Daisy'nin Haze'den daha farklı bir hayatı olması beklediğim bir şeydi. Fakat Tae adında bir sevgilisi olması ve bu ismin bana oldukça tanıdık gelmesi bunu sindirmemi kolaylaştırmıyordu. Aslına bakılırsa Tae bir isimden çok kısaltmaya benziyordu.
Tae...yang? Tae...hyun? Tae...hyung?!
Taehyung? Kim Taehyung? Hafızamı çok da zorlamama gerek kalmamıştı. Taehyung'un kim olduğunu çok iyi hatırlıyordum. Nasıl unutabilirdim ki? Bu hayatıma dair her şeyin yalan olduğunu dair canlı ilk kanıtımdı. Uzun zamandır iyi arkadaşım olan V, bu hayatta karşıma Taehyung olarak çıkmıştı. Üstelik...Aşık olduğum kızın sevgilisiydi.
Gözlerimi kapatıp hayal kırıklığı yüzünden hızla atıp duran kalbimin sakinleşmesini bekledim. Daisy birazdan telefonla konuşmayı bırakacak ve bu tarafa dönecekti. Ama sorun değildi, o bir tepki verene kadar gözlerimi kapalı tutmaya devam ettim.
"Ah...Jimin. Günaydın." Hiç bir sey olmamış gibi kocaman gülümsediğinde onu taklit edebilmeyi her şeyden çok istedim. Ama yapamazdım. İçimde bir şeyler bana engel oldu, gülümsemek yerine "Tae...mi?" diye sorarken buldum kendimi.
Daisy'nin yüzü yavaş yavaş solarken onu izledim. Ne tepki vereceğini, bunun Tae ile aralarında bir şaka olduğunu söyleyeceğini, burada kalmamın kimse için sorun teşkil etmediğini söyleyeceğini görmek istedim. Bir şeyler yanlış olduğunun onun da farkında olduğunu söylemesini duymak istedim. Söylemedi.
"Evet, bak nasıl hissettiğini anlıyorum ama gerçekten tesadüf..."
Neyden bahsediyordu? Onu sevdiğimi biliyor muydu? Ne tesadüfünden söz ediyordu? Kaşlarım hafifçe çatıldı.
"Sen onu aradıktan sonra beni aradı ve ben de gitmesi gerektiğini söyledim. Senin için endişelendim Jimin...gerçekten."
Bir an anlamak için bekledim fakat uzun sürmedi. Ben yanlışlıkla annem yerine Taehyung'u aradığımda onu Daisy'ye haber vermiş olmalıydı. Tanıştıklarını bilseydim eğer, özellikle de sevgili olduklarını, Taehyung'a beni kurtarmış gibi bakmazdım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
"Pekala." Ağzımdan dökülen tek kelime bu olmuştu çünkü ona hesap sorma hakkım yoktu. Arkadaşım olabilirdi, hatta dostum bile olabilirdi ama hesap sorabileceğim biri değildi.
"Pekala mı? Yalnızca pekala mı?" Dediği her şeyle biraz daha sinirim bozuluyordu.
"Ne dememi mi bekliyorsun Haze?" Biraz bıkkınlık biraz da korkuyla sorulmuştu bu soru. Ona kendi ismiyle seslenmediğimin bile farkında değildim.
"Bilmiyorum...Sadece iyi olmadığını görebiliyorum ama sen bunun sebebini bana hiç anlatmıyorsun." Daisy, elini omzuma koydu. "Biliyorsun, ben senin arkadaşınım."
Sorun da oradaydı ya...arkadaşımdı. yalnızca...arkadaş. Yalnızca arkadaş.
"Sorunu söylersem...Beni dinleyecek misin Haze?"
"Haze kim Jimin? Benim, Daisy."
Onu duymuyormuş gibi konuşmaya devam ettim.
"Sana seni nasıl kaybettiğimi anlatsam dinleyecek misin gerçekten? Bir arkadaş olarak bana destek olacak ve her zaman yanımda olacağını söyleyecek misin?"
Daisy üzüntüyle bana bakıyordu fakat önemli değildi.
"Sana seni ne kadar sevdiğimi anlatsam, gerçekten dinler misin beni?"
Daisy'nin şaşkınlıktan açılan ağzını gördüm. "B-Ben..."
"Sen...Ne? Beni yalnızca arkadaş olarak görüyorsun, mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Life|| BTS ✔
FanfictionÖldüğümde, yeniden doğmayı bekliyordum. Bir hayatın içine bodoslama dalmayı değil. İki farklı evrenin, iki farklı insanın hikayesi. ° ->@JungDaisy Kapak: @JungDaisy #Tüm Hakları Saklıdır.# Başlangıç: 15 Aralık 2015 Bitiş: 13 Mayıs 2018