum, fikirlerinizi yorumlarınızı bekliyorum.

Bu ikinci sezon başlangıcı gibi olsun. Eskilerden var mı hala burada? Kendilerini belli etsinler!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşkın Sen Tonu (Kiralık Aşk FanFiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin